İkram Kali

Yerelde yaşıyorum, evrensel düşünüyorum

İkram Kali

Sabah gazetesinin usta yazarı, değerli dostum Yavuz Donat, her yıl en az bir iki defa Van’a gelerek çarşıyı pazarı gezer, Vanlılarla sohbet edip kentimizin nabzını tutar.  Van gözlemlerini kendisine has üslubuyla köşesinde okurlarıyla  paylaşır.

2004 yılıydı. Yavuz Abi iki günlüğüne Van’a geleceğini ‘ Kedi Anne’ olarak tanınan Sevim Kaptanoğlu’nu da görmek istediğini söyledi. 

“Buyurun, bekliyorum” dedim.

Muhammediye, katkati güllerinin, zeringedek ve Van lalesinin bahçesini süslediği tek katlı evinde yıllar boyu Van kedisi besleyen,  Van kedisi güzellik yarışmalarına katılarak dereceler alan, 1915 muhacirlik anılarını şirin Van diliyle panellerde öğrencilere anlatarak Van’ın hafızasına katkı sunan,  Van kadının yaşayan orijinal örneklerinden,  Vanlılar arasında ‘ Kedi Anne’ olarak tanınan, bahçe sulama zamanı omzunda taşıdığı kürekle ilginç görüntü oluşturan Sevim ablamızı arayarak Yavuz Bey ile birlikte seni ziyaret etmek istiyoruz dedim.

“ Gurban olum, başım gözüm üstüne” dedi.

Eşi yıllar önce vefat eden Sevim Abla’nın evinin kapısının zilini çaldığımızda kapıya ilk koşan Van kedileri oldu.   

Ayakkabılarımız çıkararak salona geçtik.

Hoş geldin faslından sonra Sevim Abla çayın yanında Van pastası ikram etti.

Salonun köşesinde sesi kısık televizyon ekranında CNN Türk haberlerini göz ucuyla izlerken televizyon panelinin yanı başında duran radyodan bir anda sala sesi yükseldi. Yavuz Donat Kedi Anne’ye radyo ve televizyonun aynı anda neden açık olduğunu sordu. 

Sevim Kaptanoğlu bilgeliğiyle, “Yavuz Bey, sabah kalkıyorum önce radyo, televizyonumu açıyorum. FM kanalından  müftülüğün merkezi yayınından ezan, vaaz, ölenlerin ardından okunan salaları takip ediyorum. Kimlerin öldüğünü öğreniyorum. Televizyonun haber kanallarından da ülkemizde ve dünyada olup bitenleri takip ediyorum. Yerel yaşıyorum evrensel düşünüyorum” dedi. Dört çocuğu da üniversite mezunu olan Sevim ablanın entelektüel yanıtı Donat’ın çok hoşuna gitmişti.

  Vanlı bir teyzemizin yerel anlayışından bir yansımaydı bunlar.

 

Yerel basın haklıdır

Bu aralar Van’ın gündemi yerel. Yerelle oturup yerelle kalkıyoruz. O zaman bizde yazımıza yerelle devam edelim.

Van Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Eski Başkanı Necmettin Çok ile Van’daki gazeteciler 2014’un Mayıs ayında bir otelde toplanarak geç saatlere kadar sohbet ettik. 

OSB’de yapılan çalışmaları, hedeflerini rakamlarla anlatan Çok, “Van OSB olarak 17 yıllık geçmişimizde ulaştığımız alan büyüklüğü 230 hektar, şimdi aldığımız yer ise 290 hektar. Hem daha büyük hem de sektörel ve yerleşim olarak daha düzenli yeni bir organize sanayi bölgesi olacak. Burada Sayın Valimiz Aydın Nezih Doğan Bey’e teşekkür ediyorum. Çünkü göreve başladığı andan itibaren ‘büyük düşünmeniz’ lazım diyerek ufkumuzu genişletmeye çalıştı ve müracaat edip aşamadığımız 290 hektarlık alanı da bize o kazandırdı. Sanayi şehrinden gelmesi, sanayiyi iyi bilmesi nedeniyle Vanlı ve sanayici çok şanslıdır” tespitlerinde bulundu.

Sohbet sırasında yerel duyarlılığa değinen Necmettin Çok,   tüketicilerin öncelikle illerinde emekle üretilen yerel ürünleri tercih ederek üretici firmalara destek olması gerektiğini, ilimizde kaliteli ürünler üretildiğini ancak bunların Van dışında daha büyük bir ilgi gördüğünü oysa Van’da daha çok ilgi görmesi gerektiğini dile getirdi.

Kendisini OSB yönetimi süresince başarılı ve samimi bulduğum Çok’a, “ Başkan yerel ürünlerin tercih edilmemesi ile ilgili siteminde çok haklısın. Van’da üretilen ürünleri satın alarak işletmelerimize destek olmak hepimizin görevdir. Ancak bende size soruyorum; 130 fabrikanın olduğu OSB’de kaç sanayici memleketimizin sorunlarını, başarısını dile getiren yerel gazete alıyor? Kaç iş adamı, tüccarımız yerel gazete okuyor? Çuvaldızı kendinize iğneyi başkasına batıracaksınız. Yerel konusu ilimizin ortak sorunudur” şeklinde soru-eleştiri yönelttim.

Necmettin Çok, mertçe değerlendirme yaparak, “Bu konuda yerel basın haklıdır. Bizimde eksikliklerimiz var.  Sanayici, ticaret erbabı hatta bütün kurum kuruluş ve kişiler her biri istihdam yeri, ticari işletme olan yerel basınımıza abone ve reklamlarla destek olmalıyız. Yerel basını  destekleyerek yaşatmalıyız” dedi.

Yerel için başka söze gerek var mı?

 

Alışverişinizi bizden yapın

Geçtiğimiz günlerde Van Perakendeciler Derneği de vatandaşların dikkatini yerli üretime ve yerli marketlere çekmek üzere  ‘Yereli tercih et kentin kazansın’ temalı bir kampanya başlattı. Kampanya çerçevesin de market servis araçları ile caddelerde şehir turu atıldı.

Çok merak ediyorum çağrıyı yapan 23 marketten kaç market bu kentin yerelinin yereli olan, kentin nabzını tutan yerel gazete alıyor.  Kaç market, yıllık reklam bütçeleri  hazırlarken yerel basın için küçük bir pay ayırıyor?

Yerli tercih edelim tamamda…

Yereli hepimiz tercih edersek kent kazanır. 

 

Yereli sahiplenmek

İlimizde yerel ürünleri, yerel değerleri sahiplenmek için önce kültürel alt yapı, bilinç gerekiyor. Bu da Vanlılık ruhuyla alakalıdır.

Van’da yereli sahiplenerek korumak için…

Önce dört elle kentimize ve kendimize sarılacağız.

 

Önce kentimize karşı sorumluluklarımızı yerine getireceğiz.

Önce kentin ve toplumun derdiyle dertlenecek, başarılarıyla sevinç duyacağız.

Önce kentimizin değerlerini sahiplenerek koruyacağız.

Önce kentimizin sorunlarına karşı duyarlı olacağız.

Önce kentin sosyal, kültürel, ekonomik hayatına bir şekilde katkı sağlayacağız

Önce gölümüze, sokaklarımıza, caddemize, parklarımıza,  türkülerimize, şarkılarımıza, kente ait yapılara ve bu toprağın yetiştirdiği başarılı insanlarına sahip çıkacağız.

Önce kentin çorak toprağına bir fidan, çocuklarına oyun alanı, sanatçılarına destek sağlayacağız.

Önce ürettiklerimizi markalaştırarak Türkiye’nin hatta dünyanın farklı ülkelerinde satılmasını sağlayacağız.

Mesela, YYÜ Tıp Merkezi’ne “Dursun Odabaşı isminin verilmesinden bir Vanlı olarak rahatsızlık duyarak medenice tepki göstereceğiz.  Mesela TRT Bölge Müdürlüğü kurulması için birlikte mücadele edeceğiz.

Önce  ‘Van’, sonra ‘biz’ sonra da ‘ben’  düşüncesini ilke haline getireceğiz.

Konunun özü şudur:

Aksi halde içe dönük dar görüşlü yerelleşme önce durağanlık sonra gerileme ve genelden kopuş getirir.

Yereli sahiplenmek yerel marketlerden alışveriş yapmak,  yerel ürünleri tercih etmek gibi sadece ticari bir anlayışla sınırlı olmamalı. Yereli sahiplenmek kültürüdür, idealdir, mücadeledir ortak anlayıştır. 

Yazarın Diğer Yazıları