Şahin Akçap

2 Nisan Van’ın Kurtuluş Yıldönümü

Şahin Akçap

Anadolu’yu emperyalist güçler paylaştığında Van ve çevresi de Rusların payına düşmüştü.

 İç karışıklıkları oluşturan, isyan eden  Ermeni komiteciler, Çarlık döneminin Rus ordusunun ardına sığınarak olağanüstü kıyımlara neden olmuştu.

 Anadolu büyük bir pastaydı ve itilaf güçleri her yönüyle dünyaya yayılmaya olanak sağlayacak kilit noktasındaki Türkiye’yi bir anahtar olarak düşünüyordu.

 Acı olan içteki etnik oluşumların işgal ordularına davetiye çıkarmalarıydı.

 Ermenistan hayalî düşüncesini aklının ve yüreğinin bir köşesinde koruyan ve işgali bulunmaz fırsat bilen Ermeni azınlığın hayalperest öncüleri ellerinden geleni artlarına koymayarak katliamlara giriştiler.

 Bugün Van Gölü’nün kuzey yerleşkelerinden bir olan Zeve acımasız Ermeni komitacılarının kıyımlarının doruk noktası oldu. Bu bölgede yapılan kazılar sonucunda Ermeni komitacıların öldürdüğü yüzlerce insanın gömülü olduğu toplu mezarları bulundu. Bugün hala Türkiye’nin, Ermenilere soykırım yaptığı iddialarına Zeve şehitliği bir yanıt niteliğindedir.

 Elbette ki savaş koşullarında yaşamış insanların içine düştüğü ruhsal bunalımın yarattığı dehşet sosyolojik bir inceleme konusudur. Acılı bir süreci tüm Ermenilere mal etmek de yanılgıdır. Ve asıl suçlu savaşın koşullarını yaratan ve sıçrama tahtasına dönüştüren emperyalizmin her şeye sahip olma emelidir.

 Özgürlük mücadelesi insanoğlunun namus ve şerefi kadar değerli bir olgudur. Böyle olduğu için Anadolu’da başlatılan Özgürlük Savaşı nihai sonuç zaferle taçlandığında geride yitirilmiş canlar, yakılıp, yıkılmış yuvalar kalmıştı. Zafer sonrası en önemli görev savaşın zulmünün izlerini silmekti.

 Kurulan Türkiye Cumhuriyeti bu kanlı ve acı izleri silmeye çalıştı. Ancak üstesinden gelinmeyen feodal yapının etkileri devam etti. Öyle ki cumhuriyet döneminde aydınlanmanın odak noktalarından olan Köy Enstitüleri dönemin ağaları tarafından ve ağa, bey hükümranlığını sürdüren iktidarlar tarafından yok edildi. Halkın sesi olan ozanlar:

 “Anayaso!/Ellerinden öpü Hasso!/Yap bize de bir iltimasso!” Diye başlayan yergi dolu seslenişlerle Ankara’ya seslendi.

 Tüm bunları araştırmacı yazar Doğan Avcıoğlu ciltlere sığan eserlerinde dile getirdi.

 Düşman işgali yok edilmişti…

 Ancak asıl düşman kara düzendi… Kara cehaletti… Hurafelere dayanan şeyhlik, ağalık düzeniydi. O halde barış içinde bir arada yaşama utkusunun bilincinde olan herkes bu karanlığa doğru aydınlık savaşını başlatmalıydı.

 Bugün değişen elbette ki çok şey var. Varılan hedefler değerli… Ancak yoksulluk ve işsizlik yok edilemediği sürece, özgürlükler üzerindeki tartışmalara bir son verilmedikçe, üretim ilişkileri nüfus planlamasına göre planlanmadıkça, eğitim üzerindeki soyut, mistizm ağırlıklı prangalar çözülmedikçe mutluluk denen gerçek hedef vurulmakta gecikecektir.

 Bu bilinçle 2 Nisan Van’ın düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümü kutlu olsun diyor, bu uğurda canını veren aziz şehitlerimiz ve şimdi hayatta olmayan başta Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir Paşa, Ali İhsan Sabis  olmak üzere Kuva-i Milliye ruhunu yaratan önderleri ve silah arkadaşları kahramanları rahmet, saygı ve minnetle anıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları