Ömer Gündüz

'Müslümanların masumiyeti' adlı film

Ömer Gündüz

Kuvveti üstün tutan anlayışın temsilcisi olan tek kutuplu dünya düzeninin kurucuları ve sahipleri; Siyonizm ve en büyük destekçisi küresel Emperyalizm, insanlar arasında kin ve düşmanlığı yayarak hayatını devam ettirmeye çalışıyor. Siyonist ve emperyalist vampirler dünya üzerinde akan Müslüman kanından besleniyor. Şeytan ayetleri, karikatür krizi, Afganistan'da yüzlerce Kur'an-ı Kerim'in yakılması, İsrail'de cami içersinde içkili baloların düzenlenmesi ve şimdi de "Müslümanların Masumiyeti" adlı film ve bunların bütünü, Müslümanlara doğrudan hakareti içeren provakatif, aşağılık ve art niyetli bir çalışmanın ürünüdür. "Müslümanların Masumiyeti" adlı İslam'a hakaret içeren filmin yapımcılarından biri Mısırlı Kıpti Morris. Filmin diğer yapımcısı ve finansörü Yahudi Sam Bacile ve bir diğer destekçisi ise  Kur'an-ı yakmaya yeltenen Hristiyan papaz Terry Jones.
İslam'ı savaş dini olarak tanıtan filmde Müslümanlara açıkça hakaret ediliyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed'e (s.a.v) karşı sistemli bir karalama kampanyası yürütülüyor. Bu isimlere bakıldığı vakit arkasındaki meçhul güçlerin İslam'a karşı savaş açan kışkırtıcı ve art niyetli projelere imza atan Siyonist ve Emperyalist mihveller olduğu ortaya çıkacaktır. Yine bu konu ile bağlantılı olan yıllardır sürdürülen dinlerarası diyalog çalışmaları ise İslam'a ve Peygamberine yapılan saygısızlığı azaltmadığını göstermiştir. Son olarak İstanbul'da yapılan "Diyalog Çalıştayı" bunun en önemli kanıtı olmuştur. Çalıştaya çok sayıda diyalogcu, Hristiyan ve Yahudi din adamı katıldı. Buna karşılık Hz. Peygamber'e hakaret filmi aynı günlerde gösterime sokuldu. Müslümanlar her yerde aşağılanırken, bu diyalog çalışmaları kime hizmet ediyor sorusu akıllara takılmaktadır. Biliyoruz ki güneş balçıkla sıvanmaz. Ancak Müslümanlar olarak, İslam muarızı tüm mihraklara karşı sağlam bir duruş sergileyebilmek, dinimizi muhafaza etmek ve yaşamak gayesi ile bu yapılan zulümlere, hakaretlere ve tahriklere karşı gereken maddi-manevi tepkileri ortaya koymak gerekmektedir. Bu tepkileri ortaya koyarken Müslümanların İslam çizgisini ihmal etmeyerek; Onun emrettiği doğrultuda hareket etmek ve Müslümanca bir duruş sergilemek Allah (c.c) razı olacağı bir metod olacaktır. 
Peki bu Kur'an-i ve Muhammed'i duruş nasıl olmalı sorusuna cevap yine Kur'an ve sünnet ışığında olmalıdır. En önemlisi bizler İslam'ı yegane bir hayat nizamı ve kurtuluş reçetesi olarak kabul etmeli ve bunu itaat çemberinden geçirerek, sünnet projektörüyle aydınlatmalıyız. Aydınlatmalıyız ki ileriyi daha iyi görelim ve ne yapacağımıza daha net bir  karar verebilelim. İşte bizlerin dinimize ve mukaddesatımıza yapılan bu hakaretleri bu çerçeveden değerlendirmeli "haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" düsturuyla haykırmalıyız. En güzeli bu hakaretlere maruz kaldıkça dinimize ve kitabımıza sımsıkı sarılmalı, ümmeti bir aşkla Müslümanlar olarak birbirimize kenetlenmeli ve birlik abidesi oluşturmalıyız. Peygamber sünnetini öylesine sahiplenmeli ve öylesine yaşamalıyız ki, zalimler bu yaptıkları karşısında hayrete düşmeli ve insanlığı uyanışa sevketmeliyiz. Çünkü Mevlamız: "Allah'a iman edip O'na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf (deryası) içine daldıracak ve onları kendine doğru (giden) bir yola götürecektir." (Nisa/175) Bir başka ayet-i kerimede "Hep birlikte Allah'ın ipine (İslam'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişileridiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız."  (Al-i İmran/103) buyurmaktadır.
Evet onlar ne planlar yaparsa yapsın, ne oyunlar oynanırsa oynansın, biz inanıyoruz ki İslam her zaman galip gelecek ve Allah (c.c) nurunu tamamlayacaktır. Tüm insanlığın efendisi olan Hz. Muhammed (s.a.v)'e yapılan bu çirkin saldırıyı kınarken şunları ifade ediyoruz: İslam'ın baharı ancak Muhammedi bir duruş sergileyenlerin eliyle gelecektir. İslam birliği muhakkak ve muhakkak kurulacak, bu köle düzeni zail olacak ve Muhammedi koku tüm dünyayı saracaktır. 
Selam ve dua ile...

Yazarın Diğer Yazıları