İkram Kali

Van Vakfı seçiminden izlenimlerim

İkram Kali

1993-94 futbol sezonuydu.

Vanspor  1. Lig Play-Off grubuna yükseltmişti. 

Van Atatürk Şehir Stadyumunda ilk maçında konuk ettiği güçlü rakibi Sakaryaspor'u yenen Vanspor  iyi bir başlangıç yapmıştı.

İkinci maç İstanbul'un köklü ve güçlü takımlarından Bakırköy spor ile deplasmanda Bakırköy Şenlik köy Stadyumunda oynanacaktı.

Maddi yokluk içinde mücadele eden Vanspor'un masraflarını azaltmak, birlik beraberlik içinde tüm Vanlıların desteğini almak amacıyla Vanspor Basın Sözcüsü ve Genel Sekreter olarak çalışmaları yürütmek üzere maça bir hafta kala İstanbul'a geldim.

Rahmet ve saygıyla andığım Celalettin Tüfekçi ağabeyimizde tüm Vanlılar gibi 1. Lig'e yükselme heyecanı içindeydi.

O dönem Van Kültür ve Dayanışma Vakfı'nın kuruluşunu tamamlayan Celalettin ağabey Marmara Üniversitesi Haliç yerleşkesinde İstanbul'daki Vanlı iş insanları ve bürokratların katılımıyla bir akşam toplantı düzenledi.

Toplantıda heyecan, güç ve moral veren konuşması sonrası Vanspor olarak kendilerinden neler beklediğimizi sordu.  Başta maddi olmak üzere Vanspor'un her türlü desteğe ihtiyacı olduğunu anlattım.

Celalettin ağabey, Vanlı hemşerilerimizin gönüllü katılımıyla benim de içinde bulunduğum organizasyon komitesi kurarak yapılması gerekenleri söyledi. İmkânı olan olmayan herkes Vanspor'a samimiyetle sahip çıktı. Komite kısa sürede yaptığı özverili çalışmalarla Vanspor'un İstanbul deplasman masraflarının tamamını karşılayarak önemli katkı sağladı.  Öyle ki hayatında maça gitmeyen mütedeyyin Vanlılar dahi Vanspor için düzenlenen gecede bir araya gelerek maddi katkıda bulundular.

Bakırköyspor'u Hüseyin'in golüyle kendi sahasında 1-0 yenen Vanspor tarihinde İstanbul’da oynadığı ilk resmi müsabakadan galip ayrılarak Türk spor camiasının dikkatlerini çekmeyi başarmıştı.

Vakfın organize ettiği yardımlaşmaya katkıda bulunarak İstanbul' da Vanspor'a sahip çıkan Vanlılar alınan başarıda büyük pay sahibi olmuşlardı.

Bir anekdot daha.

İstanbul'a ne zaman gitsem rahmetli Celalettin Tüfekçi ağabeyimizi mutlaka ziyaret ederdim.

1. Lig'e çıkmıştık. Galatasaray-Vanspor maçı oynanacaktı. Bir gün önceden İstanbul'da bulunuyordum.  Celalettin Tüfekçi ağabey Samatya' da bulunan Van Vakfı Öğrenci Yurdu'nda inceleme yapacağını belirterek  "Kali sende mutlaka bulun" dedi. Mutlu olurum abi dedim.  1958'de Fatih Kaymakamı olan Celalettin Tüfekçi tarafından açılarak Van Öğrenci Derneğine bağlı hizmet veren ancak 1980 ihtilalinde kapatılan ve el konulan efsane yurdu o gün ilk defa görüyordum. Garip duygular içindeydim.

İstanbul' da yüksek öğrenim gören çok sayıdaki Vanlı öğrencinin eğitim hayatında önemli yeri ve emeği olan yurt yuva gibi işlev görmüştü. 

Yurtta kalarak akademisyen, mühendis, doktor, hakim, avukat,  iş insani, bürokrat, siyasetçi, yazar ve sanatçı olan Vanlı ağabeylerimizin kimi neşeli kimi de hüzünlü anılarını kendilerinden ve arkadaşlarından merakla dinlemiştim. Yurdun önünde anlatılanlar gözümde canlanmıştı. 

Yolu taş döşeli dar bir sokakta yer alan mütevazı bir binadan oluşan Van Vakfına daha sonra devredilen öğrenci yurdu barınma ihtiyacı olan tüm öğrencilere kucak açmıştır.

Celalettin ağabeyimize kurduğu Van Vakfı ve yurt için teşekkür ederken unutulmayacak hizmetler yaptığını söylemiştim.

İstanbul'da Van Vakfı Genel Kurulu salonunda bunları hatırlayarak Van Vakfı'nın varlığının ne denli önemli olduğunu bir kez daha anladım.

Vakfın en büyük eseri yetiştirdiği nitelikli ve saygın insanlar olmuştur.  Bunların birçoğunun salonda olması ayrı bir anlam taşıyordu.

Genel kurula gelince...

Belki aylarca birbirini görmeyen insanlar bir aradaydı. Salon Van kokuyordu.

Üç adaylı yarışta Nizamettin Ağar, Müjdat Çelik ve Hasan Aydinç seçime ciddî anlamda hazırlandılar.  Hasan Aydinç Müjdat Çelik lehine adaylıktan çekildiğini, kazanmaları halinde dönüşümlü başkanlık yapacaklarını açıklaması sürpriz oldu.

Vakfın 380 üyesinden 224 üyenin katılımına karşın salonda 500 kişi vardı.  Vanlı kadınların ilgisi ve sabırları dikkat çekiciydi. Her yaştan katılımcı gelmişti.

Bazı üyeler Vanlılık aidiyet duygusunu yaşamaları için çocukları ve torunlarıyla genel kurula katılmaları görülmeye değer tabloydu.  Atışmalar ve konuşmalar nedeniyle bir ara gerilim yaşanması havayı bozdu. Araya giren başkan adayları ve üyeler ortamı yatıştırdı. Daha düzenli genel kurul ve oy kullanım ortamı sağlanabilirdi.

 

Vakfın Yıldızı

Genel kurulun tek ve en büyük yıldızı tekerlekli sandalyede kızı,  torunu ve damadıyla gelerek selam veren herkese coşkuyla,  “Ben Vanlıyım"  diyen Van Vakfı kurucularından rahmetli Nurettin Gündüz'ün 90 yaşındaki hanımı Münire Gündüz'dü. Tek kelimeyle helal olsun diyerek ellerinden öptüm.

 

 

Sitem

Seçim öncesi İstanbul'da ikamet eden bazı Vanlılar kendilerinin aranıp sorulmadığını, mesaj grubu kurularak ölüm, kültürel ve sosyal etkinliklerden bilgi sahibi edilmediklerini Van ve Vanlılar için hizmet etmek üzere görev almaya hazır olduklarını yazmamı istediler.

Bazı hemşehrilerimiz de Van Vakfı'nın öncelikli görevinin İstanbul da okuyan öğrencilere burs sağlamak,  Van'ı tanıtmak,  kültür ve sanat faaliyetleri yapmak olduğunu dolayısıyla vakfın amacının dışına çıkarak derneğe dönüştürülmesinin tehlikeli ve yanlış olduğunu belirtiler.

 

 

Herkes Kazandı

Van Vakfı seçiminden başarıyla çıkan, üyelerin bir kez daha görev verdikleri Nizamettin Ağar ve ekibinin kısa orta ve uzun vadede yapacağı isler var.

Vakıf öncelikle kurumsal kimlik kazanmalı. Sürekli maddi gelir getirecek olanaklar bulunmalı.

Üye sayısı nicelik olarak değil, nitelik olarak artmalı.

Seçim kazanmak için hiç kimse yakınlığından dolayı üye yapılmamalı.  Önü alınamaz bu yaklaşım vakıf ruhuna da uygun değildir.

Öncelikle maddi gücü olan Vanlı iş insanları ve etkili bürokratlar, sanatçılar, bilim insanları ricayla da olsa mutlaka üye yapılmalı. Çünkü vakıflar para ve vizyonu olan yöneticilerle hizmet yapan kuruluşlardır. Para verenler,  para bulanalar ve çalışacak insanlar bir araya getirilmeli.

Vâkıfın geleceği için kadın,  gençlik, kültür ve sanat kolları kurulmalı.

Vakfın üç yıllık hizmet plan ve program taslağı hazırlanmalı.

2 Nisan Van'ın kurtuluşu ve 2 Nisan Dünya Vanlılar Günü farkındalık yaratacak, Van'ı doğru ve etkili tanıtacak etkinliklerle kutlanmalı.

Vakıf logosu, web sitesi ve sosyal medya sayfaları açılarak işler hale getirilmeli.

Vakıf kuruluş amacına sadık kalarak farklı yönlere evrilme girişimlerine asla izin verilmemeli.

Van Vakfı secim sonucu Van'a ve tüm Vanlılara hayırlı olsun.

Yazarın Diğer Yazıları