Nedim İlikçi

Van Yöresi Üzerine Yapılan Tarih Araştırmaları ve Bazı Düşünceler

Nedim İlikçi

Değerli okurlar;  Anadolu farklı isimler taşıyan birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir coğrafyadır. Bu medeniyetlerin bıraktığı maddi ve manevi birçok değer ile adeta süslenmiş bir mücevher değerindedir. İlimiz de bu mücevherden payına düşeni almış ve bu değerleri günümüze taşımıştır. Önceki tarihlerde ilimizde yaşayan insanlar, birçok değerlerini bugün varlık gösteren bizlere aktarmışlar.  Bizler Anadolu’nun ve ilimizin taşıdığı bu zengin değerlerle, farkında olarak veya olmayarak iç içe yaşamaya devam ediyoruz.

Bugün yaşadığımız kültürel zenginliklerin tohumlarının, bu topraklarda ilk medeniyeti kuran topluluklar tarafından atıldığının farkında olmalıyız. Bu medeniyet tohumlarını bu topraklara eken insanların tabii bir uzantısı olduğumuzu da unutmamalıyız. Bizlerin,  insanlık ömrünün tarihi-medeni birikimini halen, gelecek nesillere aktarıyor olduğumuz gerçeğini görmeliyiz.  İnsan ömrü kısa olsa da insanlık ömrünün çok uzun olduğunu hatırdan çıkarmamalıyız. Bugünkü medeni ve kültürel akışı bizden önce yaşayan insanlardan devir aldığımızı, bu değerleri daha da geliştirerek bizden sonra yaşayacak nesillere aktarmakla görevli olduğumuzun farkında olmalıyız. Bu devir sürecinin insanlık ömrü yeryüzünde sürdükçe süreceği gerçeğini görmeliyiz.

Toplumların tarihi süreç uzamında isimleri, nitelik ve nicelikleri değişime uğrayabilir ancak bu durum o toplumların tamamen yok oldukları anlamına gelmez. Bir şekilde yaşamaya devam ederler. Bu topraklarda bizden önce yaşamış milletlerin bu gün yaşadığımız yaşam alışkanlıklarımızın ve kültürümüzün ortakları olduğu gerçeğini aklımızdan çıkarmamalıyız.

Bu hafta tanıtmaya çalıştığım ve adını yazımın başlığı olarak kullandığım kitap;  Hurri-Urartu ilişkileri, yöremizin ilkçağ tarihi, Urartularda madencilik ve sulama sistemleri, Urartuların yıkılışı, İskit- Kimmer ilişkileri ve ortaçağ ile ilgili ilimizde yapılmış olan çalışmalar ile ilgili bilgileri kapsamaktadır. Kitapta, Urartuların sulama sistemleri, maden işletmeleri ve etkin bulundukları coğrafyalar hakkında haritalar da verilmiştir. 

Kitapta; Van’ın, M.Ö. 600 yılından M.S. 11. yüzyıla kadar geçen 1700 yıllık süre içinde hâkim devletler tarafından yatırım almadığı bilgisi paylaşılıyor. Bu önemli bulduğum paragrafı siz okuyucularla paylaşmak istiyorum:” Van Kalesinde, Urartu’nun yıkılmasından 11. Yüzyıla kadar olan uzun süreye ait izler, Pers Yazıtı hariç belirsiz veya çok azdır. Van Kalesi Höyüğü kazısında da aynı durum izlenmektedir. Yörede uzun  yıllardan beri arkeolojik kazı ve araştırmalarda bulunan M.Taner Tarhan ve Veli Sevin’e göre, stratigrafik (katmanbilim) olarak, Urartu tabakaları üzerinde olması gereken Med-Pers-Part devirlerine ait kültür izlerine rastlanılmamıştır. Bunu yörenin siyasi tarihinin gelişmesinde de izlemek mümkündür. Genelde bu düşüş tüm Doğu-Anadolu için geçerlidir. Uzun yıllardan beri Van’da arkeolojik çalışmalarda bulunan Tarhan’a göre söz konusu devletlerin egemenliği altında kalan  ya da bir tampon bölge niteliğini sürdürerek, sürekli el değiştiren bu yörenin, egemen toprakların ana topraklarındaki kültür düzeyine hiçbir zaman erişemediği görülmektedir. Bu bilim adamına göre, mevcut zayıf izler Pers, Grek, Helenizm, Roma, Part ve Bizans uygarlıklarının ve diğerlerinin ana topraklarındaki eserlerle karşılaştırıldığında bu ters orantılı görüntü, bir anlamda hazin bir tabloyu sergilemektedir. O dönemlerdeki etkin devletlerin bu bölge ile ilişkilerinin, sadece ağır vergiler almak, maden gibi doğal zenginliklerini sömürmek olduğu ortaya çıkmaktadır….”  

Kitapta; Sıhke Gölü’nün, Urartu göletlerinin en büyüğü olduğu, Sıhke Gölet’inin sularının 3200 metre yüksekliğinde Erek Dağında bulunan Keşiş Gölü barajından geldiği belirtilmektedir. Böylece Sıhke Gölet’inin de Urartular tarafından yapıldığını bu kitaptan öğrenmiş oluyoruz.

”Van Yöresi Üzerinde Yapılan Tarih Araştırmaları ve Bazı Düşünceler” isimli kitap, basıldığı yılların unvanı ile Yard. Doç. Dr. Muhammad Beşir Aşan tarafından yazılmış. Kitap Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı tarafından 1993 yılında İstanbul’da bastırılmış ve 22 sayfadan müteşekkildir. Hacmi küçük olmakla birlikte içeriği son derece dolu olan bu kitabı, ilimizin tarihine ve kültürüne ilgi duyan herkesin okumasını ve kütüphanesinde bulundurmasını tavsiye ederim. Kalın sağlıcakla….  

 

Yazarın Diğer Yazıları