Şahin Akçap

Ah Anadolu’m!

Şahin Akçap

İnce uçlu keskin yüzlü bir bıçak gibi…

Ya da üstünde mor ışığın şavkının oynaştığı bir ustura!

İnce ince diliyor her yanımızı.

Her fotoğraf ve yorum ağulu…

Hıçkırıklar yedi boğumlu ilmik gibi dolanmış boğazlara.

Abdestli avuçlarıyla göğe yalvarıyor analar. Yazmalarında kırmızıya dönüşmüş gözyaşları…

Taze gelinler…

Üç kuruşu dirhem dirhem hesaplayan ve tencere kaynatan madenci kadınları…

Ve çocuklar…

Henüz yağmur topluyor gözbebekleri. Acı bir yumruk gibi çökmüş olup biten yürekçiklerine.

Uzaktan gelen selamların merhamet dolu serinliği…

Bahar, toprağın can evinde ölümle kucaklaşmış.

Hani tam bu sırada biri yürek yangınına yenilip de acı bir türkü tuttursa:

“Kahpe felek sana ne ettik neyleydik!” Diyecek.

Tam da tepelerin ardından yükselen bir kuş sesi…

Çocukken o kuşa:

“Çoban aldatan!” Derlerdi.

Kuş pepeleri vardı yamaçların başlayıp bittiği yeşilliklerde.

Ölüm bu!

Kara bir yel gibi savrulup düşer madenci hanelerine…

Önce sirenler öter sonra da en acısından yükselen ağıtlar.

Yalın ayak, elleri abdestli ve dualı analar…

Karnı döllü taze gelinler koşarlar vardiya şefinin kulübesinin önüne.

Bilirler müjdenin yüzde elli, kara haberin yüzde elli ihtimalini.

Ah kara kaderlim…

Ah Anadolu’m!

Acıyı bal eyleyenim…

Yazarın Diğer Yazıları