Şahin Akçap

Bütün peygamberler neden Ortadoğu'ya gönderilmişti?

Şahin Akçap

Bugün ki yazı başlığım önemli bir soruyu içeriyor… Yanıtını söylediğinizi duyar gibi oluyorum. "Pek çoğu Ortadoğu!" Mısır bir Kuzey Afrika ülkesi... O topraklara gönderilen peygamberin de firavunların saltanatına son veren Hz. Musa olduğunu anımsıyoruz. Bütün kutsal kitaplarda der ki: "Yaratan, peygamberlerini kullarına yol gösterici olarak göndermişti." Peki, neden Ortadoğu da diğer coğrafyalar değil? Çünkü Ortadoğu geçmişte ve bugün hep cehaletin anayurdu olmuştur. Ortadoğu tarihini incelediğinizde bu gerçeğin acı yüzüyle karşılaşırsınız. Kadının recim edildiği, hayvan yerine konulduğu toprakların adı Ortadoğu'dur. Tek avantajları peygamberlerin yurdu olmasıdır. Ve derler ki: "Petrolün bu topraklara armağan edilmesinin tek nedeni Allah elçilerinin hatırasınadır." Ve her dinde en önemli emirlerden biri temizlik üzerinedir. İslam dininde: "Temizlik imanın yarısıdır." Sözü bu coğrafya için söylenmiştir. Ancak temizlik olgusu Ortadoğu ülkelerini gezenler tarafından hala yoksun olduğu görülmüştür. Ve Arap âlemi vefasızdır. Kendi dindaşları yok edilirken; rahat ve huzurları kaçmasın diye seyrine duranlardır. Kanıtı İsrail'in tek başına susta tuttuğu onlarca Arap uluslarının bedbahlığını gösterebiliriz. Bu gidişata karşı duran birkaç lider ise entrikalar ve iç kargaşalar yaratılarak yok edilmiştir. Yokediciler, Ortadoğu'yu kara altın olarak adlandırılan petrol sömürge topraklara dönüştüren İngiliz, Fransız, İtalya ve onların kuyruklarını tutan ABD'dir. Bugün onlara kafa tutan ve saf değiştirerek Çin ve Rusya ile iyi ilişkiler içine giren Suriye'dir. Şimdi hedefte Suriye Lideri Beşar Esad vardır. İç savaş içine çekilmiş, radikal dincilerin kıyıcılığına terk edilmiş, kimyasal silah kullandı iddialarıyla çok uluslu ülkelerin müdahale tehdidi ile karşı karşıya bırakılmıştır. Tıpkı Irak Lideri Saddam ve Libya Lideri Kaddafi gibi… Geçmişte aynı oyunlar Vietnam halkı için de sahnelenmişti. Şimdi Batılı emperyalistler Beşar Esad'ın kellesini istiyor. Onların işini kolaylaştırmak için de radikal dinci Müslüman güçler devreye konulmuştur. Yaratılan kardeş kavgası yüzünden her gün onlarca, yüzlerce insan birbirini boğazlamaktadır. Yani onca peygamberlerin yol göstericiliğine ve onca felaketlere rağmen hala Ortadoğu o bilindik Ortadoğu kimliğinden sıyrılıp kurtulamamıştır. Ne acıdır ki bütün bu onursuzlukları bize yazdıran ve gözyaşlarımıza rağmen erdemli olmayı başaramayan Ortadoğu halklarıdır. Onları bu ayıptan kurtaracak tek çaba emperyalizme karşı yekvücut olup kora kor mücadele etmeleridir. Aksi takdirde kendi topraklarında kukla olmaktan kurtulamayacaklardır. Bu tanımlamanın içinde Ortadoğu'nun vurucu ve zalim gücü İsrail'i de gösterebiliriz. İsrail halkı; zalimin, mazlumları boğazlamasına emreden dünyanın efendilerinin uşağı olmaktan kurtulmalıdır. Unutmamalıdırlar ki bir zamanlar Roma İmparatorluğu da aynı savaşçı politikayı yürütmüştü. Şimdi o kanlı imparatorluk tarihin yapraklarında kan ve gözyaşının süreci olarak nefretle anılmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları