Mehmet Bedri Gültekin

Siyasal İslam'ın Dört Dönemi - 12

Mehmet Bedri Gültekin

(Dördüncü Dönem devam)

Dünyanın Yeni Devrim Dönemi

2013 - 2014 yıllarını, yeni bir devrimci atılım döneminin başlangıcı olarak alabiliriz. Dünyamızın ve Bölgemizin yeniden bir devrimci döneme adım atması ise hem emperyalizmin hem de işbirliği yaptığı Siyasal İslamcıların güç ve mevzi kaybetmeye başlaması anlamına geldi.

Bu tespitimizi doğrulayan olgular şunlardır:

- ABD emperyalizmi, Suriye'nin meşru Hükümetine karşı denetimindeki Siyasal İslamcı örgütleri harekete geçirerek, Dünyanın 84 ülkesinden 80 bin teröristi komşu devletler üzerinden ülkeye sokarak, İsrail başta olmak üzere en yakın müttefiklerinin çeşitli biçimlerde katılımını sağlayarak, Suudilerin ve Körfez emirliklerinin parası ile finanse ettiği büyük çaplı bir saldırıyı 2011 yılında başlattı. Suriye Savaşı, ABD'nin meşhur "Genişletilmiş Ortadoğu ve Orta Asya Projesi"nin son ve en önemli hamlesiydi.

Ama Suriye Hükümeti ve halkı teslim olmadı. Tarihi bir ölüm kalım savaşı yürüttü. 2014 yılına gelindiğinde Suriye devletinin boyun eğmeyeceği anlaşılmıştı. Suriye halkının Beşar Esad önderliğindeki kahramanca direnişi öncelikle savaşın başından beri yanında duran Lübnan Hizbullahı, İran ve Rusya Federasyonu gibi dostlarının daha aktif tutum almasına yol açtı. Daha sonra karşı cepheyi parçaladı. Türkiye'nin karşı cepheden Bölge ülkeleri cephesine geçmesinde tayin edici bir rol oynadı.

- Rusya Federasyonu, 2011 yılından beri Suriye'de sürmekte olan iç savaşa doğrudan müdahil oldu. Öncesinde Suriye Hükümetini dışarıdan desteklemekle yetinen Rusya, Ekim 2015'ten itibaren hem savaş uçaklarıyla hem de askeri gücüyle doğrudan Suriye Ordusunun yanında çatışmalara katıldı. Ve savaşın seyri böylece değişmeye başladı. Suriye Ordusu daha öncesinde kaybettiği yerleri adım adım yeniden denetim almaya başladı.

Kısacası ABD, İsrail, Suudiler ve Körfez Emirlikleri cephesi ile savaşa sürdüğü Siyasal İslamcı terör örgütleri kaybetti; Suriye kazandı.

-2016 yılından itibaren Kazakistan başkenti Astana'da bir araya gelen Türkiye, Rusya ve İran üçlüsü Suriye'deki iç savaşa doğrudan müdahil oldular. Böylece yaklaşık 200 yıldan bu yana ilk defa bölgedeki önemli bir sorunun çözümü için toplantılar Batılı ülkelerin asli katılımcı olduğu ve Batılı merkezlerden birinde yapılan toplantılarda değil de bir Doğu Başkentinde ve hiçbir Batılı ülkenin katılımı olmadan gerçekleşmiş oldu.

- IMF'nin 2014 rakamlarına göre Çin, ekonomik büyüklük olarak Satın Alma Gücü Paritesi üzerinden yapılan hesaplamalara göre ABD'yi geride bıraktı ve Dünyanın en büyük ekonomisi oldu. Batı'nın en önemli finans kurumlarından biri böylece, Dünya ekonomisinin ağırlık merkezinin Batı'dan Doğu'ya kaydığını itiraf etmiş oldu.

- Çin Halk Cumhuriyeti, "Kuşak Yol İnisiyatifi" ile Dünya tarihinin en büyük ekonomik hamlesini başlattı. Asya ve Avrupa'nın neredeyse bütün ülkelerini kapsayan büyük ekonomik yatırım hamlesi ile Avrupa'nın ABD'den kopmasının maddi zemininin olgunlaştırılması yolunda büyük adım atıldı.

- Hindistan, Pakistan ve İran'ın Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olması ile Dünya nüfusunun yarısını ve en dinamik ekonomilerini bünyesinde toplayan en büyük ekonomik, siyasi ve askeri güç, iyice şekillendi.

- Arkada kalan dönemde emperyalizme karşı savaş esas olarak milli devletler mevzisinde gerçekleşti. Ama çeşitli olgulara bakarak önümüzdeki yüzyılın, 20. yüzyılda olduğu gibi "Milli devletler" yüzyılı olmayacağını söyleyebiliriz. Milli Devletlerin yerini, şimdi emperyalizme karşı mücadele içinde şekillenmeye başlayan Bölgesel Birlikler almaktadır.

Bölgesel Birliklerin ilk nüveleri İkinci Dünya Savaşının ardından kurulan Milli devletlerin emperyalizme karşı mücadeleleri içinde ortaya çıktı. Sonraki gericilik döneminde bu birlikler önemsizleşti, işlevsiz hale geldi. Şimdi ise Emperyalizme karşı mücadelenin canlanmasına bağlı olarak Bölgesel Birlikler de yeniden sahnedeki yerlerini almaktadırlar. Asya'da ŞİÖ, Avrasya Birliği ve Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği, Arap Birliği Örgütü; Amerika'da CELAC, ALBA, MERCASUR ve NAFTA, Afrika'da Afrika Birliği Örgütü'nün (ABÖ) yanı sıra Güney, Doğu ve Batı Afrika'daki alt bölgesel birlikler, İslam İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Birliği vd. Bir de Batı Asya Birliği gibi önümüzdeki dönem kurulması muhtemel birlikler bulunuyor.

Bölgesel birlikler, halkların Milli Devletler zemininde emperyalizme karşı verdikleri mücadeleyi bir üst aşamaya yükseltmeleri ve daha güçlü mevziler yaratması anlamına gelmektedir.

- Türkiye'de, 2013 yılında gerçekleşen Cumhuriyet tarihinin en büyük halk ayaklanmasının ardından ABD'nin FETÖ eliyle tezgahladığı Ergenekon tertibi bozuldu, 2014 yılının başında Silivri'de tutulmakta olan Kemalist subaylar ve Vatan Partisi yöneticileri serbest bırakıldı.

Ergenekon tertibinin bozulması, dünya çapında sonuçları olan tarihi bir gelişme oldu. Böylece İktidarın 2014 yılında FETÖ'ye ve 2015 yılında PKK'ya karşı harekete geçmesiyle, Türkiye'nin; Batı İttifakından kopması ve Avrasya'daki yerini alması süreci gözle görülür, elle tutulur hale geldi.

- Bölgede bugüne kadar ABD ile birlikte hareket etmiş olan Katar gibi bazı ülkeler ABD'nin karşısında Bölge ülkeleri ile birlikte hareket etmeye başladılar. ABD'nin 2003 yılında işgal ettiği, etnik ve mezhep farklılıkları temelinde üçe böldüğü ve işbirlikçilerini başa geçirerek denetim altında tutmaya çalıştığı Irak bile son yılların saflaşması içinde ABD'nin yanında değil, İran ile Türkiye'nin yanında saf tuttu.

- Aynı şekilde 2017 yılının Eylül ayında Barzani'nin Kuzey Irak'ta gerçekleştirmek istediği Bağımsızlık referandumu girişimi Türkiye, İran ve Irak Silahlı Kuvvetlerinin ortak harekâtı ile başarısızlığa uğratıldı. Yenilen gerçekte ABD oldu.

- Bu arada Venezuela Hükümeti, halkı ve Ordusu ABD emperyalizminin darbe girişimini büyük bir mücadele ile boşa çıkardı. Böylece ABD'nin "Arka Bahçesi"nde bile borusunun artık ötmediği bütün dünyaya gösterildi.

- Avrupa Birliği, son yılların gelişmesi içinde adım adım ABD'den kopmaya başladı. Rusya ile daha yakın ilişkiler, Çin'in "Kuşak Yol Projesi"ne yaklaşım, İran'a ambargo başta olmak üzere çeşitli konularda AB adım adım ABD'den uzaklaşıyor.

Bu liste uzatılabilir. Bütün bu olgular artık başka bir dünyada yaşadığımızı gösteriyor. Emperyalizm kaybediyor. Milli devletlerin, anti emperyalist güçlerin kazanmaya başladığı yeni bir dönemin içindeyiz.

Emperyalizm kaybettiği için, arkada kalan dönemde Dünya gericiliğinin merkezinin desteği ile hayat bulan ve gelişen Ortaçağ güçleri de artık kaybetmektedir. Nitekim son 6 yılda hemen hemen bütün Müslüman ülkelerde Siyasal İslam'cı hareketlerin kaybettiğini gösteren gelişmeler yaşadık.

Yazarın Diğer Yazıları