Antalya Altın Portakal savaş aleyhtarı!

Siz hiç savaşı öven sanat dalı olduğunu biliyor musunuz? Bilemezsiniz. Çünkü sanat barışseverdir, tıpkı sanatsever gibi.
Sonbahar yağmurlarının gök gürültüsü eşliğinde Antalya'yı inlettiği akşam saatlerinde Antalya Cam Piramitte Altın Portakal festivalinin 49.su açılış için konuklarını ağırlıyordu.
Davetiyemiz olmadığı ve seçkin konuk statüsünde bulunmadığımız için, evimizde, ekran başında canlı yayından izledik açılış gecesini.
Biz halkın biricik sevgilisi sinemayı sevdiren sanatçılar ekrana geldikçe sanki ilk defa sinemaya gitmişçesine keyif aldık.
Koca yürekli sinema ve tiyatro sanatçılarımızda Meral Zeren, Cihat Tamer, Salih Güney, Selda Alkor mikrofona:
"Çocuklarımız, gençlerimiz ölmesin! Evlerimiz yıkılmasın! İnsanlar birbirine kıymasın!" Söylemleriyle; bizi savaş denen cinayetin içine sokmaya çalışanlara mesajlar ilettiler. Salondaki konuklar, salonda olmayan halkımızın da yüreğinde taşıdığı barışçı coşkuyla sanatçılarımızı alkışladı. O sırada sanki Antalya'nın göğünden yağan yağmur damlaları birer beyaz kanatlı güvercine dönüştü. Ve savaşa karşı olan bir büyük kentin hançeresinden yükselen:
"Savaşa hayır!" Haykırışını, inanıyorum ki haber emekçileri o dakikada yurdumuzun ve savaş yorgunu dünyamızın dört bir yanına iletti.
Beşinci sanat sinemanın yüz akı olması için büyük çabalar gösteren Antalya Uluslar- arası Altın Portakal Film Festivali ülkemiz için çok bir zor süreçte etkinliğini sürdürürken, savaş karşıtı kimliğini de ortaya koymuş oldu.
Antalya 49. Uluslar arası Altın Portakal Film Festivali bu yanıyla da tarihe adını savaş aleyhtarı olarak yazdıracak.
Dilerim önümüzdeki Antalya Uluslararası Altın Portakal'ın 50.yılında festival afişlerinde bugünleri yâd etmemiz için zeytin dallı güvercinler de yer alır.  
Savaşsız ve sömürüsüz bir dünya utkusu adına kentimize onur veren sanatçılarımıza, sinemaseverlere hoş geldiniz diyorum.
-Hadi gari, şimdi sinema zamanı!