Nuran Demirhan

Ön yargı- hoşgörü

Nuran Demirhan

2 Nisan Van'ın kurtuluşunun 99.Yılı kutlamalarında, Sosyal Medya üzerinden yapılan 2 Nisan Van yemekleri buluşması etkinlikleri, Sayın Dr. Mine Kılavuz Ongün tarafından 2 Nisan 2018 100. Yıl kutlamaları için ilk adımını attı.

Van için 100.Yıl kutlamaları, önerileri, görüşleri yazılıp çizilmeye başlandı.Güzel memleketimiz için şimdiden büyük bir özveri ile çalışmalara başlanırken,eleştirilerde, ilk günden gelmeye başladı.

Bizler eğer gerçekten Van için ilk adımı atacaksak, öncelikle ön yargılarımızı bir kenara bırakmalıyız.

  ÖN YARGI: İnsanların bazı kişilere ve olaylara karşı belirli bir düşüncesi vardır ve belirli bir tutum takınabilirler. Buna ön yargı denir. Zaman zaman bazı şeyleri ön görmek dışında çok doğru bir özellik değildir. Her insanın az ya da çok ön yargısı vardır. Çok ön yargılı insanların söyledikleri şeyler, düşünceleri bizi etkileyebilir. Bu insanlardan çok fazla etkilenmemeyi öğrenmeli ve insanları dış görünüşlerine, görünürdeki huylarına göre yargılamamalıyız. İnsanlar ya da olaylar her zaman göründüğü gibi olmayabilir. Ön yargıları azaltmak herkes için faydalı olacaktır. Ön yargı bazen de FEVRİ davranışlara neden olur.

HOŞGÖRÜ: demek, olaylara ön yargısız yaklaşmaktır. Genellikle hor görülen meselelere eleştirel bakmaktır. Hoş görmek affetmek ya da izin vermek değildir. Olayları ve olguları "reddetmemek"tir. Aslında bir eylem değildir. Eylemsizlik olduğu söylenebilir. Çünkü bir iş gerektirmez. Tam aksi olan hoşgörüsüzlük bir eylemdir.  Hoşgörüsüz kimsenin bir eksiklik çektiği ve fazladan uğraştığı söylenebilir. Hoşgörüsüzlük toplumsal bir canlı olan insanın birlikte yaşama, farklılıkları aynı paydada buluşturma özelliğini reddetmektir. En büyük yeteneği olan iletişimi engellemektir. Herhangi bir olaya hoşgörüsüz yaklaşmak doğaya ve evrene aykırıdır. Hiçbir şey tam olarak reddedilemez. En kati kuralların dahi istisnaları vardır. Burada hoşgörülülük yanlısı fikirler yürüteceğiz. Hoşgörüsüzlüğü de hoşgörülü yaklaşmak gerektiğini söylemeliyiz. Çünkü bu dahil tüm tanımlar üzerinde uzlaştığımız şeylerdir ve her şey her an değişebilir. Bu değişime mahsuben hiçbir şeyi tam olarak reddetmemeli, en azından düşünebilmeliyiz. Bir olay, nesne ya da davranıştan ziyade, en azından bir fikre tahammül edebilmeliyiz. Neyin doğru olduğu herkese bağlı olduğu için tekil olanı göz ardı edemeyiz. Hoşgörü felsefi bir iştir. Felsefe dediğimiz "sonsuz merak anlayışı" doğal olarak hoşgörülüdür. Yalnız bunu ifade etmek beyhudedir. Hâlihazırda bir hoşgörüsüzlük yoktur. Farklı fikirlere katlanamayan, bencil kişiliklerin bulunmadığı hallere, hoşgörülü durumlar denir. Tarihten ve insanlıktan örnekler bulunabilir. İlk insanlardan beri bir arada yaşamak, birbirine katlanabilmek ortak bir anlayıştır. Farklı kişileri ve bununla birlikte farklı görüşleri ortak bir ülküye odaklamak ulusların, inançların oluşmasında ana etkendir. İnsanlar birbirini hoş görmemiş olsaydı halen birbirini öldürüp çaldıklarını yiyen ilkel canlılar olurduk. Empati kurmasak, merhamet etmesek konuşmak bile mümkün olmazdı. Güzel memleketimizin hoşgörülü insanları, Türkiye'nin hangi ilinde olursanız olun, Hep birlikte gönül vererek el ele 100. Yılımız için çalışalım. Hoşgörü felsefi bir iştir. Felsefe dediğimiz "sonsuz merak anlayışı" doğal olarak hoşgörülüdür. Yalnız bunu ifade etmek beyhudedir. Hâlihazırda bir hoşgörüsüzlük yoktur. Farklı fikirlere katlanamayan, bencil kişiliklerin bulunmadığı hallere, hoşgörülü durumlar denir. Tarihten ve insanlıktan örnekler bulunabilir. İlk insanlardan beri bir arada yaşamak, birbirine katlanabilmek ortak bir anlayıştır. Farklı kişileri ve bununla birlikte farklı görüşleri ortak bir ülküye odaklamak ulusların, inançların oluşmasında ana etkendir. İnsanlar birbirini hoş görmemiş olsaydı halen birbirini öldürüp çaldıklarını yiyen ilkel canlılar olurduk. Empati kurmasak, merhamet etmesek konuşmak bile mümkün olmazdı.

Güzel memleketimizin hoşgörülü insanları gelin hep birlikte el ele verelim. 2 Nisan 2018, 100 Yılımız için çalışmalarımıza başlayalım.

Yazarın Diğer Yazıları