İkram Kali

Hristiyan kente Müslüman belediye başkanı!

İkram Kali

İngiltere'nin başkenti Londra'da belediye başkanlığı seçimlerini İşçi Partisi'nin Müslüman adayı, Londralıların oylarının yüzde 56,8'ini alarak Londra Belediyesi'ndeki 8 yıllık Muhafazakar Parti dönemine son veren  insan hakları savunucusu, avukat,  45 yaşındaki Sadiq  Khan kazandı.

Babası Pakistan göçmeni otobüs şoförü,  annesi terzi olan Khan, İşçi Partisi içinde yıldızı parlayarak Londra'nın Tooting bölgesinde siyasete meclis üyeliğiyle başlamış. Milletvekili olduktan sonra 2008'de Başbakan Gordon Brown hükümetinde Topluluklar ve Ulaştırma Bakanlığı yapan Sadiq Khan, İngiltere'de Müslüman bir politikacının yükseldiği en önemli güce ulaşmış oldu.  Sadiq Khan, hem iki dönemdir Muhafazakâr Parti'nin elinde olan belediyeyi İşçi Partisi'ne kazandırdı, hem de Londra'nın ilk Müslüman belediye başkanı unvanını aldı.

Eşcinsel evlilikleri savunan, içki içmemesine rağmen, kampanyasını seçim bölgesinde yıkılmaktan kurtardığı bir pubda (birahane, bar, meyhane ) başlatan, enerjikliği ve esnekliğiyle seçmenlere "pratik bir solcu" izlenimi vermeyi başaran Khan, ilginç bir Müslüman profili çizdi.

Seçim kampanyalarında Londralıların güvenliğinin birinci önceliği olacağını vurgulayan Khan,seçmenlerine emlak satışında yabancı yatırımcılara değil, kentte yaşayanlara öncelik tanıyacağı sözünü verdi.

Londra Belediye başkanlığı için yarışan rakibi, muhafazakar aday Zac Goldsmith'i geride bırakarak seçimi kazanan  Sadiq Khan'ın Londra belediye başkanı seçilmesi bütün Müslümanlar arasında mutluluk ve heyecan yarattı.

Khan, Londra Belediye Başkanlığı koltuğunu 2008 ve 2012 yıllarındaki son iki seçimi kazanan, Damat Ferit Paşa hükümetinde İçişleri Bakanlığı yapan Ali Kemal Bey'in torunu ve ülke siyasetinin renkli isimlerinden Muhafazakar Partili, eski başbakanlardan Demir Leydi lakaplı Margaret Thatcher'ın yakın arkadaşı, banker, politikacı ve gazeteci, "Babam, yüzde 50 Türk'tü; ben de çeyrek Türk'üm. Bununla birlikte İngiliz, Fransız ve İsviçreli kökenlerim de var" diyen Stanley Johnson'un oğlu, Ali Kemal'in öz torunu, bir konuşmasında  "Londra halkının kendi seviyelerinde yaşayan bir belediye başkanına ihtiyacı var" vurgusunda bulunan Boris Johnson'dan devralacak.

9 milyonluk nüfusu ile İngiltere'nin gayrisafi milli hasılasının neredeyse dörtte birini sağlayan Londra'da şimdi yeni bir dönem başlıyor. Khan 20 milyar euroluk Londra bütçesini kontrol edecek.

Avrupa'da İslami fobinin yükselişte olduğu, Müslümanların terörist ilan edildiği, Müslüman mültecilere kapıların kapatıldığı bir dönemde Londra'da göçmen ailenin çocuğu olan Sadiq Khan'ın sol partiden belediye başkanı seçilmesi çok önemli bir gelişmedir.

Khan'ın Londra belediye başkanlığında göstereceği başarı ile Avrupa'da yaşayan diğer Müslümanların siyasette önünü açacak aynı zamanda ön yargıları, algıları ve ırkçı saldırıları da frenleyecek.

Dünyanın en önemli başkentlerinden Londra'yı yönetecek olan Khan'la Avrupa'da Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında birlikte yaşama sürecinde yeni bir dönem başlayacak.

***

Van, Londra’daki Belediye Başkanlığı seçiminin benzerini bir asır önce yaşamıştı.

Müslüman Sadiq Khan'ın nüfusunun çoğunluğu Hristiyan olan Londra kentine belediye başkanı seçilmesi Hristiyan Bedros Kapamacıyan'ın Müslüman bir kent olan Van'da 1909'da belediye başkanlığı görevine getirilmesini hatırlattı.

1840 yılında Van'da doğan, manifatura tüccarı olan, Van belediye başkanlığına atanan Vanlı Ermeni Bedros Kapamacıyan herkes tarafından sevilip sayılıyordu.

Görevi süresince 1915'in faili olan Ermeni Taşnak ve Hınçak komitelerine taviz vermeyerek  boyun eğmeyen Devlet-i Osmaniye'den yana tavır koyan Kapamacıyan Efendi, Müslüman ve Ermeni toplumunun huzuru, kentin ihyası için cesurca çaba gösteriyordu.

Halklar arasında birlikteliği, kentte normalleşmeyi sağladığı için Taşnak ve Hınçaklardan tehditler alan Van Belediye Reisi Bedros Kapamacıyan Efendi, bir akşam vakti akrabalarından Marcidciyan Efendi'nin isim koyma günü kutlamalarına misafir olarak gitmek için Bağlar mevkisindeki (bugünkü Van şehir merkezinin olduğu yer) evinden dışarı çıkıp kapısında bekleyen kızağa bindi.

Bu sırada evin etrafında tertip alan Taşnakcı bir grup, yaylım ateşi açmaya başladı. Hazırlıksız ve korumasız bir şekilde yakalanan Van Belediye Reisi Kapamacıyan, kafasına isabet eden iki kurşunla 10 Aralık 1912 günü ırkdaşı, dindaşları tarafından öldürüldü.  Kapamacıyan'ın ölümü Van'da büyük üzüntü yarattı. Cenazesi Ermeniler, Müslümanlar ve yabancı konsoloslukların temsilcilerinin katılımıyla toprağa verildi. Olayı gerçekleştiren ekibin içerisinde arabasıyla bulunan ve daha önce Van'a silah sokmak suçlarından aranan arabacı Potur, Saraç Osep, kuyumcu Karakin, olaydan sonra Karagündüz köyüne kaçan ve Taşnak komitesinin önde gelen üyesi ve Kapamacıyan Efendi'nin öldürülmesini planlayan Sahaf lakaplı şahıslar sıkı bir takipten sonra yakalanarak adalet önüne çıkarıldılar.

 Müslüman Van'ın Hristiyan belediye başkanı Kapamacıyan Efendi'nin Ermeni Taşnaklar tarafından katledilmesinin üzerinden 104 yıl geçmiş , ama  hüzün veren bu  olay hale canlılığını koruyor.

 

Kamu alanları ranta teslim

Van, büyükşehir olduktan sonra belediye reklam ihalesi yaptı. İhale iki kez iptal edildi!  Van firmaları ihaleyi alamadı! Üçüncüsünde alan aldı.

İhale sonrası kent estetiği, görsel kirlilik kaygıları rafa kaldırıldı.

Caddeler sokaklar, kaldırımlar duvarlar, yol kenarları insanların gözünün içine kadar, daha çok para kazanma hırsıyla işgal edilerek kirletildi. Kentte yaşayan halka ait kamu alanları  ranta teslim edildi.

Çevrecilerden,  yetkililerden  'tık' yok.

Van'da çevre kirliliğini salonlarda konuşan, çevre kirliliğine karşı  mücadele veren, çevre kirliliğini denetlemekle yükümlü   kamu kuruluşları, yerel yöneticiler ile sivil toplum kuruluşları kenti reklam çöplüğüne dönüştürerek çirkinleştiren görsel kirlilikten ve bangır bangır bağırarak hasta, yaşlı, taziye dinlemeyen insanların psikolojilerini tahrip eden yüksek ses kirliliğinden her nedense söz edilmiyor. Sanki şehrimizde  böyle bir sorun yokmuş gibi davranılıyor.  

Bu kural tanımazlık, saygısızlık neden görmezden geliniyor? Özensizlik nereye kadar sürecek?

 

Güneş enerjisini unutmayın

2011 Van depremlerinde ağır hasar gören binlerce konut yıkıldı.  Gazetemizin ısrarlı çabalarının, haberlerinin katkısıyla AFAD raporuyla yıkılan binaların arsaları yasal düzenlemeyle kentsel dönüşüm kapsamına alındı.  Yararlanma süresi 23 Nisan günü sona erdi.  80 aşkın site deprem yönetmenliğine uygun şekilde yeniden yapılıyor.  Van'da her sokakta, her caddede 3-5 bina yükseliyor. Ruhsat bekleyen onlarca site var.

Konutların elektrik giderlerine bütçeleri etkileyen ölçüde paralar ödeniyor.

Güneş enerjisi, gerek çevreci olması gerekse ucuz işletme maliyeti sebebi ile tercih edilen elektrik üretme yöntemlerinden biri haline gelmiştir. Her alanda kullanılabilen güneş enerjisi sistemi yenilikçi bina uygulamaları ile oldukça popülerleşti.

Yeni yapılan binalarda mühendislerin projelerinde, hak sahiplerinin balkon, mutfak kadar güneş enerjisi uygulamalarını talep ederek maksimum ölçüde tasarrufu dikkate almaları gerekir diye düşünüyorum.

Bahçeler, kapalı oto parklar, ara koridorlar güneş panellerinden elde edilen yenilenebilir enerji kaynağı olan güneş enerjisiyle aydınlatılabilir. Güneşten yararlanmayı unutmayalım.

 

Şehir parkını geçin

Kentin tarihine mal olmuş, hafızasına kimliğine kazınmış, insanların anılarında yer etmiş sokak, park, cadde, mahallelerin kadim isimlerinin değiştirilmesi yanlıştır. Katılımcı demokratik belediyecilik anlayışına yakışan bir uygulamada değil.  Bildiğinizi yapar, inat ederek değiştirirsiniz ama dayatma isimler levhalarda kalır.

Bir okurumuz geçenlerde anlattı:

"Çarşıya gelmek üzere oğlumla Kurtuluş parkında minibüse bindik.  Sanırım yabancı bir yolcuydu. Şoföre Cumhuriyet caddesinde bir adres sordu. Şoför 'Şehir Parkı'nı geçin şurası' diyerek tarif etti. Ezberciler durağında indik. Yürürken tebessüm ederek oğluma dedim ki;  kente, halka mal olmuş isimleri değiştirmek öyle kolay değil."

'Güç bende' demekle olmuyor.

Yazarın Diğer Yazıları