Vilayat-ı Şarkiye Mültecileri Unutulmuş Bir Göç Trajedisi (1915-1923)
Nedim İlikçi
Değerli okurlar; bu hafta tanıtacağım "Vilayat-ı Şarkiye Mültecileri Unutulmuş Bir Göç Trajedisi (1915-1923)" adlı kitap Birinci Dünya Savaşı yıllarında Rus işgali ve Ermeni çetelerinin isyan sonrası saldırıları, katliamları nedeniyle Doğu Anadolu'dan canlarını kurtarmak üzere göç ederek ülkenin her köşesine yokluk, açlık ve sefalet içinde bir avuç kum misali dağılan günümüzde unutulan Müslüman ahalinin yürek burkan hazin trajedisini konu almaktadır. Sadece Vanlı muhacirlerin yaşadığı sorunların anlatıldığı bir kitap değildir. Şark vilayetlerindeki muhacirlik dramı konu edilmektedir. Ancak işgale uğramış şark vilayetlerinin hepsinde etkisi bir asır devam eden ortak sıkıntıların yaşandığını belirtmekte fayda vardır.
Kitapta, sayıları bir buçuk milyonu bulan Müslüman muhacirlerin neden ve hangi koşullar içinde göç ettikleri, nerelere sığındıkları, sığındıkları bölgelerde ne tür sorunlarla karşılaştıkları anlatılmaktadır. Muhacirlerin ne kadarının hayatta kalabildiği ve yuvalarına hangi koşullarda dönebildikleri ele alınmıştır. Bu eserde geri dönen muhacirlerin yaşama tutunma mücadelesi de anlatılır. 1915'te Ermenileri güven altında, iaşeleri karşılanarak tehcire ( (sevk ve iskan) tabi tutan devletin ve yardım kuruluşlarının Müslüman muhacirlere karşı yetersizliği ve imkânsızlıklarından bahsedilir. O günkü karmaşa ortamında resmi kurumların çabaları, resmi yazışma belgeleri ile anlatılır.
Yazarımız Tuncay Öğün, kitabında Vilayet-ı Şarkiye muhacirlerinin sefaletini anlatılırken Mustafa Kemal Paşa'nın ''Atatürk'ün Hatıra Defteri'' kitabından şu bölümü paylaşır; "Yollarda birçok muhacirin gördük, Bitlis'e avdet ediyorlar. Cümlesi aç, sefil, ölüme mahkum bir halde…4-5 Yaşlarında bir çocuğu ebeveyni yol üzerinde terk etmişler, bu da bir karı kocanın peşine takılmış. Onları ağlayarak 100 metreden takip ediyor. Kendilerini niçin çocuğu almadıkları için tektir ettim. Bizim evladımız değildir dediler. Yol boyunca iki yerde insan lâşesi ve kemikleri görüldü. Açlıktan ölüp kalan hayvanat gibi… Yolda Ömer namında 12 yaşında bir çocuk gördüm. Bunu yanıma aldım. Bu, görülünce daha üç tane böyle anası, babası ölmüş yetimler getirdiler, onlara da para vermekle iktifa ettim.''
Yazarımız, bölgemizdeki savaşın vahametini anlatmak için, olayları bizzat yaşamış veya tanık olmuş kişilerden dinleyerek yazan ünlü romancımız Yaşar Kemal'den alıntı yapar; "Mezopotamya çölü, Güney Doğu, Doğu Anadolu savaşta öldürülmüş, sürülmüş, Ermenilerin, Kürtlerin, Türkmenlerin, Azerilerin, Yezidilerin, Nasturilerin, Asurîlerin, Süryanilerin, sürüleri yok olmuş köpekleri, babasız anasız kalmış çocuklarıyla dolup taşmıştı. Aç azgınlaşmış köpekler yüzlerce, binlerce sürüler halinde dolaşıyor, saldıracak hayvan, ceren, kurt kuş arıyorlardı . Çocuklar da sürüler haline gelmişti, aç, sefil, çırılçıplak sürüler halinde dolaşıyor, köylere kasabalara saldırıyor, bir yanından giriyorlar köyün, kasabanın, öbür yanından çıkıyorlar. Köyde yiyecek namına hiçbir şey kalmıyor. Çekirge sürüleri gibi...'' Bu arada Yazar Yaşar Kemal'in aile kökeninin Van'ın Muradiye ilçesine bağlı Ünseli (Arnis) Beldesi olduğunu belirtmekte fayda vardır.
289 sayfadan ibaret olan kitap; benim de dostum olan, Van'ın geçmişi ile alakalı beraber çalışma imkânı bulduğum, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğretim üyesi Tuncay Öğün tarafından yazılmış. Babil Yayıncılık tarafından 2004 yılında Ankara'da basılmıştır. Hafızasını kaybeden , büyük acılar yaşayan Van'ın bir dönemine de ışık tutan"
Vilayat-ı Şarkiye Mültecileri Unutulmuş Bir Göç Trajedisi (1915-1923)" isimli kitabı tarihi gerçekleri belgeleriyle öğrenmeleri için tüm Vanlıların mutlaka okumaları gerektiğine inanıyorum.
Prof. Dr. Tuncay Öğün Bey şimdi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde tarih bölümünde bilimsel çalışmalarına devam etmektedir. Kendisine sağlık, başarı ve kolaylıklar diliyorum.
En iyi arkadaşınız kitaplar olsun diyorum…
Kalın sağlıcakla…