Ömer Gündüz

Ameller Niyetlere Göredir

Ömer Gündüz

Amel, inandığımız ilkeler doğrultusunda hayatımızda yaptığımız fiil ve davranışlar; niyet ise, zihnimizde oluşan düşünceler ve kalbi duyguları ifade etmektedir. Niyetsiz bir amelin hükmünün olmayacağı veya sahibine bir fayda sağlamayacağı mutlaktır. Ancak amelsiz bir niyetin Allah (c.c.) katında bir değeri ve bir karşılığı kesin bir hükümdür. Çünkü sağımızda ve solumuzda  bulunan, her daim yazmaya ve kaydetmeye hazır kiramen katibin (yazıcı) melekleri Rabbimizin izni ve inayetiyle her türlü amel ve niyetimizi kayıt altına almakta; sevap ve günah hanesine işlemektedirler.
Fakat kul kötü bir ameli yapmak için zihninde ve kalbinde bir plan kurduğu yada onu aklından geçirdiği halde bu işi gerçekleştirmediği sürece o meleklerin kalemi yazmaz, kayıt altına almaz. Ne zaman ki bu kötü düşünce fiiliyata aksettirildiği vakit, buna karşılık o günahın bir misli karşılığı yazılır, ancak olur ki kul bu yaptığı işten pişman olur da Allah (c.c.) dan af dilerse ve o işten bir daha yapmamak üzere vazgeçerse yine o günah silinir ve tövbesi kabul edilir. Buna mukabil kişi güzel ve hayırlı bir ameli niyetinden geçirmiş olduğu halde; bunu yapma fırsatı bulamadığı veya vazgeçtiği halde Yüce Mevla o kişiye, o güzel niyetinden dolayı bir sevap yazar. Şayet bu ameli gerçekleştirirse ona yaptığı amele karşılık bir on bire yüz sevap yazılır. Yinede en iyisini Allah bilir, biz bilmeyiz.
Buhâri, Müslim ve Ebu Davud, Hz. Ömer'den naklediyor, Peygamberimiz (s.a.v): "Ameller (başka değil) ancak niyetlere göredir; herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur. Kimin hicreti, Allah ve Resûlü (rızası ve hoşnutlukları) için ise, onun hicreti Allah ve Resûlü'ne müteveccih sayılır. Kim de nâil olacağı bir dünya veya nikahlanacağı bir kadından ötürü hicret etmişse, onun hicreti de hedeflediği şeye göredir." buyurmaktadır. Kalbden geçen düşünceler, iyi niyete dayandığı zaman Allah katında değer kazanır. Bu esnada kalbin uyanık ve şuurlu olması gerekir. Dil bir şeye niyet ederken kalb bu düşünceye katılmazsa, niyet makbul olmaz. Allah Teala bizim şeklimize, kalıbımıza değil, kalplerimize bakar, niyetlerimize değer verir. Abdullah İbni Ömer'in âlim ve zâhid oğlu Medine'nin yedi fakihinden biri olan Sâlim, halife Ömer İbni Abdülazîz'e yazdığı mektupta şöyle demişti: "Şunu iyi bil ki, Allah Teala'nın kuluna yardımı, kulun niyeti kadardır. Kimin niyeti tam olursa, Allah'ın ona yardımı da tam olur. Niyeti ne kadar azalırsa, Allah'ın yardımı da o kadar azalır."
Herkesin yaptığı işin karşılığını niyetine göre alması şu gerçeği vurguluyor: Yapılan bir ibadet ve herkesin takdirini kazanan bir hizmet görünüş bakımından kusursuz olabilir. Ancak o ibadet ve güzel hizmetin samimi bir niyetle ve sadece Allah'ın rızasını kazanmak veya hem Allah rızasını hem de insanların takdirini kazanmak düşüncesiyle yapılan ibadet ve hizmetlerin Allah katında  kıymeti yoktur. Yapılan işleri Allah katında değerli kılan bizim ihlâs ve samimiyetimiz, yani o işleri sadece Allah rızası için yapmış olmamızdır. Mesela, insanlar beni görsün ve takdir etsin diye namaz kılmak, zekât vermek şirk derecesinde büyük bir günahtır. Fakat gösterişi aklından geçirmeyen bir mü'minin, başkalarını o ibadeti yapmaya teşvik etmek niyetiyle herkesin göreceği bir yerde namaz kılıp zekât vermesi faziletli bir davranıştır. Böyle bir mü'min hem görevini yapmış hem de iyi niyetinden dolayı ayrıca sevap kazanmış olur. Kalbin dürüstlüğü amelin dürüstlüğündendir; amelin dürüstlüğü ise niyetin dürüstlüğündendir. Nice küçük ameller vardır ki niyet onu büyütür; nice büyük ameller vardır ki, niyet onu küçültür. Ameller ancak üç şeyle düzgün olur; bunlar, takva, isabet ve hayırlı niyet… Allah insandan ancak niyet ve irade istemektedir. İnsanın fikri ne ise zikride odur. Bu sebeple her daim iyi niyetli olmak, herkes içinde kalbimizde iyi niyet beslemek bizlere kaybettirmeyecek, bilakis kazandıracaktır. Bunda Allah için beslediğimiz niyette kullar için beslediğimiz niyette önemlidir. Bir başkası için o gün düşündüğümüz iyi düşüncenin yarın bir başka yerde, hiçte ummadığımız bir zamanda bizlere maddi-manevi kazanç olarak döneceğinden ve bizi sevindireceğinden hiç şüpheniz olmasın.
Niyetlerimiz ve amellerimizin güzellikleri sebebi ile kurtuluşa erenlerden olmamızı Yüce Mevla'dan niyaz eder, sıhhat ve afiyetler dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları