İkram Kali

Vatandaşı kazıklamak ahlaksızlıktır

İkram Kali

Önce şunu belirteyim…

Almanlar şöyle Ruslar böyle, kadınlar şöyle erkekler böyle ya da esnaflar şöyle müteahhitler böyle gibi genellemeler yapmak yanlış ve tehlikelidir. Zira her millettin, her devletin, her mesleğin iyileri de var kötüler de. Mesele belli bir dönemde belli insan topluluklarınca benimsenmiş olan, bireylerin, toplumların birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen davranış kurallarının toplamı olan ahlak kurallarına uyulup uyulmamasıdır.

Ahlak birey için de,  toplum içinde, devlet içinde gereklidir.

Olmazsa olmazımızdır.

Ahlaksızlık üzerine binlerce örnek verilebilir.

Bunlarda yalnızca birkaçı...

Mesela, rüşvet almak da  vermekte, rüşvet alanı teşvik etmek de ihaleye fesat karıştırmak da, fesat karıştıranı koruyup kollamak da, devlet malını çalmak ve zarar vermek de ahlaksızlıktır.

Dostlarını, komşularını  birileriyle tezgah kurarak kazıklayarak mağdur etmek de ahlaksızlıktır.

Bedelini aldığı maldan, üründen, kaliteden, işçilikten, hizmetten çalmak taahhüdünü yerine getirmemek de  ahlaksızlıktır.

Söz verdiği halde sözünün gereğini yerine getirmemek, yalan söylemek, yalanı yalanla kapatmak da  ahlaksızlıktır.

Aldığı mal, ürün veya hizmetin bedelini  esnafa zamanında ödememek, esnafı mağdur etmek de ahlaksızlıktır.

İnsanların haklarını hukuklarını çiğnemek,  başkasının malını mülkünü gasp etmek, insanları tehdit etmek, yasalara meydan okumak, kuralları çiğnemek, toplum düzenini bozmakta ahlaksızlıktır.

Meydanlarda verilen sözleri yerine getirmemek, toplumun gözünün içine baka bak yalan söylemek, toplumu enayi yerine koymakta ahlaksızlıktır.

Çıkarları uğruna bukalemun gibi renk değiştirmek,  cambaz gibi her ipte oynamak, fırdöndü olmak, ikiyüzlü davranmakta ahlaksızlıktır.

Zayıfı, güçsüzü, garibanı, kadını, çocuğu, engelliyi, haklarını aramaktan çekinenleri ezmek ve dışlamakta ahlaksızlıktır.

Serbest piyasa ekonomisi bahanesiyle tutturduğuna satma, pazarlık cambazlığı yapmak da  ahlaksızlıktır.

Görevi ve sorumluluğunun gereğini yerine getirmemek,  başıbozukluğu toplumda davranış haline getirmek de ahlaksızlıktır.

Adamına göre fiyat belirlemek de ahlaksızlıktır.

Mesela, ABD Başkanı Trump'ın Türkiye'ye yönelik metal gümrük vergilerini 2 katına çıkaran ilave çelik ve alüminyum vergisi kararı, Türkiye'ye döviz kuru üzerinden  ekonomik saldırı başlatması da, Suriye, Irak ve dünyanın birçok yerinde masum insanları yurtlarından yuvalarından ederek toplumsal katliamlar gerçekleştirmesi de emperyalist ve kapitalist ahlaksızlıktır.

Gelelim vatandaşı çileden çıkaran esnaf ahlaksızlığına…

Tamam, genelde fiyatlar yükselmiş.

Ama  bazı ürünlerde fiyatlar resmen uçmuş durumda.

Bazı kalemlerde  yapılan yüksek fiyat ayarlamaları topluma inandırıcı gelmiyor.

Kurdan etkilenen ve fiyatları  gerçekten değişen mal ve ürün mutlaka var. Ancak belli  oranda etkilenen mal ve ürünler de var. Ticari ahlak sorunu olan fırsatçı esnaf ne yapıyor? Bu bahaneyle vicdanına göre tüm ürünlerde yüksek fiyat ayarlamasına gidiyor!

Yani vatandaş  aldatılıyor, kazıklanıyor.

Esnaflık ahlakına özen gösteren dürüst esnafları tenzih ediyorum.

Vatandaşlar ve onlar kendilerini zaten biliyor.

Ama fırsatçı esnafların ahlaksızlığı affedilecek gibi değil.

Döviz kuru ile ilgisi olmayan raflarda, depoda bulunan ürün ve mala daha " ne kadar kazıklasam kardır" mantığıyla nerdeyse yüzde yüze varan oranlarda zam yapmak ahlaksızlık değil de nedir?

Depolarında bulundurduğu mal ve ürünü daha fazla zam beklentisiyle satmayan esnaf ahlaksız değil mi?

Kurnaz tefeci vurguncu felsefesiyle her şeyi mubah gören, helal haram tanımayan esnafların ABD Başkanı Trump'tan ne farkları var.

Geçen hafta katıldığım bir toplantıda sohbet ederken konu yüksek zamlara geldi.  Mecliste bulunan bir market sahibi toplumdan gelen tepkileri haklı bulduğunu,  esnaf ahlakına uymayan  bazı esnafların  çok yüksek ve haksız fiyat ayarlamaları yaptıklarını söyledi. Kendilerinin ise depo ve raflarında bulundurdukları ürünler ile yeni gelen malların fiyatlandırmasını paçal (Çeşitli şeylerin karışımı TDK)  olarak tanımlanan yöntemle belirlediklerini anlattı.

Büyük küçük fark etmez.

Ahlaksal yozlaşma toplumu virüs gibi sararak güven ortamını tahrip ederken yasal denetim mekanizmalarının harekete geçmemesini anlamak mümkün değil.

Esnafların sadece iş zamanını değil, bütün hayatını ahlaksal ilkelerle sıkıca belirleyen 13. yüzyılın ilk yarısında başlayıp 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar süren Ahilik adlı kadim bir kurumu var. Ahilik kurumu mensuplarına birçok ahlak ilkesine uymayı zorunlu kılıyor. Acaba bugün kaç esnaf bu  ilkelere uyuyor.

Söz konusu esnafların kendilerini bir kez daha gözden geçirmeleri gerekmez mi?

Meslek odları da temsil ettikleri üyelerine yönelik sosyal, kültürel, kent kültürü,  esnaf ilkeleriyle  ilgili meslek içi eğitim düzenlemesi gerekir. Bence bu eğitim ruhsat almaktan önemlidir.

Unutmayalım.

Her şey para kazanmak değil.

 

 

Hilekâr esnaflıktan vazgeç…

Nasreddin Hoca, eşeğini mahkeme kapısına yakın bir yere bağlayıp pazara alışverişe gitmiş. O sırada kadı, hilekâr bir satıcıyı yargılamış, Merkebe ters bindirerek şehirde dolaştırılma cezası vermiş. Suçluyu, kapının yakınındaki Hoca'nın eşeğine bindirip gezdirmeye başlamışlar. Hoca çarşı içinde mübaşirin gezdirdiği suçlu adamı görmüş, ses çıkarmamış. Mübaşir eşeği aldığı yere götürüp, aynı şekilde bağlamış.

Birkaç saat sonra Hoca ellerinde paketleri ile eşeğinin yanına doğru giderken, birde bakmış ki aynı suçluyu bir daha eşeğine ters bindirmek üzereler. Bu sefer müdahale etmiş. Suçluya dönüp yüksekçe sesle : - "Ya hilekâr esnaflıktan vazgeç, ya da yanında bir eşek getir" demiş.

 

 

Esnaf ahlakı

Toplumsal ahlakı esnaf ahlakının yönlendirdiğine ve belirlediğine işaret eden  Sinan Özbek "Esnaf ahlakının Türkiye'de belirleyici, egemen ahlak olduğunu ve ahlaksal yozlaşma olarak algılanan tablonun çoğu zaman bu ahlakın kendisi olduğunu söylemek gerekiyor" diyor.  Özetle esnafın ahlakı neyse toplumun ahlakı da odur.

 

Sözler

Ticaret bazı pınarlar gibidir Yollarını değiştirmeye kalkarsanız kururlar (Fenelon)/ Eğer dürüst yaşamışsak, nasıl öleceğimizi düşünmemize hiç gerek kalmaz. (Robert Burns) Dürüstlükle namus, beraber bulundukları tüm hisleri süslerler.  J. J. Rousseau

Yazarın Diğer Yazıları