Şahin Akçap

Ceylanlar suya inemedi

Şahin Akçap

Anadolu’yu yüreğinin gözünden anlatanlardandı. O turna sürülerinin izcisi, gökkuşağının rengârenk izlerinden biriydi.
Otu, böceği, insanı sevenler türkülerinde sevgiyi, barışı oya gibi işlerler.
Yapmacık değillerdir. Dostlukları kavi, umutları ana sütü kadar ak, güvenleri sonsuza kadardır. O da öyleydi.
Beyaz beyazsa kara demezdi. Gerçekleri bir fotoğraf makinesinin kadrajına yerleştirmeden deklanşörüne basmazdı. Kalemi berk, haksızlıklar karşısında sözcükleri domdom kurşunu gibi şaşmazdı. Fırçasından tuvale yansıyan renklerde sadece pembe yoktu. Gözleriyle anlatırdı yorgun ve hep sömürülmüş Anadolu kadınlarını.
Cumhuriyet Gazetesinde röportajları yansırken ve hiç ummadık bir Doğu haberini sansürlere eyvallah etmeden kaleme alırken cesurdu.
Gün geldi tıpkı bizim gibi ülkenin dayattığı yazgılar yüzünden gelip Akdeniz coğrafyasına yerleşti. Ve kapısından, sofrasından, gönlünden dostlukları, arkadaşlıkları hiç ırak tutmadı.
Fikret ağabeyden söz ediyorum. Göbek bağı Orta Anadolu bozkırına düşmüş ama gönlü ve sevdası hep koca Anadolu topraklarına yolculuk etmiş Fikret Otyam’ı.
Ceylanlar suya indi…
Ha bu diyar yazdıklarını topladığı kitaplardan sadece ikisiydi.
Ceylanların suya inebildiğini gördü mü bilmem ama acılı bir döngünün kuşatmasındaki ülkesinin çığlıklarını duyarak gitti.
Ardından gökkuşağının pırıldayan renklerinin hiç kaybolmayacak izlerini bırakarak.
Rahmet ve saygıyla anıyorum.
Dilerim yaşamı ve birikimi yeni yeşeren yüreği pek gazeteci ve sanatçı evlatlarımıza rehber olsun.

Yazarın Diğer Yazıları