İkram Kali

Yalım Erez’e yapılan vefasızlık

İkram Kali

Önce Yalım Erez’i tanıyalım.

Yalım Erez 1944 yılında Van’da doğdu. Van'da canlı hayvan ihracatçılığı yapan Başkaleli İhsan Erez'in ilk oğludur.  Erez ailesi 1951'de Van’dan İstanbul'a göçtü. İstanbul'daki ilk yıllarında, Van'da başlattıkları canlı hayvan ihracatını sürdürdüler. Müteahhitlik yıllarının ardından aile 1952'de sanayiciliğe başladı. Baba Erez girişimcilik ruhuyla üretime 1927'de başlayan Merter'de ateş tuğlası üreten Haznedar Tuğla fabrikasını satın alarak önce inşaat sonra da tuğla üretimine geçti. 

Genç Yalım Erez o yıllarda İstanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliği Fakültesi'ne girdi. Öğrenci olaylarının en yoğun olduğu yıllarda öğrenci cemiyeti başkanlığı yaptı. Bir gün arkadaşları ondan izinsiz boykot yapınca, önce okula gelip boykotu kırdı. Ardından da öğrenimine son vererek babasının fabrikasında iş hayatını tercih etti.  Haznedar Tuğla'yı, kardeşi Zekai Erez'le birlikte yönetti. 1978'de İTO yönetim kurulu üyesi olan babasından bu görevi devraldı. 1982'de başkanvekili oldu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde 1990-95 arasında başkanlık yaptı. Siyasete girince görevlerini oğlu Salih Erez ve kardeşi Zekai Erez'e devretti.  Erez, 1995'te DYP'den Muğla milletvekili oldu. 53-54-55'inci hükümetlerde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yaptı.  

***

Vanlı Yalım Erez’in iş dünyası ve siyasette güçlü olduğu yıllardı.

Bölgemiz karışık ve hareketliydi. 

1995 yılında Hakkari Çukurca Uzundere köyünde ikamet etmekte iken yaşanan olaylar nedeniyle köyleri boşaltılan vatandaşlarımız kamyonlara yükledikleri eşyalarıyla kafilelerle Van’a geliyorlardı.  Van’ın ani gelen göçü kaldıracak gücü ve hazırlığı da yoktu. Göçle gelen vatandaşlarımız bugünkü Şerefiye Mahallesi’nde yer alan Anadolu Öğretmen Lisesi yerinde bulunan Veterineri İl Müdürlüğü’nün boş binaları,  Edremit Karayolları kampı,  Gevaş Kızılay kampı, Beyüzümü mahallesi civarı ve farklı yerlere kurulan Kızılay çadırlarında barınıyorlardı.  Valilik binlerce insan için çözüm üretmeye çalışırken Van’a sığınan vatandaşlarımızın durumu yürek burkuyordu. Valilik Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı gelenlere gıda,  giyim, eğitim, sağlık yardımları sağlarken yakınlarının arsası olan bir kısım insanlara briket, çimento sağlayarak başlarını sokacak evlerinin olmasına destek oluyordu.

Yapılanlar yeterli değildi.

 Yalım Erez Anayol, Refahyol, Anasol-D hükümetlerinde Ticaret ve Sanayi Bakanıydı.  Vanlı Ömer Yıldız’da Erez’in Müsteşarı olarak görev yapıyordu. (Yıldız’dan sonra hiçbir Vanlı müsteşar olamadı) Türkiye Odalar Borsalar Birliği Başkanı ise Fuat Miras’tı.  Van Valisi iken DYP’den Van Milletvekili seçilen Mahmut Yılbaş Van’ı ziyarete gelen Bakan Yalım Erez’i vatandaşlarımızın yaşamaya çalıştığı Şerefiye Mahallesindeki barındıkları Veteriner binalarının olduğu yere getirmişti. Yalım Erez Hakkari Şemdinli, Uzundere’den gelen vatandaşlarımızın durumunu gördüğünde çok etkilenmişti. Baba şefkatiyle elini tuttuğu, omzuna sarıldığı hemşehrilerine sıcak ilgi göstermişti. Gülen yüzü, samimi eli gören vatandaşlarımız ise içinde bulundukları sıkıntılı durumu unutmuşlardı o an.  Yalım Erez ziyaret sırasında uçuk ve gerçekleşmeyecek siyasi vaatlerde bulunmadan, vatandaşların umutlarıyla oynamadan ayaküstü TOBB Başkanı dostu Fuat Miras’a gördüğü tabloyu aktardıktan sonra, “ Fuat,   Van’a göç eden vatandaşlarımızın durumu iyi değil. Vatandaşlarımız açıkta ve sıkıntı içinde, acilen sosyal konut yapmamız gerekiyor.  Bu iş için senden Van Valiliği hesabına TOBB bütçesinde 100 milyon (bin ) lira göndermeni istiyorum.  Ben de destek olacağım. Valilikte imkanları ölçüsünde hem destek olacak hem de konut yapımını koordine edecek.  ”  Fuat Miras’a verdiği cevap üzerine teşekkür eden Yalım Erez’e birkaç gün sonra paranın Valilik hesabına aktarıldığı bilgisi veriliyordu.

Sağlanan kaynak üzerine Valilik Toprakkale’nin Doğu eteklerinde kalcı konutlar için yer tespiti yaparak konut yapımı çalışmalarını başlattı. Neticede devlet desteği ve Yalım Erez’in sağladığı 100 bin lira ile zor durumda olan 245 aileye kalıcı müstakil ev yapıldı. Evlere aileler yüzleri gülerek davul zurna eşliğinde taşındı.  Sonrasında Sağlık Ocağı, Toplum Merkezi ve yine Erez’in katkılarıyla TOBB tarafından güzel bir okul yapıldı. Mahalle olan bu yerleşim yerine daha sonra Yalım Erez ismi verildi. Erez burada yaşayanlarla iletişimini koparmadı,  bayramda, özel günlerde onları unutmadı. Van’a geldiğinde ziyaret etti.  Yapılanları en iyi bilenlerden biri Yalım Erez Mahallesi’nin yanılmıyorsam ilk muhtarı olan Halis Dayan’dır

 Gelelim yazının ana konusu olan isim değişikliğine.

 Yalım Erez’in o gün yaptıklarının onda birini bugün belediye imkanlarına rağmen yapamayacak olan İpekyolu Belediyesi Eylül ayı meclis toplantısının 5. oturumunda İpekyolu Belediye Eş Başkanları Aygül Bidav ve Veysel Keser, DBP'li ve AKP'li encümenlerin katılımı ile ilginç bir karar alındı. Meclis İmar Komisyonun raporu doğrultusunda, Gündoğdu ve Serhat Mahallesinin Rojhilat, Esendere Mahallesinin Sıhke, Şafak ve Yalım Erez Mahallerin ismini ise Rojava olarak isimlendirilmesi  oylandı. AKP gurubu, mahalle isimlerinin belirlenme aşamasında halka ve vatandaşa danışılmadığını ileri sürerek belirlenen isimleri reddedeceklerini açıkladı. Sonuçta çoğunluğu elinde bulunduran DBP’li üyelerin oylarıyla Yalım Erez Mahallesi’nin ismi değiştirildi. Yalım Erez’e teşekkür etmesi gereken İpekyolu Belediyesi Vanlı bir hayırseverin isminin kendi memleketinde yaşamasına izin vermeyerek silip attı. Birazcık empati yapılmış olsaydı Yalım Erez isimi kalırdı.

 Yalım Erez’in ismini mahalleden silenler 1995 yılında yaşayanları, yapılan hizmetleri görmek istemediler. Gereksiz ve şık olmayan değişiklik kararına “evet”  diyenlere bir sorun bakalım Yalım Erez’i tanıyorlar mı? O mahallenin nasıl kurulduğunu, o mahalleye neden yalım Erez ismi verildiğini biliyorlar mı?  Kaldı ki Yalım Erez o mahalleye benim ismimi verin de demedi.   Hizmet etmenin karşılığı, değeri bumudur. Siyaset yapmak, vatandaşa hizmet bu mu?  O gün Yalım Erez Mahallesi’nde doğan çocuklar bugün 19 yaşında delikanlı ve genç kız oldu.   Gençler gözlerini orada açtı. O gençler yapılanların yaşayan tanıklarıdır.  Yalım Erez’in ismini mahalleden kaldırmak yaptığı hizmete  gölge düşürmez.  Ama isimleri değiştirmek özünde hoş değil.

 Sayısal çoğunluğa dayanarak beğenmediğin park, cadde,  meydan isimlerini kendi siyasi düşüncene göre değiştirerek, yenilerine de kendine göre isim vererek katılımcı, demokrat, özgürlükçü yönetim olunmuyor.  Birlikte yaşamın sosyal ve kültürel koşulları sağlanmalı. Kentin değerlerine, kültürüne, farklılıklara saygı duyulmalı.   Çünkü seçim öncesi kentte bütün farklılıklara saygı duyulacağı anlatılıyordu.  Her yapılan işe siyasi anlam yüklemekten de vazgeçilmelidir. Geçmişte köy isimlerinin değiştirilmesine tepki gösteren siyasi iradenin bugün  benzer hatayı yapması anlaşılır gibi değil.   

Hizmet edenlerin isimlerini yaşatmak,  topluma mal olmuş isimlere saygı duymak erdemdir. Bu özellik halk kültürümüzde “  Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır”  ifadesinde yerini bulur.  Mevlana Hazretleri de şöyle der: “Haydi şu benlikten kurtul, herkesle anlaş, herkesle hoş geçin. Sen kendine kaldıkça, bir habbesin, bir zerresin fakat herkesle birleştin, kaynaştın mı, bir ummansın, bir madensin!” 

Belediye olarak gelin yapılan yanlışı düzeltin,  Yalım Erez ismini mahalleye geri verin.  Doğru ve güzel olanda budur.

Yazarın Diğer Yazıları