Şahbettin Uluat

Covid19 küresel biyolojik terör aracı mı?

Şahbettin Uluat

Bir anda ve küresel anlamda çoğu kimse bakımından beklenmedik bir şekilde gündemimize giren Covid19'un yayılma hızı diğer virüslere göre kat kat daha fazla.

Çin'in bir kentinde teşhis edildikten sonra çok kısa zamanda dünyanın dört bucağına yayılmış olması bunun göstergesi.

Virüsün dünya çapında sebep olduğu vahim durumlar nedeniyle insanlık, bu salgının yarasalar dışında başka bir sorumlusu olup olmadığını araştıramadan, öncelikli olarak etkilerini ve sonuçlarını bertaraf etmeye çalışıyor. 

***

Hepimiz biliyoruz ki, geçmişten günümüze yolculuklarını yaparken bilim ve teknolojinin tıpkı birer kartopu gibi, önce küçük bir hacimle ve nispeten yavaş bir şekilde doğup gelişen hareketleri, modern zamanlarda büyük bir ivme kazanmış, pek çok alanda, pek çok kişi ve kuruluş için hızına yetişilemez bir hal almıştır.

Tarihsel süreç içinde kimi insanlar ve insan toplulukları çevresel ve sosyo ekonomik nedenlerle ilkel, geleneksel yaşamlarını sürdürürken kimileri de çağlarının getirdiği bilim ve teknolojiden yararlanıp daha iyi koşullarda yaşamayı başarmışlardır. Doğal bir şekilde bu iki kesimin yaşam tarzlarına bağlı olarak beklentileri de farklılıklar göstermiştir.

Dün ile kıyaslandığında bugün de sınırlar, devletler, farklı kültürler ve inançlar vardır ama bugünün insanı, her anlamda atalarından çok daha bilgili ve çok daha donanımlıdır. Bu durum devletler başta olmak üzere her türlü kurumsal yapı için de geçerlidir. Ancak hem bireyler, hem devletler, hem firmalar hem de öteki örgütler anlamında güçlü olanların bilgileri de, donanımları da, teknolojileri de, planları da zayıf olanlarınkilerle kıyaslandığında çok ama çok farklıdır; daha karmaşık ve daha ayrıntılıdır.

ABD başkanının bakıp gördüğü dünyaile uzak ve gelişmemiş bir Afrika ülkesi liderinin bakıp gördüğü dünya da; yönettikleri toplulukların gereksinimleri ve beklentileri de, sırtlarını dayadıkları güç odaklarının türleri ve nitelikleri de, kullandıkları araçlar da, sırları da, gizli ve açık hesapları da temelde aynı gibi gözükse de pek çok konuda birbirine benzemez.

Bu farklılıklar ve onları doğuran nedenler, gidişatı anlamaya çalışan kendi halinde yaşam süren ortalama insanın kafasını ciddi anlamda karıştırmıştır.

Beyazı ve siyahı, gecesi ve gündüzü olan dünyada zayıflara yardım için çırpınan iyiler de, zayıf ya da güçlü demeden ulaşabildikleri herkesin hak ve çıkarlarını gasp etmek üzerine hesap yapan kötüler de her an faaliyet halindedir. Marifetlerini iyilik maskesi altında yapan kötüler bile vardır.

Doğal bir şekilde bilim ve teknolojiyi en son haliyle en iyi ve en üst düzeyde kullananlar en güçlü olanlardır. Onlar sadece bu araçları kullanmazlar aynı zamanda bulundukları zirvelerden daha uzaklara bakıp ortalama insanın göremediklerini görür; güçlerinin sağladığı ego ile duruma göre dünyanın bir kısmı ya da bütünü ile ilgili daha büyük hayaller kurup hesaplar yapabilirler.

O hayal ettiklerini gerçekleştirmek için kimyadan, biyolojiden elektroniğe; istatistikten, psikiyatriye, kadar her türlü bilim dalını açık ya da gizli bir şekilde kullanıma sokabilirler.

O en güçlü bireyler, devletler, firmalar, örgütler ve diğer güç odaklarının karanlık tarafta duranları kendileri için doğru ancak insanlık ve dünyanın geleceği için yanlış nitelikteki hedeflerine bizim bilmediğimiz gizli planlarla ulaşma yolunda faaliyet gösterebilir; o faaliyetleri kendi medya araçlarını kullanarak dünya kamuoyuna kaynakları nitelikleri ve amaçları anlamında farklı bir ambalajla sunabilirler. Ya da tamamen gizleyip gözlerden uzak tutabilirler.

Yukarıda sayılmış yapıların dünyanın değişik yerlerinde kapalı kapılar ardında çoğu kez kendi yurttaşlarına bile bilgi vermeden çalışan her türden laboratuvarları olduğu bilinen bir gerçektir.

Güçlü sermaye çevrelerinin laboratuvarlarına ve karanlık mal ve hizmet sağlayan her türlü şirketlerine işveren devletler var.

Kimi ülkelerde hükümetleri iş başına getiren; işi bitince de götüren güçlü yapılar var.

Çünkü mevcut dünya düzeninin, dünya ekonomilerinin sağladıkları olanaklarla inanılmaz servetler yığmış olan ve akılları bizden farklı çalışan, hedefleri farklı olan insanlar var.

Bunların hepsi zaman içerisinde güçlenmelerini dikkate alarak planlarını da, hedeflerini de güncellerler. Yeni planlar yapıp hayata geçirmeye bakarlar.

***

Bugünlerde çeşitli çevrelerde ciddi ciddi konuşulan iddia o ki, bu önemli odaklardan biri, gizli laboratuvarlarda büyük paralar harcayıp uzun soluklu çalışmalar yaparak kovid-19 virüsünü üretti.

Bu virüsün bulaşılabilirlik düzeyini başka örneklerine göre ciddi anlamda yükselterek hedeflediği kimi sonuçları elde etmek üzere laboratuvardan gerçek dünyaya sızdırdı.

Doğacak sonuçlarla da kendi kirli hedeflerini gerçekleştirecekler ya da o hedeflere yaklaşacaklar.

Birinin çöpü diğerinin hazinesidir ilkesine uygun olarak kaybedilmiş çok sayıda insan canına karşılık kendileri için ne anlam ifade ediyorsa hazine sahibi olacaklar.

Çoğu kimse gibi şüphelerim var, hem de çok ama ben bilemiyorum. Bilebilecek bir konumda değilim.

Sadece soruyorum ve sorgulanmasını istiyorum.

Covid-19 virüsü birilerinin yönettiği küresel biyolojik terör aracı mı?

Eğer öyleyse bugün bunu yapanlar yarın bir başkasını da yapmazlar mı?

Eğer öyleyse farklılıkları da küresel anlamda bir kenara bırakıp; birlikte çalışıp bunu ortaya çıkarmak gerekmez mi?

Bunca can kaybından ve başkaca her türlü kayıptan sonra insanlığın tek vücut olup söylemesi gereken bir şeyler yok mu?

Yazarın Diğer Yazıları