Şahin Akçap

Aşure günleri

Şahin Akçap

Muharrem ayının olmazsa olmazıdır Aşure günleri.

Bu yıl bizimkiler hazırlık yaparken:

—Konu komşuda ses yok. Acaba es mi geçiyorlar? Diye sordum kendi kendime.

İç sesim yanıt verdi:

“Yahu kolay mı aşure yapmak? Onca malzeme, hazırlığı… Hem sonra çarşı Pazar da pahalı…”

Bütün bunlar geçerken aklımdan ve tam da kahve cezvesini sürerken ocağın küçük gözüne zili çaldı kapımızın.

Kapıda gül yüzlü komşu kızı elleri arasında tuttuğu aşureleri:

“Afiyetle amca.” Diye uzattı.

Hani tam da:

—Dur bir hele kızım resmini çekip, sosyal medyaya koyayım. Derken güzel kız diğer tabakları apartman komşularımıza sunmak için ayrıldı.

Hani çekseydim fotoğrafını cep telefonumla, koysaydım sosyal medyaya:

—Bakın bu bizim en şeker geleneğimiz. Komşuluk yaşıyor. Diyecektim ki bir

güvercin gibi uçup gitti komşu kızımız gülümsetmeye. Fotoğrafını da yazıyla anlatayım istedim.

İçine evinizde ne var ne yok koyduğunuz yiyeceklerin tatlandırılmışıdır aşure. Nohut, fasulye, buğday taneleri, fındık, fıstık, nar taneleri. Baklagiller önceden ıslatılır ve bir gün sonra ayrı ayrı pişirilir ve sonra bir araya getirilir, tatlandırılır.

Büyüklerimiz içine her şeyi koyun ama o şeyi unutmayın derdi.

Neydi o şey?

Samimiyet, sevgi, hoşgörü…

Bu üçlüdür tatlandıran aşureyi gönül olup, sunacağınız insanların sofrasına konan. Bunlar olmaksızın aşurenin içine petek petek bal koysanız ne çare, tat veremezsiniz.

Ama bu üçlünün yanına bir de şu sözcükleri eklemek istiyorum… Huzur ve barış… Onlarsız ne bayram bayramdır, nede sevinçler sevinç.

Yazarın Diğer Yazıları