Geçmiş zaman olur ki yüklükler
Nuran Demirhan
Öyle bir geçer ki zaman deriz, geriye dönüp baktığımızda ne kadar da çok yitirilen değerlerimizin olduğunu hatırlar iç çekeriz.
YÜKLÜK: Evlerde Yatak, yorgan, döşeklerin muhafaza edildiği yer, dolap. Odaların duvarına gömülü şekilde yapılmış yatak dolabı.
Herkesin evinde dolap yoktu, Yatak döşek, yorganlar düzgünce dizilir duvara dayatılarak üzeri kanaviçe dantelli örtülerle kapatılırdı. Kimileride sandığın üzerine muntazam bir şekilde dizer yine örtülerle muhafaza ederdi.
Bizim evde yüklük vardı misafir yatakları derdik.
Rahmetli babam köye gitmiş torbalar dolusu yün almıştı.
Annemin hayretler içinde baktığı anı hiç unutamam herif bu yünler derede yıkanacak çok zahmetli iş demişti. Yaklaşık 3 gün ev halkı toplanıp yünleri yıkamaya koyulduk. Gerçekten hiç unutmam çok zahmetliydi yünleri tapaçlamaktan avuç içlerimiz kabar, kabar olmuştu.
Yıkanan yünleri avluda kurutmak döşek, yorgan ve yastık için ayırmak ayrı bir zahmetti.
Yorgan sırımak (yapmak) için saçak yünler ayrılır, oklava ile çırpılır en son elle didilip, sırınmaya hazır hale getirilirdi. Komşu kadınlar toplanıp sırıma işinde ev sahibine yardımcı olurdu.
Kullanıma hazır olan döşek, yorgan ve yastıklar kanaviçe ve dantelli nevresimler ile dikilir misafirlerin kullanımına hazır hale getirilirdi. Ayrıca evin bekâr çocuklarına çeyizlik için ayrılırdı.
Bizim toplumumuzda misafire verilen değer çok ayrı kavram oluşturur.
Geleneklerimiz ve göreneklerimizin en önemli değerlerinden biride misafirperverliktir.
Öncelikle gelen misafirin rahat etmesi için hane halkı elinden geleni yaparak, evin en güzel odasını, yatağını misafire ayırır, misafir olan evlerde adeta bayram havası yaşanırdı.
Misafire en güzel, en özel yemekler hazırlanır, ikramlarda bulunulur ağırlanır misafirin memnuniyeti ev sahibi için çok önem taşırdı. Sofrasını, evini, sohbetini başkası ile paylaşmak misafirperverliğin en önemli göstergesidir.
