İkram Kali

Vansesi 67 yaşında

İkram Kali

1937 yılında Yeni Yurd ismiyle Van’da dünyaya geldi.

1 Temmuz 1948’de Vansesi ismini alarak hayatına devam etti.

İlyas Kitapçı, Remzi Perihan ve onlarca çalışanının emeği ile  büyüyerek bugünlere geldi.  

Özgür, bağımsız, tavizsiz oldu. Eğilmedi, bükülmedi.  Adaletten, haktan, objektif habercilik anlayışından sapmadı.

Basın Ahlak İlkeleri’ne bağlı kaldı. Yalana, yanlışa para-pula, baskılara taviz vermedi. Vanlıların yaşayan hafızası ve buluşma adresi oldu.  

Gazetecilik anlayışı ile Van’ın markası en köklü  gazetesi olabilme başarısını gösterdi.  

Evet.

1937’de Yeni Yurd ismiyle Van’ın ilk gazetesi olma onurunu taşıyarak yayın hayatına başlayan 1 Temmuz 1948’de Vansesi adını alan gazetemiz  önceki gün 67 yaşına girdi. Aslında 78 yaşındayız.  Ama ara yaşımızı anmamak olmazdı.

Elle dizgi, baskı yaparak i başlayan meşakkatli gazetecilik serüvenimiz bugün dört renk günlük ofset baskı, internet sitesi, sosyal medya haberciği ile devam ediyor.  

Önceki gün  bir yılı daha geride bıraktık.

En zor koşullarda dahi meslek ilkelerinden, bağımsız, doğru ve güncel gazetecilik anlayışından Van’a olan sevdasından ödün vermeyen Vansesi’ne güç veren, güvenen siz okurlarımıza  teşekkür ediyoruz. Vansesi sizin sesiniz Van’ın sesi olmaya devam edecektir.

Nice yıllara.

                                                                                       Günahınız çoktur

Van önceki gün tarihi Tekel binasının nihai satışını gazetemizden öğrendi.  Özellikle gazetemizin çabaları ve duyarlı Vanlıların baskıları ile Tekel binasını şimdilik kurtarıldı.  Takip ederek ne yapılacağını göreceğiz.  Tekel’i satın alan bir şirket olsada oranın gerçek sahibi Van halkıdır.  Van’da Tekel binasın yıkılmaması için gösterilen duyarlılık eski Hükümet Konağı, Gümrük Müdürlüğü binaları için gösterilmiş olsaydı o tarihi binalarda belki yıkılmamış olacaktı.

Van’da tarihi binalarının yıkılmasında korunamamasında,  betona feda edilmesinde ve Van’ın kişiliksiz çirkin yapılaşmasında bir yığın sorumlu var.  Başta belediye başkanları, belediye meclis üyeleri olmak üzere birçok kurumun, sorumlunun Van’ın bu hale dönüşmesinde günahı var.  Bunarların başında;

BİR: Van Mimarlar ve Mühendisler Odası

İKİ: Mimarlar

ÜÇ:  Van Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu

DÖRT: Sessiz kalan meslek odaları,

BEŞ::  Sivil Toplum Örgütleri

Yukarıdakiler  duyarlı davarınmış olsaydı Gümrük Müdürlülüğü yıkılmayabilirdi. Van Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma (ma) Kurulu da amacına uygun kararlar almış olsaydı Van Kalesi’nin yanı başında mimarlık ucubesi cam yığını bina yükselmezdi. Kurul birilerinden gelen baskıları ve tarihi yapıya uyun olmayan istekler karşısında ya dik durup tarihi mekanı feda etmeyecekti, veya onurluca istifa edecekti. Kurul bunun yerine Van Kalesi’ni çirkinleştiren tarihi dokuyla uyuşmayan Urartu Müzesi yapımına izin vererek tarihi yapıyı feda etti. Müze daha açılmadan toz, kir pasak içinde.

 Van’ın kimliğini kaybetmesinde, çirkinleşmesinde ve rant amaçlı beton yığınlarına yenilmesinde günahı olanlar çoktur.

 

Nur Tatar’ı neden sahiplenmiyorlar?

Babası başarılı sevilen eski futbolcu Kürt

Annesi ev kadını Türk.

Nur bu toprağın kızıdır.

İlk madalyasını 15 yaşındayken kazandı.

2007 – Azerbaycan Avrupa Gençler Şampiyonası Azerbaycan Bronz Madalya
2008 – Konya Avrupa Takımlar Şampiyonası Altın Madalya
2009 – Trelleborg Avrupa Gençler Şampiyonası Altın Madalya
2009 – Vigo Avrupa Ümitler Şampiyonası Altın Madalya
2010 – Kharkov Ümitler Avrupa Şampiyonası Altın Madalya
2010 – Rusya Avrupa Tekvando Şampiyonası Rusya Gümüş Madalya
2012 – Manchester Büyükler Avrupa Tekvando Şampiyonası Altın Madalya
2012 – Rusya Olimpiyat Avrupa Kıta Elemeleri Altın Madalya
2012 – Londra Yaz Olimpiyatları Tekvando Şampiyonası Altın Madalya kazandı.

Saymadığım daha bir çok madalyası var.

Başarılarıyla Van’ın ve Türkiye’nin gururu oldu.

Gençlere çabası, inancıyla örnek gösterildi.

Ama Nur Tatar’ı sahiplenmesi model göstermesi gereken kadın dernekleri ve yerel yöneticiler görmezden geliyor. Neden?

Yazarın Diğer Yazıları