İkram Kali

Venezuelalı Nogales Bey, o Van’ı anlatıyor

İkram Kali

2015 yılı Birinci Dünya Savaşı ve Van’ın Ruslar tarafından işgalinin, yıkılışının, hafızasını yitirmesinin 100. yıl dönümüdür. Osmanlı Ordusu’nda 4 yıl gönüllü görev yapan, Van savunmasında komutan olan Venezuelalı Rafel de Nogales’in “ Osmanlı Ordusunda dört Yıl 1915-1919” hatıralarında ilgi çekici Van var.

İşte Nogales Bey ve Van.

Asıl adı "Rafael Ramon Indxaupse" olan Rafael de Nogales Mendez" bir maceracı, bir gezgin, bir bağımsızlık tutkunu anti-emperyalist savaşçı ve dünya vatandaşıdır.   Rafael de Nogales Méndez Birinci Dünya Savaşı sırasında, yabancı askeri uzman olarak Osmanlı Ordusunda görev yapmış bir Venezuela vatandaşıdır. 14 Ekim 1877'de Venezuela'nın Táchira eyaletinin başkenti olan San Cristobal şehrinde doğdu.

Rafael 18 yaşında ailesini yitiren, ailesinden kendisine yüklü miras kalan Venezuelalı soylu ve varlıklı bir ailenin çocuğudur.  Gününü gün etmek yerine, askeri okulda okumak için Avrupa’ya gitti, Almanya ve Belçika ‘da harp akademilerinde okudu.  Yüzbaşı oldu. 1898 yılında İspanyol ordusuna katıldı. Amerika Birleşik Devletlerine karşı savaştı. Savaştan sonra dünyayı dolaştı.  Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı Ağustos 1914’te önce Belçika, sonra Fransız ordusuna yazılmak istedi Venezuella vatandaşlığından vazgeçmediği için bu ordulara alınmadı.

1915 yılının Ocak ayında İstanbul'a geldi, 1919 yılına kadar Osmanlı Ordusunda önce Yüzbaşı, daha sonra Binbaşı olarak görev yapmıştır. Nogales yaşamının bu dönemi ile ilgili bilgi ve hatıralarını derleyerek daha sonra yayımlanan “Hilal Altında Dört Yıl” ve “Hatıralar” adlı kitaplarında toplamıştır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa girdiği günlerde Sofya’da Bulgar General Savoff’un,”Biliyorsunuz, Fransızlar ve İngilizler Latin Amerika haklarının düşmanlarıdır. Asya ve Afrika’nın yoksul insanlarını da eziyorlar. Onlar için ne diye savaşacaksın? Sana Türk ordusunda savaşmak yakışır, onlar senin kardeşlerindir” telkinleri sonunda Ocak 1915 tarihinde Osmanlı ordusunda görev yapmak üzere İstanbul'a geldi. Harbiye Nazırı Enver Paşa ile görüştü. Rafel de Nogales, süvari binbaşısı olarak 3.ordu emrine tayin edildi. Kafkas cephesine gitmek üzere Haydarpaşa Garı'na gelince gar müdürü onu samimi bir şekilde "Merhaba Nogales Bey" diye karşıladı. O günden sonra hep "Nogales Bey" olarak anıldı. Bindiği trenle Nisan 1915'te Van'a ulaştı. Van’da Seyyar Jandarma Birliklerine komutan tayin edildi.

Doğu Cephesinde 20 Nisan - 17 Mayıs 1915 Van  savunmasında  binbaşı rütbesiyle önemli başarılar kazandı. Ruslarla işbirliği yapan Van'ı işgal eden Ermeni Komutanı, Rus işgali sonrası Van’a Vali olarak atanarak ödüllendirilen Aram Manukyan’ın 30 bin kişilik ordusunu 12 bin kişilik birliği ile bozguna uğratıp Van'ı kurtarması ve Kotur dağında 2 Rus birliğini durdurmasıdır. Hatıratında çok yönlü nitelikleri olan bir hikaye yazmıştır.  Kitabında Orta ve Yakındoğu’daki ırksal düşmanlıklara karşı, yansız ve sert yorumlar yapmaktadır.  

Van hakkında kayda değer bilgilere ve ayrıntılara yer veren bir yabancı Hıristiyan’ın Müslüman Osmanlı Ordusu’nda önemli görevler verilmesi insanı şaşırtmaktadır. Türk-Alman Osmanlı yüksek komuta kurulu Nogales Bey’in şövalyelik ruhuna inanarak görev vermiştir.  

Bu dönemde sakin bir hayat geçirse de ateşli bir demokrat ve vatansever olarak sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı kalemiyle mücadele etmiştir. Nogales Bey, hatıralarında, " Türk ordusunu yenecek bir ordu tanımıyorum yeter ki karnı tok olsun. Türk ordusunun en büyük problemi açlık idi. Bu konuda yeterli organizasyonu yapmayanlar sorumludur" demektedir.

Noogales Bey,  İttihat ve Terki’nin çöküşünün Enver Cemal rekabetinden olduğunu,  Talat Paşa’nın şiddetle tutucu, Enver ve arkadaşlarının ise gelişme yanlısı olduğun kaydeder. Ermenilerin Rusların yardımına güvenerek Van, Bitlis, ve Erzurum’u ele geçirmeye kalktıklarını,  Ermeni nüfusunun toplam halkın % 30 kadarı olduğunu oysa Müslüman nüfusun %70 olduğunu Ruslar adına buraların Ermeniler tarafından yönetilmesi düzenini ne Türklerin ne de Kürtlerin kabul etmediğini vurgular. Nogales Bey, Osmanlı Ordusu ile ilgili şöyle der: “  Türker’in geleneksel cesareti, Dünya Savaşı’nda en üst düzeyde karşı koymayı meydana getirmiştir.   Tarihin başından beri onlar, Eski Dünyanın en kahraman savaşçılarıdır

Kürtlerin Hint Aryan ırkından olduğunu, soylu Kürt  kadınların Çerkez kadınlardan daha güzel olduğunu,  düşüncesine göre Kürtlerin Yakındoğu’da geleceğin Irkı olacağını belirten Nogales Bey,  onların daha eski uygarlıkların köklükleriyle kirlenmediğini, genç ve canlı bir ulus olduğunu, Kuzey İran ile Anadolu’nun güneydoğusunu yavaş yavaş ele geçirdiklerini,  Kürtlerin çoğunluğunun Sünni aralarında Hıristiyanlığın Nasturi mezhebinde olanların bulunduğunu, Şii olanlarında varlığını anlatır. Gözlemlerinde “Ermeniler gelirine göre iyi yer, rahat giyinir, rahat bir evde oturur.  Ermeni’nin kötü tarafları gönül borcu tutmaması ve hasisliğidir” der.  

Nogales, 1915 Nisan’ında geldiği Van’da tuttuğu notlarında Van Gölü’nün gümüş ayna gibi parladığını,   tuzlu sularında ringa balığı (Van balığı)  bol  olduğunu, Dicle kanalından çıkışının bulunduğunu  ancak Nemrut  Dağı lavlarının tıkadığını, yanan  Van vilayetinin köy ve kentlerinden  yükselen kalın dumanları  gördüğünü, Ermeni ayaklanmasının başladığını  anladığını, Van’a  girdiğinde  camilerin minareleri ve kubbelerinin göründüğünü kale etrafını  duvarların   çevirdiğini

İlginç bir sosyolojik gözlemde bulunan Nogales, “Türkler yapısal olarak “ Hayır” sözünü söylemez. Bugün derse “Yarını”  kastetmiştir. “Yarın” derse o söz hiçbir zaman denmektir” olduğunu, “ Doğu halkının pek azı parlarını bankaya yatırırlar. Çoğu parasını evlerinin tabanına veya çatıdaki (dam) tahtaların arasına saklarlar. Doğal olarak define arayıcıları da evi yakarlar” diye belirttir.  

Van’da evlerin iki ya da üç katlı, kerpiçten, çamurdan taştan yapılan temele oturtulduğunu, Van’ın Sümerler, Asurlar, Babilliler, Medler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlıların ele geçirdiğini Kalenin içinde birçok ev ve silah deposun, cami olduğunu Kale’nin 4 km batısında İskele Köyünün beyaz evleri, gölün kıyısında martı sürüsü gibi durduğunu dile getiriyor.

Noglas Bey,  hatıratında Van  savunmasında   Türk, Kürt, Laz, Çerkezlere  dikkat çekerek Van Kuşatması”  bölümünde Van hakkında özetle  şunları anlatıyor: “ Enver Paşa’nın kaynı Van Valisi Cevdet Bey İmparatorluğun en güçlü memurlarından Cevdet Bey, Paris modasına göre giyinmiş biriydi. Bütün gerçek Osmanlılar gibi çok kültürlü terbiyeli ve işine geldiğinde eli açık olan Cevdet Bey, aslında insan biçiminde panterdi… Hükümet Konağı’na geldik. Avrupa biçiminde, çok iyi döşenmiş güzel bir köşktü. Renkli camlarla donanmış,  bronzdan yapılmış, arabesk bir lamba aydınlatıyordu. Odanın tabanı pahalı halılarla döşenmişti. Şam usulü silahlıklar Sevr porselenleri odayı süsülüyordu. Üzerinde yeşil ve dantelli bir yatak örtüsü olan görkemli  bir yatak vardı. Kırmızı ruj  kalemlerinden anladığıma  göre, o anda İstanbul da bulunan eşinin odasını bana vermişti. Ben geldikten az  sonra uşak gelerek  beni alıp yemek odasına götürdü.  Odanın ortasında bir masa ,  gümüş, ve kristal yemek takımlarıyla parlıyordu. Bu sofranın düzeni Avrupa’da bile geçer not alırdı. Vali, akşam yemeği kıyafetiyle, beyaz kravatı, hatta yaka deliğinde çiçeğiyle karşımda oturuyordu.  Reşit Bey kusursuz üniformasıyla oturuyordu. Kendisi Laz taburunu komuta ediyordu ve aynı zamanda valinin sağ koluydu… Çerkez   Ahmet  Çerkez gerillasının başındaydı. Şafak sökerken jandarma kışlasına gittim. Kaleye çeşitli çaplarda iki batarya top yerleştirdim. Onlarla birlikte  birer  tabur Kürt nişancı ve Türk gönüllüleri koydum….Güneydoğu kesimini  Çerkez  gönüllülerin komutanı  Binbaşı Ahmet Bey’e bıraktım. Van kuşatmasını yönettiğim 21 gün içinde bu kişiler tam  güvenim vardı…. Kürtler iyi nişancıydı ve göğüs  göğse çok iyi çarpışıyorlardı… Genel saldırıya, adamlarının coşkusunu için bende katıldım. Vali evlerin çevresini duvarlarla çok güçlendirmişti. … Hacıbekir Kışlası denilen o kesimden çekilip , hükümet konağına  gitme  zamanı gelmişti… 24 Nisan sabahı ateş biraz azaldı. Vali Şuşanis köyüne Kürt süvari birliği  gönderdi. Geceleri savaş hızlanıyordu. Ermenilerin toplu saldırısından korkuyordum. Türklerin hepsi Van çevresindeydi.  Van çevresindeki köylerini ailelerini silahlanmak için terk etmişlerdi. … Laz taburu 300 Kürt süvarisiyle Şahbağ (Beyüzümü) köyünü ele geçirmeye gitti. … Büyük Konak’tan Ermeniler saldırınca bizim Çerkezler görülmemiş bir cesaretle saldırdılar ama Türk ve gönüllüleri ve Kürtler  fırsattı  kaçırdılar. Hükümet konağının yakınında üç askerin tutsak Ermeni’ye yemek yedirdiklerini gördüm. Venezuelalı olarak ay yıldızlı bayrağın o kan emmiş boş dağ ve ovalarında dalgalanması için çalıştık. 12 Mayıs günü Van’ın üçte ikisini ele geçirmiştik. Kotur Dağı geçidinde ki gönüllülerimiz Rusların zorlu saldırısı karşısında çekilmek üzerlermiş. İran cephesinden gelmekte olan haberleri, atılacak bu adım birleştirdi. Bunun sonucu İslam ahilinin göçü oldu. Bazı yaralılarımızın düşman eline geçmemek için yol boyunca sürünmelerini görmek üzüntü vericiydi. Başkale’de Rus Ocusu’nu4-5  ay Van jandarma   tümeni ve   Cevdet Bey’in Türk ve Kürt gönüllüleri durdurmuştu. Enver Paşa’nın yeğeni Halil Bey kıskançlığından bir buçuk yıl Ruslara karşı başarıyla savaşmış komutanların hepsini harcadı. Halil Bey Türkiye’ye pahalıya mal oldu. Önce Van ve Bitlis‘le birlikte İran Seferi kuvvetini kaybettirdi. Sonra 3. Ordu’yu yok etti ve Erzurum vilayetini Ruslara bıraktı… Ermeniler kırsal alanlara dağılmış ve karşılaştıkları her Müslüman‘ı yaşlı kadın çocuk demeden öldürmüşler

Nogales Paşa Van’dan Irak, Suriye-Filistin, Mısır cephelerine geçmiştir. Mondros Mütarekesi imzalanınca bütün ısrarlara rağmen Osmanlı ordusunda kalmayı kabul etmeyerek binbaşı rütbesiyle terhis olarak memleketi Venezuela 'ya dönmüştür.

Nogales Bey, 10 Temmuz 1937 tarihinde felç geçirerek Panama City'de vefat etmiştir. 2 Ağustos 1937 tarihinde bir arkadaşının aile mezarlığına defnedilmiş ve 1975 yılında buradan çıkarılarak Venezuela Ordusunun askeri anıt mezarına defnedilmiştir.  

Toprağı bol olsun.

Yazarın Diğer Yazıları