Cem Öksözoğlu

ERMENİLER İTİRAF EDİYOR

Cem Öksözoğlu

Osmanlı Devleti'nin, ülke güvenliğini sağlayabilmek ve hükümet otoritesini sürdürebilmek için, 27 Mayıs 1915 tarihinde alarak uygulamaya koyduğu sevk ve iskân (tehcir) kanunundan sonra Türklerin, Anadolu'da yaşayan Ermenilere karşı "yok etme" kampanyası yürüttüğü şeklinde yoğun bir propaganda faaliyeti başlattılar. Ermeniler ve onlara arka çıkanlar, 1915 yılında 800.000 - 1.000.000 Ermeni'nin katledildiğini ortaya atarlar. Nitekim günümüzde Ermeni soykırım iddialarına dayanak teşkil eden kaynaklar, söz konusu dönemde kaleme alınan yanlı çalışmalar ya da duygusal gazete haberlerinden ibarettir.

Oysa 1916 yılında Ermeniler tarafından Moskova'da haftalık yayımlanan "Ermeni Belleteni" adlı dergide, Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Ermeni kayıplar üzerine araştırma-inceleme yazıları yayımlanır. Ermenilerin kaleme aldığı bu yazılarda, 1915 ve 1916 yıllarında ortaya atılan Ermeni kayıplarına ilişkin sayıların, gerçeklerin çok ötesinde olduğu, zira doğu Anadolu vilayetlerinin Rusların eline geçmesi üzerine sağ kalan Ermenilerin sayısının, tahmin edilen rakamların çok üzerinde bulunduğuna dikkat çekilir. Keza, Ermeni kayıplarına ilişkin ortaya atılan ilk abartılı sayıların nedeninin, bu dönemde Ermeni çevrelerinde "büyük bir gerilim ve sinir hâkim olmasından" kaynaklandığı üzerinde durulur.

Birinci Dünya Savaşı dönemindeki Ermeni kaynaklarının verdikleri bilgiler, soykırım iddialarının açıklığa kavuşturulabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, Ermeni önderlerince Moskova'da haftalık olarak yayımlanan Armyanskiy Vestnik (Ermeni Belleteni) adlı dergide kaleme alınan yazılar, soykırım savlarını çürüten bilgiler vermektedir. Savaş döneminde başta Kafkasya cephesi ile Türkiye ve diğer ülkelerden Ermeni kayıplarına ilişkin elde edilen verilerin, söz konusu dergide değerlendirildiği görülmektedir. Bu dergide, günümüzde dünya kamuoyunu meşgul eden 1.500.000 Ermeni'nin soykırıma uğratıldığı ezberini bozan yazıların kaleme alındığı dikkat çekmektedir.

Ocak 1916'da yayımlanan Armyanskiy Vestnik'in ilk sayısında, dünyadaki Ermeni nüfusunun yarısının Türkiye'de diğer yarısının ise Rusya'da yaşadığı ifade edilir. Ayrıca, her iki ülkede de 2.000.000'u aşan Ermeni nüfusu olduğu ileri sürülür. Oysa Osmanlı Devleti'nin 1914 tarihli resmî nüfus verilerine göre, savaş öncesi Türkiye'de yaşayan Gregoryen Ermenilerin nüfusu 1.161.169, Katolik Ermenilerin sayısı 67.838 olmak üzere toplam Ermeni nüfusu 1.229.007 kişiden oluşur. Türkiye'deki Protestanların nüfusu ise, 65.844 kişidir. Ermenilerin dışında, başka milletlerden Protestanların olduğu bilinmekle beraber, bu din mensuplarının tamamının Ermeni olduğu varsayıldığında, Osmanlı Devleti'ndeki toplam Ermeni nüfusu, 1.294.851 kişiye ulaşır2. Rusya İçişleri Bakanlığı'na bağlı Merkezi İstatistik Komisyonu'nun yayımlamış olduğu 1914 istatistiklerinde, Rusya'da yaşayan Ermenilerin nüfusunun 1.300.000'e yaklaşmış olduğu ifade edilir. 20 Mart (2 Nisan) 1914 tarih ve 2717 sayı ile Kafkasya Genel Valiliğine gönderilen bir yazıda ise, ülkede yaşayan Ermenilerin sayılarının acilen Rusya Dinî İşler idaresine bildirilmesi talep edilir. Bu yazıya verilen cevapta, Rusya'daki Ermenilerin 1.190.381 kişi olduğu bildirilir. Rus resmî makamlarınca ülkede yaşayan Ermenilerin sayısına ilişkin olarak farklı rakamlar verilmekle birlikte, Rus Ermenilerinin nüfusunun 1.200.000 ile 1.300.000 arasında olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Armyanskiy Vestnik dergisinde, hem Osmanlı hem de Rusya Ermenilerinin nüfuslarının oldukça abartıldığı görülmektedir. Bu dönemde Ermeni yazarların, nüfuslarına dair abartılı sayları ortaya atmalarının nedeni, savaş sırasındaki kayıpları fazla gösterebilmek için başvurdukları bir yöntemdir.

Zira Osmanlı Devleti, 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni komitelerinin kapatılması ve liderlerinin tutuklanması kararını alır. 27 Mayıs 1915 tarihinde ise Osmanlı Devleti'nin, ülke güvenliğini sağlayabilmek ve hükümet otoritesini sürdürebilmek için, uygulamaya koyduğu sevk ve iskân (tehcir) kanunundan sonra bir kısım çevreler, Türklerin Anadolu'da yaşayan Ermenilere karşı "yok etme" kampanyası başlattıkları şeklinde yoğun bir propaganda faaliyeti başlatırlar.
Nitekim Armyanskiy Vestnik'in ilk sayısında, 1916 Ocak ayı itibarıyla 500.000 - 700.000 arasında Ermeni'nin kesildiği ileri sürülür. Ayrıca, Türkiye'de tarihin en büyük katliamının gerçekleştiği iddia edilir.  (23) Mayıs 1916 tarihinde St. Petersburg'da düzenlenen ve farklı şehirler ile yurt dışından gelen 150 kişinin katıldığı Ermeni Kongresinde ise, Kongre başkanlığına seçilen S. G. Mamikonyan, 600.000 - 700.000 Ermeni'nin katledildiğini öne sürer. Keza derginin 1916 yılı Mayıs sayısında da 600.000 Ermeni'nin katledildiği ortaya atılır.

14 Temmuz 1917 tarihinde İtalyan Pro Armenia Komisyonu Başkanı  Juliano Ferro tarafından Rusya Dışişleri Bakanı ile Ermeni Mşak gazetesi editörüne gönderilen bir yazıda Ermenilerin, İtilaf Devletleri'ne yardımcı oldukları Birinci Dünya Savaşı'nda 600.000 kişi kayıp verdikleri ileri sürülür.

Armyanskiy Vestnik adlı derginin ikinci sayısında, Sofya'da Ermenilerce yayımlanan Ermenistan gazetesinin, savaş dönemindeki kayıplara dair verdiği sayılar üzerinde durulur. Verilen sayılara göre öldürülen, tehcir edilen ve İslamiyet'e geçen Ermenilerin 835.600 kişi olduğu iddia edilir. Osmanlı Devleti'nin güney vilayetlerine tehcir edilenler ile ihtida eden Ermenilerin de aynı grupta verildiği dikkate alındığında, ileri sürülen sayıdan Ermeni kayıplarının tespiti pek mümkün olamamaktadır. Bununla birlikte, tehcire tabi tutulanların yaklaşık 500.000 kişi olduğu bilindiğinden, buna birde ihtida etmek suretiyle yaşadıkları yerlerde kalan Ermenilerin ilave edilmesi durumunda - Ermeni kaynaklar Müslüman olanları yüz binler ile ifade etmektedirler - Ermeni kayıplarına ilişkin yukarda ileri sürülen muğlâk sayı, biraz aydınlanmaktadır.
Armyanskiy Vestnik'in 1916'da yaymlanan 5. sayısındaki başyazıda, Alman Doktor Lepsius'un Mezopotamya ve Arabistan topraklarında 500.000 Ermeni'nin yaşadığını bildirdiği anlaşılmaktadır. Derginin aynı sayısında "Mezopotamya'ya Sürülenler 500.000" başlıklı bir yazıda da, İsviçre'de bulunan Lepsius'un, Mezopotamya'da bulunan 500.000 Ermeni için yardım toplamak amacıyla Jenova'ya geldiği ifade edilmektedir. Aynı derginin 24. sayısında, 1916 yılının ortalarında Mezopotamya'da 500.000 Ermeni mültecinin bulunduğunun, Amerikan kaynaklar tarafından da teyit edildiği görülmektedir.
Armyanskiy Vestnik'in 14 Şubat 1916 tarihli sayısındaki başyazıda, gerçekler biraz daha gün yüzüne çıkmaktadır. Zira doğu Anadolu'daki birçok vilayetin, Rusların eline geçmesi üzerine Ermeniler, bağımsız bir devlet kurma zamanının artık geldiğini ifade etmeye başlarlar. Başyazıda, "büyük Ermenistan" olarak ifade edilen doğu ve güneydoğu Anadolu vilayetlerinde ne kadar Ermeni'nin kaldığı sorusu sorulduktan sonra; öldürülen, tehcire tabi tutulan, ihtida edilen ve farklı yerlere dağılan Ermenilerin sayısının 800.000'in üzerinde hesaplandığı vurgulanır. Başyazıda, "Elbette, bu sekiz yüz binin hepsi ölmedi. Ermenistan dağlık (bir) ülkedir; (Ermeniler) ücra ve sapa boğazlar ile ulaşılmaz kartal yuvalarına sığınmışlardır" denilmek suretiyle, gerçekler ortaya konulmaya başlanır. Görüldüğü üzere, 800.000 sayısına öldürüldüğü ileri sürülenler, Mezopotamya'ya tehcir edilenler, İslamiyet'e geçenler ile ülkenin yüksek ve dağlık bölgelerine dalan Ermeniler de dâhildir.

Aynı derginin 24. sayısında ise, tehcir edilen 800.000 Ermeni'nin bulunduğu ve bunlara yardım edilmesine Türk hükümetinin engel olmadığı ifade edilir. Belirtilen bu sayı ile Mezopotamya'ya tehcir edilen yaklaşık 500.000 Ermeni ve Anadolu'nun farklı bölgelerine dalan 300.000 kişi kastedilmiş olsa gerek. Zira Armyane i Voyna (Ermeniler ve Savaş) adlı derginin 1916 Eylül sayısında, "Özel Amerikan Komisyonu"nun bildirdiğine göre, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde 300.000 Ermeni'nin bulunduğu haber verilir.

Armyanskiy Vestnik'in 28 Şubat 1916 tarihli sayısındaki başyazıda, doğu Anadolu vilayetleri Rus ordusunca ele geçirilmeden önce, bölgede yaşayan Ermeniler hakkında az bilgi sahibi olunduğundan bahsedilir. Bundan dolay açlık, soğuk ve Türk kurşunlarından ölenlerin fazla olduğundan korkulduğu, ancak bölgenin ele geçirilmesinin ardından, Ermenilerin kayıplarının tahmin edilenden daha az olduğunun anlaşıldığı vurgulanır. Ayrıca, Erzurum ve Erzincan'ın Rusların eline geçmesinden sonra bu bölgede umulandan çok sayıda Ermeni ile karşılaşıldığı hatırlatılır. Başyazıda "Ve işte Ermenilerin kalpleri ümitle dolmaktadır. Dehşetli vecize ki, Ermeni halkının düşmanlarının 'Ermenistan, Ermenisiz kaldı tarzındaki kötümser açıklamalar hayal olmuştur" denilir. Ayrıca, sağ kalanların istatistiğinin tutulduğu zaman, yaşayan Ermenilerin çokluğunun görüleceği ifade edilir. Başyazıda, 800.000 Ermeni'nin yok olduğu şeklindeki ifadelerin gerçek olmadığının anlaşıldığı vurgulanarak "Şimdi yavaş yavaş yok olanların büyük bölümü ortaya çıkıyor. Elbette, kayıplar ve şu an büyük kalmaktadır. Erkekler çok öldürüldü: aydın ve din adalarının büyük çoğunluğu öldü. Ancak başlangıçta devasa boyutlarda olduğu söylenen, felaket ne mutlu ki gerçekleşmedi. Ermenistan, Ermenisiz kalmayacaktır. Rus birlikleri, ölmeye mahkûm binlerce ve on binlercesini tekrar kurtardı" denilir.

Armyanskiy Vestnik'in 5. sayısındaki "Ermenistan'ın Eski Haline Getirilmesi" başlıklı bir makalede, Ermenilerin toptan yok edilmesinin söz konusu olmadığı vurgulanır. Aynı derginin  (23) Temmuz 1916 tarihli sayısındaki bir yazıda ise, resmî Amerikan kaynaklarından alınan bilgiler doğrultusunda, yok edilmekten kurtulan Ermenilerin sayılarının, düşünülen rakamlarla kıyas edilemeyecek kadar çok olduğu belirtilir. Böylece savaş dönemindeki ilk elden bir Ermeni kaynağında kaleme alınan yazılar ile resmî Amerikan verilerince, Ermenilerin topyekûn katledildikleri iddialarının gerçek olmadığı kanıtlanmaktadır. Dolayısıyla, 1915 yılında Ermeniler ve Batılılar tarafından ileri sürülen sayıların, propaganda ve siyasi amaçlı olarak ortaya atıldıkları anlaşılmaktadır.

Bu arada, yukarda geçen "erkeklerin çok öldürüldüğü" ifadesini, katliam kapsamında düşünmek pek inandırıcı gelmemektedir. Zira cephe gerisinde on binlerce Ermeni erkeğin, silahlı olarak Osmanlı birliklerine karşı çarpıştıkları bilindiğinden, bu tür ölümlerin büyük çoğunluğunu cephede verilen kayıplar kapsamında değerlendirmek gerekmektedir.      
Armyanskiy Vestnik'in  (20) Ağustos 1916 tarihli sayısında kaleme alınan bir makalede ise, tehcirin başlamasından sonraki dönemde Ermenilerin kayıplarına ilişkin 1.000.000, 800.000 ve 500.000 sayılarının ifade edildiğine değinilmektedir. Makalede, bu dönemde söz konusu sayılar telaffuz eden Ermeni çevrelerinde, büyük bir gerilim ve sinirin hâkim olduğuna dikkat çekilmektedir. Ancak, bir süre sonra bu kadar büyük sayıda Ermeni'nin yok olmadığının anlaşıldığı vurgulanmaktadır. Makalede, Ermenilerin büyük kayıplarının olmadığını ilk vurgulayanın, Ermeni yazar Haçaturyan olduğu ifade edilmektedir. Dolayısıyla, tehcir gerçekleştirildikten sonra Ermeni kayıplarına ilişkin ortaya atılan sayıların önyargılı, oldukça abartılı ve tahmini rakamlar olduğu kesinlik kazanmaktadır.

Ermeni yayıncı Arak Çobanyan'ın da bu doğrultuda görüşler ifade ettiği dikkat çeker. Çobanyan, yok edildiği ileri sürülen Ermenilere dair ortaya atılan sayıların "uzaktan bildirilen abartılı rakamlar olduğunu" belirtir. Çobanyan, "Benzer bütün krizlerde, abartma kaçınılmazdır. Felaket henüz sonuna kadar kestirilememektedir… Ancak Türkiye'de Ermenilerin yok edildiği gerçek değildir" demek suretiyle, ileri sürülen sayıların doğru olmadığını ortaya koyarak, soykırım iddialarına açıklık getirir.

Armyanskiy Vestnik'te kaleme alınan yazılarda görüldüğü üzere, tehcirden bir süre sonra Ermeni kayıplarına dair ileri sürülen abartılı sayıların, gerçeklerin yavaş yavaş anlaşılmasından sonra sürekli olarak düşürüldüğü dikkat çekmektedir. Nitekim Paris Barış Konferansı'nda Ermenileri temsil eden Bogos Nubar Paşa ve Avetis Agaronyan "Ermenilerin yok edildikleri gerçek değildir" ifadesi ile Ermeni yazarların, "Ermenistan, Ermenisiz kalmayacaktır" şeklindeki beyanlar, savaş dönemindeki olaylara açıklık getirmektedir. Böylece, Ermeni kayıplarına yönelik ortaya atılan temelsiz sayıların, dünya kamuoyunu Türkler aleyhine etkilemeye yönelik olduğu görülmektedir.

Ermeni kaynaklarının verdikleri bilgiler, emperyalist savaş süresince Anadolu'da hem Müslümanların hem de Ermenilerin bir trajedi yaşadıklarını, ancak Ermeni soykırımının vuku bulmadığını ortaya koymaktadır.
İyi Okumalar, Kalınız Sağlıcakla!

Yazarın Diğer Yazıları