Şahin Akçap

Bir yemin ettik ki!

Şahin Akçap

İki yıllık adliye görevimde adaleti sapına kadar uygulayan yargıcımız A.Hulusi Gürbüz’ün güzel bir sözü vardı:

“Eğer bir yemine kalmışsa adaletin tecellisi neden gereksinim duyulur ki bir olayın detaylı araştırmasına.”

Arapçanın ve Farsçanın kuşattığı Türkçe’yi arındıran, biz yazmanlarına da sıkça:

“Anlamadığınız sözcükler karmaşa yarattığında yorumlama yetiniz elinizden alınmış olur. Dili arındırmalyız.” Nasihatinde bulunurdu

Adliyelerde yalancı şahitlerin cirit attığı o sıralarda geçmişteki bir anısını anlatan rahmetli mübaşir Sabri ağabeyimiz de ne çok düşündürdü genç beyinlerimizi.

“Bir tarla davasında hâkim bey olay yerinde keşif yapmış sonra da şahitleri dinlemeye karar vermişti. İçeri giren köylüler daha hâkim sormadan ‘Vallah da billâh da ayağımızı bastığımız toprak var ya aha bu ağanındır. Yeminle ve de kelamı kadime el basarım ki dediğidir.’ Diye diretiyorlardı. Ne var ki köylüler hâkimin önüne tuhaf adımlarla giriyorlar ve her çıktıklarında salonda toprak kırıntıları bırakıyorlardı. Bunu fark eden Hâkim birden karar verip dört beş kişilik şahitleri salonun orta yerine aldı ve yerinden kalkıp yanlarına kadar gelerek:’Çıkarın bakalım cızlavetlerinizi!’ Diyerek gürleyip kaşlarını çattı. Şahit köylüler ayaklarındaki lastik ayakkabıları çıkarınca salonun orta yeri ayakkabılarının içine doldurdukları toprağa bulandı. Ve anlaşıldı ki tarla davasının şahitleri parayla satın alınmış yalancı şahitlerdi. Davadan şahitlikleri yok sayıldı ve ayrıca hâkim beyin suç duyurusu ile adaleti yanıltmaktan yargılanmaya başladılar.”

Milletvekilleri mecliste yemin ederlerken aklıma birden Mübaşir Sabri ağabeyin anlattığı o olay geldi.

Yemin törenini izlediğimiz kahvehanenin televizyonunun başına toplanan yurttaşlardan biri de:

“İyi bakın yemin ederken ayağını havaya kaldıran var mı?” Diyince her kes güldü.

Şaka bir yana…

Sahi milletin iradesine ev sahipliği yapan mecliste namus ve şerefi üzerine yemin eden milletvekillerin kaçı yeminlerine sadık kalacaklar? Kaçı vekillik aldıkları millete eşit ve tarafsız hizmet sunacak? Ve kaçı haksızlıklarla, yanlışlıklarla mücadele edecek? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yüzde kaçı koruyacak ya da ihanet edecek? Hiç düşündünüz mü?

Yoksa o yemin bir anın zorunlu refleksi olarak mı kalacak hayatlarında? İçlerinden halka ve devlete kaçı sadakatle hizmet sunacak, var gücüyle çalışacak?

Kaçı:

“Onlar da böyle yaptı.” Diye hatalarını ve yanlışlarını geçmişin sabıkalı milletvekillerini öne sürerek işi pişkinliğe vurup örtbas etmeye çalışacak?

Dilerim hepsi yeminlerine sadık kalırlar. Dilerim hepsi göğüslerini gere gere ve seslerini yükselterek verdikleri sözün arkasında dururlar.

Onlar yemin ettiler ve biz halk olarak yeminlerine ve verdikleri söze tanık olduk.

Şimdi sıra hükümeti kurmak için vicdanlarına sımsıkı sarılarak partilerini uzlaşma alanlarında tutmaları. Liderlerinin seçim meydanlarında verdikleri sözleri yerine getirmeleri için baskı yapmaları. Aksi yeni bir seçimdir ve hesabı soracak yine milletin ta kendisidir.  Sakın unutmasınlar… Millet son sözün sahibidir!  

Yazarın Diğer Yazıları