Ömer Gündüz

Ramazan ne güzel

Ömer Gündüz

On bir ayın sultanı Ramazan Ayı’nın idraki içersindeyiz. Neredeyse bu mübarek ve bereketli ayın yarısına ulaşmış ve artık veda yoluna doğru bir gidişat üzereyiz. Ramazan evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş ayıdır. Çünkü “Ramazan” kelimesi anlam olarak güz mevsiminin başında yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur gibi, iman edenlerin işlemiş oldukları günahları temizlemesi veya hararetinden etrafını yakıp kavuran güneş gibi oruç tutan müminin yaşadığı açlık ve susuzluk sebebiyle günahlarını yakması, yok etmesi anlamlarına gelmektedir.

Aslında bu günlerde sadece Ramazan ayının faziletlerinden ve orucun hikmetlerinden bahsedilir. Sadece bu yönden ele alınır ve bizlere bu konuda ayet ve hadisler nakledilir. Ancak bununla birlikte bu ayın toplumumuz üzerinde oluşturmuş olduğu güzel ve iyi olana doğru meyletme, birlikte hareket etme ve bir toplumu bir ay içersinde her gün bir eğitim mekanizmasından geçirme yönünden de mükemmel olduğu görülmelidir.

Bu ayda herkesin kendi gözlemleriyle de tespit edebileceği bir çok güzellik ve toplumsal birliktelikler yaşanmaktadır. Hiçbir gücün, hiçbir otoritenin ve hiçbir mekanizmanın bir şehirdeki tüm insanları aynı anda belirli bir yöne yönlendirmesi mümkün değildir. Bu gün şehrimizin herhangi bir noktasında eğlence dolu bir etkinlik yapmak istesek; o şehrin tümünü aynı anda oraya toparlamamız mümkün değildir. O şehrin halkından bir kısmı alışverişinde, bir kısmı yeme içmede, bir kısmı gezip tozmada, bir kısmı işinde gücündedir. Ancak bir kısmı bahsini ettiğimiz bu etkinliğe katılır ve teveccüh gösterir. Amma Yüce Rabbimizin koymuş olduğu bu mükemmel nizamda ve bu nizam içersinde sadece bir ayını oluşturan Ramazan ayında bir şehirdeki hatta bir ülkedeki insanlar aynı anda, aynı duygu ile açlık motivini galebe çalmak için ve Rabbinin rızasını kazanabilmek için bir noktaya doğru hareket eder. Herkes bir anda bulunduğu mekanı, işini, gezip-tozmasını, alışverişini, muhabbetini, kısacası meşkalesini terk ederek evine iftarını açmaya doğru koşar. Gün boyu gerçekleştirmiş olduğu oruç ibadetini sonlandırmaya ve verilen nimetlerle mükafatlanmaya koşar. Evet soruyorum sizlere değerli dostlar!... Hangi izimde, hangi ideolojide ve hangi etkinlikte böylesine mükemmel bir organizasyon ve birliktelik vardır. Bir insan oruç tutsun tutmasın onu iftar saatinde dışarıda görmek mümkün değildir. Çünkü kanun ve nizam koyucu Allah (c.c.) öyle bir sistem ortaya koymuş ve öyle bir mekanizmayı harekete geçirmiştir ki bir ezan nidasıyla insanları aynı anda aynı hareketi yapmaya sevketmiştir. Bu güzellik olsa olsa İslam’ın güzelliği ve O’na gönülden bağlanan insanların itaatidir.

İşte bu ibadetle Yüce Mevla aslında toplumu en iyi şekilde eğitmekte ve insanlığa birliktelik duygusu vererek aynı anda aynı eylemi yaptırmayı öğretmektedir. Bir anda bir şehrin tüm dükkanları kapanmış, tüm insanların alışverişi durmuş ve şehir huzur ve sükunete terk edilmiştir. Gerçekten de düşünüldüğünde bu mükemmel bir olaydır. Bir ülkenin kolluk kuvvetlerinin emir yada baskısıyla bir şehrin tüm insanlarını, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla evlerine gönderemez, dediklerinizi bir anda yaptıramazsınız. Bu birliktelik orucun kerameti, orucun güzelliğidir. Bununla birlikte bu ayda herkesin fakirleri doyurması, sadaka verme alışkanlığını kazanması, sabretmeyi öğrenmesi, günah işlememeye gayret etmesi de Ramazan bir diğer eğitim müfredatını oluşturmakta; topyekün bir topluluğun ıslah noktasında düzeltilmesini, mağdurun ve mazlumun kalkındırılmasını bizlere göstermektedir.

Sahabeleriyle sohbet eden, Fahri Kâinat Efendimiz, Ramazan ayı’nın güzelliklerinden bahsediyor, mübarek dudaklarının arasından şu cümleler dökülüyordu.

Ey insanlar! Bereketli ve mübarek bir ayın gölgesi üzerimize düşmüştür. Bu öyle bir aydır ki, onda bin aydan daha hayırlı bir gece vardır. O öyle bir aydır ki, Allah o ayda oruç tutmayı farz kılmış, gecelerini nafile ibadetle (teravih namazı) geçirmeyi teşvik etmiştir. Kim Ramazan Ayı’nda bir farzı eda ederse, Ramazan ayı dışında yetmiş farzı eda etmiş gibi sevap kazanır. Ramazan Ayı sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cennettir.” (Münziri, 2, 94-95)

O halde manevi kazancı bol olan bu ayı doğru okuduğumuz takdirde hem dünya hayatımız için hem de ahiret hayatımız için önemli bir adım atmış oluruz. Cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapatıldığı ve şeytanların zincire vurulduğu bu mübarek ayda bize düşen gayreti göstererek nefsimizi eğitmeli, irademizi rızay-ı ilahi için güçlendirmeliyiz.

Nitekim Mevla’mız Kur’an-ı Kerim’de Ramazan Ayı’nda nefsimizi eğitebileceğimizi, kul olarak dosdoğru yolu bulabileceğimizi mealini okuyacağım ayetle işaret etmiştir. “(O sayılı günler), İnsanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan Ayı’dır” buyurarak bu ayda aklımızı kullanarak dosdoğru yolu bulabileceğimizi belirtmiştir. (Bakara/185)

Bulunmaz bir hasat mevsimi ve manevi bir arınma iklimi olan Ramazan Ayı’nı dolu dolu yaşayalım. Orucumuzu tutmaya özen gösterelim, orucumuzu geçerli bir mazeret nedeniyle tutamasak dahi toplumdaki oruçluya saygı gösterelim. Efendimizin “Allah’a en hoş gelen amel, az da olsa devamlı olanıdır” sözü üzerine Ramazan Ayı’nda edindiğimiz ibadet düzenimizi devamlı hale getirelim.

Ramazan Ayı’nın bize, ailemize, ülkemize ve İslam âlemine hayır getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ederim.

            Selam ve dua…

Yazarın Diğer Yazıları