Nedim İlikçi

Kazım Karabekir Hayatım

Nedim İlikçi

Değerli okurlar; Kazım Karabekir Paşa, Osmanlı döneminin son zamanlarında ve cumhuriyetimizin kuruluşunda en aktif rol almış, ülkemizin yetiştirdiği en önemli komutan ve siyasetçilerden biridir. Bu hafta sizlere Kazım Karabekir'in " Hayatım" adını verdiği ve çocukluğundan 1906 yılının sonlarına kadar geçen anılarını yazdığı kitabı tanıtmaya çalışacağım.

Kazım Karabekir kitabının önsözünde okuyuculara "Ne idik, ne olduk? diye soruyor ve bu sorunun cevabının anı kitaplarını okumak vasıtasıyla anlaşılabileceğini belirtiyor. Hakikaten yaşadığımız toplumun nereden nereye geldiğini en iyi anlatan kitaplar anı kitaplarıdır. Her insanın anılarının önemli olduğu muhakkaktır. Ancak yaşadığı dönemde daha aktif roller almış insanların anılarının daha ehemmiyetli olduğu da bir gerçektir.

Karabekir Paşamızın asıl adı Musa Kazımdır. 1882 yılında İstanbul'da doğar. Aslen Konya Karaman'lıdır. Babası Mehmet Emin Paşa da Osmanlı subayıdır. 1883 yılında Hakkâri merkezi Başkale'ye alaybeyi olarak tayin edilir. Hakkâri'de görev yaptığı yıllarda ailesi İstanbul'da kalır. Ancak tayini Hakkâri'den Van'a çıkınca ailesini de İstanbul'dan Van'a getirir. 

Karabekir ailesi Van'a gelmek için İstanbul'dan yola çıkar. Kazım Karabekir bu yolculuklarını "Van'a Gidiyoruz" başlığı altında ayrıntılı olarak anlatır. 1302 (1886) yılında Van'a gelirler. Van'da Sıhke Caddesinde üç yıl kalırlar ve o sıra Kazım Karabekir ilkokula gider. Van'dan Elazığ'a,  Elazığ'dan Mekke'ye tayinen gider. Mekke'de kolera salgınından babasını kaybeder. İstanbul'a dönmek zorunda kalırlar. İstanbul'da askeri okullara gider. Mezun olduktan sonra askeri görevlerde bulunur.  

Kazım Karabekir Paşa yolculuklarını, gittikleri şehirlerde yaşadıklarını, okuduğu okulları ve askeri anılarını öylesine akıcı tasvir ederek anlatır ki okuyucu kendini kitabın akışına kaptırır ve kitabı elinden bırakmak istemez. Paşa'mızın kitabını okurken O'nun ne kadar etkili bir edip olduğuna da şahit oluruz. 

Kazım Karabekir kitabında o dönemin Van'ı ile ilgili birçok bilgi paylaşır.  Van'ımızın 130 yıl önceki durumunu Kazım Karabekir'in tasvirleri ile yeniden yaşamak,  bilgi dağarcığımıza çok şey katacaktır. Okuyucunun ilgisini çeker diye anlatımlarından bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum;

"Van çocuklar için ne eğlenceli bir yer; meyvesi bol, büyük bahçemiz, türlü türlü meyve ağaçlarımız var. Mektepten gelince bol bol meyve yiyoruz. Gayet ucuzluk olduğundan arabamız, atımız, iki de ineğimiz var. Taze taze süt de içiyoruz. Yumurta on tanesi on para, peynirin okkası kırk para. Bal, tereyağı her şey ucuz. Yalnız şeker, limon gibi İstanbul'dan gelen şeyler pahalı. Zaptiyeler ve hele Ermeni işçimizin masalları bol. Ermeni aşçımızın Türk'ten farkı yok, perhizlere falan aldırmaz. Yalnız karısından korkar."Aman duymasın" der ve mükemmelen her şeyi yerdi. Karısı da ara sıra misafir gelirdi. Aşçımız kitaplardan da masallar okurdu. Balmumundan gayet güzel köpek ve kedi resimleri yapardı. Yemekleri de pek tatlıydı. Biz gelmeden bir sene evvelden beri babamın yanındaymış. Pek sadakatle hizmet etmiş ve bize de böyle iki sene hizmet etti. Zaten Ermeniler bu zamanlar hakikaten çok iyiydi. Bir gün aşçımız bizi, kilisede bir Ermeni düğünü seyretmeye götürdü. Ermeni kadınları da Müslümanlar gibi çarşaf giyiyorlar, yüzlerini erkeklere göstermiyorlardı. Çarşafları beyaz renkte. Kilisenin damından gelin alayını seyrettik" diyor ve devam ediyor.

Yılın belli dönemlerinde Kâbe'nin kapısının açıldığı ve temizliğinin yapıldığını biliriz. Kazım Karabekir Paşa'mız Mekke'deyken iki defa Kâbe'nin içine girme imkânı bulur. Kâbe'nin içinde "Ya Hannan, Ya Mennan, Ya Deyyan, Ya Subhan" isimli dört tane direğin bulunduğunu aralarında büyük kandillerin olduğunu, Kâbe'nin içinde her cepheye ikişer rekâtlık namaz kılındığını sonra da yıkandığını anlatır.     

Kazım Karabekir Paşa'nın "HAYATIM" isimli kitabı kendi el yazısı ile eski harflerle yazılmış bir eserdir. Kazım Karabekir Vakfı bu el yazmalarını Yapı Kredi Yayınlarına teslim eder. Bu el yazmaları Latin alfabesine çevrilir ve piyasaya çıkarılır. Kitap 298 sayfadan ibarettir ve 2018 yılında altıncı baskısı yapılır.

1886-1899 yıllarında Kazım Karabekir'in Van'da yaşadıklarını o eşsiz tasvirleri ile öğrenmek isteyenlerin okumaları gereken bir kitap olduğunu söylüyorum. Bu kitabı okuduktan sonra Osmanlı'yı, Balkanları, Anadolu'yu, Arap coğrafyasını ve İstanbul'u daha farklı bir bakış ile değerlendireceğinizi düşünüyorum…

Kalın sağlıcakla…

Yazarın Diğer Yazıları