Tersine piyango

Her şeyin her an akıp değiştiği, dönüştüğü bir dünyada yaşıyoruz.

Çok kısa zaman süreleri içinde iyiler kötü, yoksullar zengin, itibarlılar itibarsız, sağlıklılar hasta hale gelebiliyor ya da bunların tam tersi olabiliyor.

Bir yıl öncesine kadar dünyamızda insan ilişkileri kendi halinde yürürken atom bombası gibi insanlığın içine düşen korona virüs adını değiştirerek, mutasyona uğrayıp kimliğini değiştirerek ama marifetini değiştirmeden hükmünü sürdürdü. Bizleri maskelerle, mesafelerle birbirimizden ayırdı, yetmedi, 2 milyona yakın can aldı, bulaştığı insanların bir kısmında az ya da çok izler, hasarlar bıraktı. Bugün de öldürmeye, yaralamaya devam ediyor. 

Dünyanın her yerinde çok sayıda emekçi maddi sıkıntıya düştü, işyerleri üretim yapamadı, firmalar ciddi zararlar gördü. Hükümetler yıkımdan korunmak için ellerini taşın altına koymak zorunda kaldılar.

Buna karşılık maske, dezenfektan, bilgisayar ve bilişimle ilgili kimi sektörlerde kimi büyük firmalar beklenmedik kazançlar elde ettiler. Dünya genelinde ensesi kalın birileri önce bilgisayar yazılım, donanım ve çevre birimleri satışlarından sonra da aşı işinden ciddi miktarlarda servet elde ettiler, ediyorlar.

Yani bu bir yıllık süre içinde az sayıda insan çok şey kazanırken çok sayıda insan çok şey yitirmiş oldu.

Yani bu yıl da her şey akıp değişmeye devam etti.

Aslında o akıp değişenler sadece yukarıda zikredilen şeyler de değildi.

Sosyalleşmenin kısıtlanmasıyla eğitim, ibadet, ticaret ve daha pek çok alanda, pek çok alışkanlıkta da zorunlu değişimler, dönüşümler yaşandı.

*

Geldik yılbaşına.

Yılbaşı Milli Piyango zamanı. 

Hatta bazıları için zaten yılbaşının tek bir anlamı var, o da Milli Piyango.

O gün gelecek, bilet alınacak ve büyük ikramiyeden haber beklenecek.

Bu piyango işi ayda üç kere tekrarlandığı halde o ötekilerin önemi yoktur. Bu kardeşlerimiz için piyangonun babası yılbaşı piyangosudur.

Babadır, çünkü ikramiyesi en büyük olanıdır. Babadır, çünkü müşteri sayısı bütün diğer çekilişlerden daha fazladır.

Tek bir bilet büyük ikramiyeyi kazanacaktır. Belki ikinci, üçüncü ikramiyeler de talihlilerini çok mutlu edecektir. Bu arada belki diğer ikramiyeleri kazananların içinden de çok mutlu kimseler çıkacaktır ama herkesin gözü yüksekte, en büyük olandadır.

Yüz binlerce insan bir iki günlüğüne de olsa büyük düşler kurarlar, aynı en yüksek hedefe bakarlar. Ne var ki, gerçekler acıdır ve o ikramiye tek bir tanedir.

Kazanma olasılığı kuşun gelip taşa çarpması olasılığı kadar bile değildir.

Öte taraftan büyük bir heyecanla o en büyük ikramiye için bilet alanların da, almayanların da arkasında herkesi kovalamakta olan bir tersine piyango vardır. 

Ölüm.

Üstelik onun insana ulaşma olasılığı öyle yüz binde, milyonda bir de değildir.

Bu yıl olmazsa gelecek yıl, olmazsa on yıl sonra, bilemedin elli yıl, yüz yıl sonra mutlaka herkese ulaşacak bir piyango.

Bugünlerde elinde mutasyonlu korona sopasıyla dolaşan bir piyango.

Biz insanlar onu kovalamayız ama o hep arkamızdadır, hep ensemizdedir.

Önümüzdeki ulaşılmaz zirveye dalmışken geriye dönüp bakmadığımız için görmeyiz, aslında görmek de istemeyiz.

Hatırlamayı da, hatırlatanları da sevmeyiz.

Bütün bunlar hiçbir şeyi değiştirmez.

Kovalamayız, yakalanmamak için kaçarız.

Eninde sonunda bu tersine piyango gelir, ne kadar kaçarsak kaçalım, nereye saklanırsak saklanalım, hangi önlemleri almış olursak olalım her birimizi tek tek bulur.

Bulur ve ikramiyesini alır.

Kovalanan Milli Piyangonun büyük ikramiyesi bir tanedir.

Kovalayan tersine piyangonun ikramiyesi de  insan sayısı kadar.