Anneler anlar annelerin halini
Şahin Akçap
Hiçbir güç bir anneye evladının kötü olduğunu anlatamaz.
Onun içindir derler ki:
“Bir anne evladına ilense (beddua) bile ilenci geçmezmiş. Emzirdiği süt öne geçip evladını korurmuş.”
Sosyolojik anlamda kayınvalide ile gelin arasında ya da damat ile kayınvalide arasındaki çekişmenin temelinde analık içgüdüsü yatar. Olağanüstü koruma ve kollama duygusu zaman içinde o bilinen çatışmalara yol açar.
…………………………….
İran’da bir kavga sonunda kendisi gibi bir gencin yaşamına kıyan sonra da yakalanıp yargılandıktan sonra şeriat(yol) yasalarına göre cana can misillemesi kararıyla idam edilecek delikanlıyı son anda canına kıydığı insanın annesi onu idam sehpasından affederek geri alır. Tek cezası kıydığı evladının canını alan katilin suratına okkalı bir tokat atmaktır. Tokadı atar ve idam hükmü yerine getirilmek üzere boynuna ilmik geçirilen delikanlıyı ölüm sehpasından geri alır. O dramın görüntüleri bununla kalmaz. Canından can olan evladının katilinin annesine sarılır. İki acılı annenin görüntüleri haber olup medyaya yansıyınca insanlık annelerin olağan üstü bağışlayan gücüne bir kez daha tanık oldu.
Böyle yüzlerce haber güncel olayların içinde dönüp dolaşıp bizlere ve bizleri yönetenlere birer hayat dersi ve ibreti olarak ulaşıyor.
Şiddetin kol gezdiği günümüz dünyasında ve de ülkemizde bir çatı altında topladığımız çoluk çocuğumuzla yaşananların ve gördükçe ders çıkaracağımız olayları irdelemek zorundayız. Anneler, babalar, öğretmenler… Unutmamalıyız ki ağaçtan savrularak düşen bir yaprak bile yeni yetişen kuşaklara anlatmaktan uzak durmayacağımız genelde basit görünen ama özelinde çok önemli olan konulardır.
O halde bugün dilerseniz İran’da yaşanmış ve habercilerin objektifinden süzülüp gelmiş bu çok önemli sosyal haber üzerine kafa yoralım.
Ve bir kez daha evlatlarını en büyük değer gören annelerimizin Tanrı değeri yüklü şefkatlerini hatırlayalım.
