Şahbettin Uluat

Dünyanın halleri

Şahbettin Uluat

Dünyanın yüz bin türlü hali var.

Büyüklerimiz bize bazı şeyleri açıklarken hep öyle demezler mi!

Ne kadar doğru ve ne kadar ufuk açıcı bir söz.

Dünyanın yüz bin türlü hali var. Yüzzz bin türlü. Düşün düşün bitmez.

Kim için, ne bakımdan derseniz, herkes ve her şey için ve de her bakımdan.

Üzerinde yaşadığımız yerküre için de dünyanın yüz bin türlü hali var, tek tek ya da topluluklar halinde biz insanlar için de, bakıp gördüğümüz ve hatta bakıp göremediğimiz her şey için de.

İçinde bulunduğumuz evren hareket halindedir. Görüp işittiğimiz ya da görüp işitemediğimiz sayısız şey an be an devinip, değişip durmaktadır.

Dünyanın güneşin etrafında ve kendi etrafında dönmesi gibi, denizlerin dalgalanması gibi doğal birtakım dengeler, düzenler bin yıllardır varlıklarını sürdürürken, kimi doğal olmayan ve çoğu insan elinden çıkan düzenler, planlar kendilerine göre uzun ya da kısa süreli etkili ya da etkisiz şekillerde varlık göstermektedirler.

Bu akış içinde gözlerimizin, kulaklarımızın, burnumuzun, aklımızın, kalbimizin hükmü bir yerden bir yere kadardır. Duyu organlarımız sayesinde çevremizde olup bitenlerin sadece bir kısmına ulaşabiliyoruz. Çünkü onların da sınırları vardır. Gözümüz belli derinlikleri ve mesafeleri görebilmekte; kulağımız belli frekanslardaki sesleri işitebilmekte, burnumuz belli düzeydeki kokuları alabilmektedir.  Pek çok şey onların kapsama alanı dışındadır.

Başka mekânlarda kapalı kapılar arkasında planlanan ve doğayı, insanı, eşyayı ilgilendiren düzenler ve kurulan, ayarlanan düzenekler de bilgimiz dışındadır.

Doğal olarak dünyanın yüz bin halinin çok az bir kısmından haberimiz vardır ama sayıları ve çeşitleri bol o yüz bin halin bir kısmının ya sebebi ya muhatabı ya da izleyicisi durumundayız. Modern teknolojileri ve modern çağın bilgi ve becerilerini kullanan insan, farklılıklar arz eden bireysel ya da toplumsal taleplerini karşılamak için, dünyanın o yüz bin haline her an olumlu ve olumsuz anlamda katkılar yapıp durmaktadır. 

Tarih boyunca yaşanmış sömürü, inanç, hak arama ya da paylaşım temelli savaşların her birinin sebepleriyle, süreçleriyle, sonuçlarıyla insanların yaşamlarına farklı açılardan ve çok yönlü olarak dokunan, o yüz bin ile ifade edilen hallerden olduğunu söyleyebiliriz.  İnsanlık tarihi boyunca kan davaları da mal davaları da, başka davalar da hiç eksik olmamıştır.

Köle olarak alınıp satılan ve dünyaya sahiplerinden başka pencerelerden bakan kara insanın mahzun hali o yüz bin halin sadece bir tanesidir.

Yine yüz bin halin bir kısmının Afrika Kıtasının ücra yerlerine yardım götüren, oralara su kuyuları açan, oralarda sağlık hizmeti veren; tanımadıkları insanların kaderine pozitif katkı yapan kişi ve kuruluşlar eliyle planlanıp gerçekleştirilmektedir.

Her saniye açık ya da gizli, görülen ya da görülmeyen yeni şeyler planlanmakta, kurulmakta, uygulanmakta ya da dağılmaktadır.

Deprem, heyelan, fırtına gibi doğal afetlerle insanları lastik bir botla deniz üzerinde olmaya zorlayan şeyler de, onları öcü gibi görüp ülkelerine girmelerini istemeyenler de, onların önüne yığılan  engeller, onlar için alınan önlemler de o yüz bin şeyden bazılarıdır.

Yine o yüz bin halden bazılarının devasa etkileri vardır; dünyayı, kalabalık insan topluluklarını, doğal çevreyi büyük ölçüde etkilerler.  Bazıları da sınırlı etki alanlarında kendilerini gösterirler.

Uzun yıllar boyunca var olmuş, dal budak salmış ağaca günün birinde yıldırım çarpması da dünyanın yüz bin türlü halinden biridir.

Birisinin mutfak rafından düdüklü tencereyi almaya çalışırken onu kafasına düşürüp yaralanması da, traktörle tarlasını sürerken birinin komşunun arazisine kasten girmesi de, ya da bir başkasının sokakta gördüğü çocuğun başını okşaması da o yüz bin içinde sayılan hallerdendir.

Kendine göre bir amacı ya da farklı bir kültürü, espri anlayışı olan bir amca günün birinde çocukların eline renkli masal kitapları ve elma şekerleri veriyorsa, ceplerine para koyuyorsa bu da dünyanın hallerindendir.  Bu amca çocukların ayaklarına kayaklar giydirip, sırtlarını sıvazlayıp onları buz tutmuş göl üzerinde yarışa yolluyorsa dünyanın başka bir halidir. Ve elbette yarış esnasında çocuklar yeterince uyanık, dikkatli ve bilgili olmadıkları için, fazlaca uzaklaşıyorlarsa, incelen buzun kırılması ile donmuş suya düşüyorlarsa,  ciddi zararlar görüp can havliyle bağırıyorlarsa, o da dünyanın bir başka halidir. 

Dünyanın yüz bin türlü hali vardır.

Yazarın Diğer Yazıları