Şahbettin Uluat

İyi Ki Varsın Nurgül Öğretmen 2 Bir Mezuniyet Töreni

Şahbettin Uluat

Muhammet Bey ve eşi çocuklarının sınıflarını değiştirmemişler ama usul usul izlemeyi de ihmal etmemişler.

Bakmış görmüşler ki, kızları günden güne değişiyor, gelişiyor; yeni şeyler öğreniyor; zaten var olan özgüveni daha da artıyor.

Hem kendi sınıfında birinci, hem de diğer sınıflardaki kimi akranlarının önünde.

Giderek içlerindeki kuşkular dağılmış, gönül huzuruyla işlerine, güçlerine bakar olmuşlar.

Günler, aylar su gibi akmış, sırasıyla ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıflar da bitmiş.

Nurgül öğretmen, geçen dört yılın sonunda çok başarılı işlere imza atmış, çok çalışkan öğrenciler yetiştirmiş. Onun yetiştirdiği öğrenciler kolay girilemeyen ortaokullara girebilecek düzeylere gelmişler. Bu hal doğal olarak velilerin de dikkatinden kaçmamış, okula ilk geldiği zamanların aksine bu defa bir sonraki dönem okula başlayacak çocukların aileleri Nurgül Öğretmeni izler olmuşlar.

***

Mezuniyet günü, okulun bu başarılı öğretmeni Nurgül Hanım öğrenci velilerini sınıfa toplamış ve "Bunlar benim ilk öğrencilerim. Benim için ayrı bir yerleri var. İzninizle karneleri dağıtmadan önce bir veda konuşması yapmak istiyorum," demiş. Sesler kesilince de söze başlamış.

"Ben buraya ilk geldiğim sene yeni öğretmen olduğum için, bu sınıftaki çalışkan öğrencileri "bu öğretmen yeni, çok genç, bir şey anlatamaz" şeklinde yaklaşımlarla veliler bir bir sınıfımdan aldılar.

Velilerin aldığı öğrencilerden boşalan sıralara sınıf mevcudunu denk getirmek için başka sınıflardan öğretmenlerin sorunlu görüp kurtulmak istediği zayıf durumda öğrenciler yerleştirildi. Bu yüzden bana toplama bir sınıf geldi. İkinci sınıfta aldığım öğrenciler arasında okuma yazma bilmeyenleri vardı ve bu sıkıntılı bir durumdu. Ben nasıl yapacağım diye oturup ağladım. Diğer öğretmenler deneyimliydi ve her öğretmen gibi benim başarım da öğrencilerimle ölçülecekti.

Neyse, görevimi yapmaya başladım ama beni esas motive eden, bana öğretmenliği sevdiren, bana güç veren öğrencim Mekkiye oldu. Bu yüzden ben şimdi huzurunuzda Mekkiye'ye teşekkür ediyorum. Bana bir öğrenci olarak öğretmenliği sevdirdi.

Çünkü her sene yapılan sınavlarda, ara sınavlarda, Mekkiye sınıf birincisi, duruma göre yeri geldi okul birincisi oldu. İlçede başarılar sağladı. O başarılar sağladıkça öbür öğrenciler de motive olup derslerine çalıştılar. Bu benim adımın duyulmasını sağladı.

İnsanlar Mekkiye yine birinci olmuş, yine birinci olmuş. Bunun öğretmeni kim?  Nurgül Öğretmen diyerek bana ulaştılar, kutladılar, mesleğimi daha iyi yapmam anlamında motive ettiler.

Yani benim başarılı olmamdaki nedenim öğrencim oldu Birçok şeyi onun sayesinde öğrendim. Gördüm ki bir öğrenciler de öğretmenlerine çok şey öğretebiliyor," dedi.

Son sözlerini gözyaşları içinde söylemişti.

O esnada veliler arasındaki yerinde oturmakta olan Mekkiye'nin babası Muhammet Bey de bu özel anları cep telefonu ile kayıt altına alıyor, kızıyla gurur duyuyor, öğretmenin yaşadığı yoğun duygusallığın bir benzerini kendisi de yaşıyordu.

Öğretmenin gözyaşlarını izinsiz kaydettiğini düşünerek, yanlış yaptığı kaygısına kapıldı ve o ana kadar yapmış olduğu kaydı telaşla sildi ve bu örnek veda konuşmasının görsel kanıtını kendi eliyle yok etti.

***

Muhammet Bey eğitim dönemi içinde bir ara bir haftalığına Ankara'ya gitmeleri gerektiğini, bunun için Nurgül Hanım'a bilgi vermek için telefon açtığını söylemişti.

"Hocam," demişti, "bir haftalığına ailece Ankara'ya gitmemiz gerekiyor. İzninizi rica ediyorum."

Beklenmedik bir yanıt gelmişti bu talebine.

"Hayır, çocuk derslerinden uzak kalır, izin vermiyorum."

Sonra da aralarında şöyle bir diyalog geçmişti;

"Hocam, sorun izinse rapor almaya çalışırım, sorun olmaz."

"Konu rapor değil Muhammet Bey! Çocuğun bir hafta derslerden uzak kalması eğitimini aksatır. Ben buna izin veremem."

"Hocam, biz hepimiz gidersek kızcağız burada tek başına kalacak!"

"Merak etmeyin, yalnız kalmaz, gelsin bir hafta bende kalsın. Hiç sıkıntı değil. Ben onunla ilgilenirim."

Nurgül Öğretmen Nuh diyor, peygamber demiyordu. Baba Muhammet Bey ister istemez durumu eşi ile bir kez daha konuştu, bir süre durum değerlendirmesi yaptıktan sonra yeni bir karara vardılar.Baba, kızı Mekkiye ve diğer evladıyla evde kalacak; anne de en küçük çocuklarıyla Ankara'ya gidecekti.

Durum Nurgül Öğretmen'e bildirildi ve sorun da bu şekilde ortadan kalktı.

***

Okul bitti ancak Mekkiye ile Nurgül Öğretmen'in ilişkileri hiç bitmedi.

Ailesinin bir meslek lisesine kaydetmek istediği ve bu konudaki düşüncelerini kimseye söylememesi konusunda tembihlediği Mekkiye durumu çok sevdiği öğretmeniyle paylaştı.

Nurgül Öğretmen de durumu öğrenir öğrenmez baba Muhammet Bey'e telefon açıp kızlarını meslek lisesine vermelerinin eğitimini olumsuz etkileyeceğini; Mekkiye'ninfen liselerinde okuyabilecek bir öğrenci olduğunu, mesleki derslerle hızının kesileceğini söyledi ve bu konuda da ailenin fikrini değiştirdi.

Ortaokula başlayan Mekkiye'nin girmekte zorluk çektiği bir sınıfa verilmesinde de Nurgül Öğretmen rol aldı, ona yardım etti. Sınıfında başarılı olunca yeni öğretmenleri de bu konuda memnun oldular.

Bugün yine ilköğretimde çalışan Nurgül Öğretmen çoğu aynı okulun orta kısmında okuyan eski öğrencileriyle bağlarını sürdürüyor. Onları zaman zaman davet edip evine götürüyor, bağlarını sürdürüyor, ilgisini ve desteğini eksik etmiyor.

Yazarın Diğer Yazıları