Özlem Tekin Alkan

Hayatı paylaşmalıyız

Özlem Tekin Alkan

Sevgili okurlar mahalle deyince hemen hepimizin aklına ilk gelen şüphesiz komşuluk ilişkileri olur. Mahallede birbirlerine kimi zaman aile kadar yakın olan komşuların en önemli özelliği ekonomik, sosyal ve kültürel özelliklere sahip olmalarıdır. Benim ve yaşıtım birçok kişinin çocukluk hatıralarında komşuluk ilişkileri önemli bir öneme sahiptir.

Bugün eski Türk filmlerinde tanıklık ettiğimiz komşu çocuklarla birlikte sokakta akşam saatlerine kadar oynanan oyunlar, komşu teyzelerin birbirlerinin evlerine çat kapı ziyarete gitmeleri, iyi günde-kötü günde tüm mahalle halkının birbirine yardım etmesi günlük hayatımızın rutiniydi. Komşularla yoğun ve sürekli ilişkiler yanında mahalle halkı da birbirini tanımaktaydı ve sürekli etkileşim içindeydi. Kişiler arasında güven duygusu hâkimdi ki bu duygu bugün sosyal sermaye olgusunun da temelini oluşturmaktadır.

Peki, geçmişteki bu güzel geleneklerimizi neden bugünlere taşımadık? Birbirimizi görünce neden başımızı öne eğerek yolumuza devam ettik.

Bilindiği üzere ülkemiz şuan ciddi bir ekonomik krizle boğuşuyor. İnsanların alım gücü her geçen gün daha da düşüyor, gıda fiyatları arttıkça artıyor.

Hepimizin birbirine yardımcı olması gerekmektedir. Paylaşma, yardımlaşma, dayanışma güzeldir. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Hadisi Şerifini her zaman aklımızın bir köşesinde tutmalıyız. İnanın bizi ahirette kurtaracak tek şey yaptığımız hayırlardır.

Eskiden Komşular birbirine yardımcı olur, sevincini, acısını paylaşırdı ama şuan günümüzde o eski gelenekler kalmadı. Belki de biz yaşatamadık. Geçmişte müstakil evler vardı, insanlar bütün zenginliklerini birbiriyle paylaşırdı ama şuan apartman kültürü hayatımıza girdi ve insanları birbirinden ayırdı.

Komşular yardımlaşma kültürünü unutmuş, hatta ve hatta birbirine selam vermez oldu. Hepimizin silkelenip kalbimizi yoklamamız lazım. Şuan evine, çoluğuna, çocuğuna ekmek götüremeyen insanlarımız var. Özellikle kış mevsimi yaklaşıyor, inanın şuan kömür, odun gibi yakacak alamayan, doğru düzgün çocuklarına bakamayan kardeşlerimiz var. Yetkililer başta olmak üzere hepimizin bu insanlara yardımcı olması gerekmektedir. Birbirimizle varlığı ve yokluğu paylaşmalıyız. Bu dünya gelip geçicidir. Hepimiz bu dünyada yaptığımız amellerin hesabını ahirette vereceğiz.

Güven üzerine kurulu bir ilişki olan komşuluğun, güvensizlik, yalnızlık, yalıtılmışlık ve yeni yaşam rutinleriyle değişmemeli. Büyüklerimizden gördüğümüz yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma kültürünü hep birlikte yaşatmalıyız.

Yazarın Diğer Yazıları