Leyla Mihrinaz Engin

Güler misin Ağlar mısın?

Leyla Mihrinaz Engin

Şak diye telefonuma sesli bir mesaj düştü. Kürtçe konuşan bir kadının sesi ve diyor ki; bir çocuk korona virüs ile ilgili bir rüya görmüş. Rüyasında görmüş ki abdest alacaksın, Kuran-i Kerim'i açacaksın, elhamdülillah süresinin olduğu sayfaları açacaksın, tek tek bakacaksın, kirpiğe, sakala benzeyen bir şey göreceksin, üzerine su dökecek ve o suyu içeceksin. İnşallah bu şifadır, seni korona virüsünden koruyacaktır. Rüyasında gördüğü için bu mesajı tüm Müslümanlara söylememiz gerekir."

Güler misin ağlar mısın?

Yüzyıllardır dünya halkları hem doğal,  hem de insanların kendi elleriyle yarattığı felaketleri yaşar. Doğal afetleri yaşarız çünkü dünya halen devinimini tamamlamış değil. Halen sel, tsunami, deprem, çığ, yangın gibi doğal afetler yaşanıyor ve yaşamaya da devam edeceğiz.

İnsanların kendi eliyle yarattığı felaketlere gelince; cinayetten, hırsızlıktan, iftiradan, zulümden, savaştan, kıyımdan, egodan, aç gözlülükten hiçbir zaman kurtulamayacaktır. Çünkü bütün dünya ülkelerini yöneten zihniyet jandarma zihniyetine sahiptir. Devlet, halkına maddi manevi baskılar yapma yoluyla ayakta durur.

Devletler ayakta durabilmek için her dönem milliyetçiliği ve inancı bir alet gibi elinde tutmuş, bu iki olguyu sürekli kaşıya kaşıya yara haline getirmiştir.

Politika ile tüm halkı; sen yapma ben yaparım diye pasivize eder, bu uğurda yasak ve tabular oluşturur.

İnanç ile korku atmosferi altında günah, ayıp ilkeleri ile halkı sindirmeye çalışır ve başarılı olur.

Politika ve inanç ikilisi yüzyıllardır denenen bir taktiktir. Bu taktikler aracılığı ile tüm halkı kendi güdümüne sokup, tek elden yönetmenin yanı sıra, kişisel egolarını tatmin etmenin peşindedirler.

An itibariyle korona virüs salgını tüm dünya halklarını paniğe düşürmüş durumda. Türlü türlü komplo teorilerini yaratmanın yanında psikolojik olarak insanlar korku içerisinde ve bir çözüm arayışındalar.

1. Aynı zamanda memleketimizin deprem bölgesinde olmasından kaynaklı halk, yaşadığı doğal afet ve bulaşıcı hastalıklardan, çıkış için hurafe söylemlere sığınmaya başladı. Tam da burada hurafe kelimesinin sözlük anlamını vermemde fayda var; dine sonradan girmiş olan, akla aykırı, uydurma ve garip şeyler, boş inanç.

2. Halkları yönetemeyen iktidarlar insanların aradığı bu akıl dışı inançlara ses etmedikleri gibi işlerine gelmekte ve hatta yaymaktadır. Çünkü bu bir algı, bu bir taktik ve aciziyettir.

Yazımın başında belirttiğim mesaja gelince, o mesajda açık seçik şunlar yatmaktadır.

a) Bilime inanma!

b) Felsefeye inanma!

c) Kültüre inanma!

d) Bilgiye inanma!

e) Aklını sakın ha çalıştırma!

f) Kurtuluşun yalnızca ve yalnızca cehalette yatmaktadır!

Uyu halkım uyu!

Yazarın Diğer Yazıları