Van'da çeyiz serme geleneği

Nuran Demirhan

Tüm Yazıları

01.11.2019 16:02
Güncelleme: 01.11.2019 16:02

Yüz Yıllardır süre gelen Çeyiz serme geleneği, memleketimizde de hala devam etmektedir.

Eskiden kız çocuğu dünyaya geldiği zaman, kız kundakta çeyizi sandıkta derlermiş.

Kızı olan anneler yavaş, yavaş çeyizlerini hazırlar, örer veya alır, sandıklara koyardı.

Oyalar, tülbentler, lifler, havlular, çeyizlik danteller, Seccadeler, Namaz örtüleri, patik ve çoraplar örülür sandığa bohçalanırdı.

Gelinin annesi, damadın annesi yün yataklarını hazırlamaya koyulurken, Yorgan dantelleri ile kanaviçeleri önceden hazırlanmış, yıkanıp ütülenmiştir.

Gelinlik çağına gelmiş kızın mutlaka el emeği göz nuru çeyizleri sandıklarda hazırlanırdı.

Kız İsteme, söz kesme, Kespiç, nişan derken düğüne bir kaç gün kala,

Gelin kızın arkadaşları, yakınları, komşuları bir araya toplanarak gelinin çeyizlerini yıkar, ütüler, Gelin evinde sergilenmeye hazır ederlerdi.

Sergilenen çeyizlere bakmaya gelen eş, dost, akraba, komşular mutlaka hediye getirerek gelinin eksik gereğini tedarik ederlerdi.

Düğüne yakın zamanda erkek evi gelin kızı çarşıya götürür düğün alışverişi yapılırken, Geline ilk alınacak eşya gelin sandığı olurdu.

Gelin kızın çeyizi denilince akla ilk gelen gelin sandığıdır.

Gelin sandığına kızın çeyizleri bohçalanarak sandığa yerleştirilirdi.

Gelinin düğün öncesi çeyizleri baba evinden giderken, gelin sandığına kızın erkek kardeşi veya kız kardeşi oturur, Bahşişini almadan sandık evden çıkmazdı.

Bahşişini alan gençler sevinç içinde düğünü beklemeye koyulurdu.

Sandığın üzerine önceden hazırlanmış, bohçalanmış Damat bohçasını ve damadın fotoğrafını kızın kardeşi veya yakın akrabası eline alır, erkek tarafına çeyizle beraber götürülür, damadın annesi bohçayı alan kıza yine bahşiş vererek sevindirirdi.

Böylece hazırlanan düğün hazırlıkları içinde Ercişli ünlü sanatçımız Hüsamettin Subaşı'yı anmadan geçmeyelim ne demişti ünlü sanatçımız...