İkram Kali

Van’ın unutulan değeri

İkram Kali

1912 yılında Van’da doğdu. Asıl adı Mehmet’tir.

 Birinci Dünya Savaşı yıllarında anne ve babasını kaybetti. 10 yaşına kadar yoksul bir ailenin yanında yaşadı. Daha sonra Adana Öksüzler Yurdu’nda yatılı okudu. İlkokul 4. sınıfta keman çalmaya başladı. 1925 yılında İstanbul’da bir askeri okula gönderildi. Askerlik yapmaya elverişli olmadığı gerekçesiyle okuldan ayrıldı. Daha sonra kemanıyla katıldığı sınavla son sınıfın bir altından Musiki Muallim Mektebi’ne alındı. 1935-36 yıllarında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda görev aldı. 1936 yılında Musiki Muallim Mektebi’ni bitirdi ve kemanı bırakarak şana geçti. Devlet Konservatuarı’nın şan bölümünü bitirdi(1942). Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. Ankara Radyosu’nda yayınlanan türkü programları düzenledi. Devlet opera sanatçısı olarak bir çok operada görev aldı.  Değişik ozanların türkülerinden oluşan 12 uzunçalar hazırladı. Yazıları ve şiirlerini ise Ezgili Yürek adlı bir kitapta topladı. Ayrıca çeşitli halk oyunlarını notaladığı Türk Halk Oyunları adlı bir kitap yayınladı. 20 Eylül 1985 tarihinde öldü.

Ünlü müzik adamı,  türküleri şiirleri ile insan yaşamına güzellik katan Vanlı Ruhi Su’dan söz ediyorum. Onun dizelerinde sazında ve sesinde her Vanlıda hissedilen “ezgili bir yürek” duygusu var. Onun sazından,  basbariton sesinden memleket kokusu, acılar, sevinçler yükselir.

Halk müziğinin yapısı, işlevi, anlamı, estetiği, tarihi, toplumsal temelleri, felsefesi, geleceği üzerine düşünceler üreten Ruhi Su’ya  “Müziği düşünen adam” diyorlar

“Türkü söylemek benim için bir aşk halidir” diyen, halk müziğinin başöğretmeni olarak tanımlanan Ruhi Su’nun seslendirdiği eserleri arasında Van’ın geçmişinde yaşanan acı olay sonrası yakılan Ali Paşa Ağıtı bulunmaktadır.

Ruhi Suı’nun seslendrdiği Ali Paşa Ağıtı’nın hüzünlü hikâyesi şöyledir:

 Avrupalıların baskısına dayanamayan Babıali, Ali Paşa’nın Van valiliğine son verdi. Ali Paşa, İstanbul'a dönerken Van’da devlet ve milletin çıkarları için gözünü bile kırpmadan çalıştığı, Ermeni komitacılar tarafından mutlaka öldürüleceğini biliyordu. Onun için İstanbul’a gideceği güzergahını gizli tuttu. Yaklaşık bir buçuk yıl canla başla çalışarak hizmet verdiği Van halkıyla vedalaştı. Bu manzarayı hatırlayan yaşlılar bütün Van halkının gözyaşlarını tutamadığını söylerler. Ali Paşa Ermeni Taşnak çetecilerinden kurtulmak için hedef saptırarak önce Erzurum'a oradan bin bir güçlükle Revan'a gider. Her gittiği yerde bölgede organize olmuş Ermeni komitacılarının nümayişleri ile karşılanan Ali Paşa hemen Tiflis'e geçer ve Tiflis üzerinden de Batum'a geçip oradan da vapurla İstanbul'a gitmek ister. Fakat Ermeni komitacılarından Alev Başyan tarafından 1908 yılının son günlerinde Ali Paşa, Batum iskelesinde vapura binerken öldürülür. Harekete hazır olan gemi Ali Paşa’nın cenazesini İstanbul'a götürmek için demir alır. Fakat aksilikler birbirini kovalar ve gemi ancak on beş günde Sinop açıklarına gelebilir. Ali Paşanın cesedinde çürüme emareleri baş gösterince kaptan Sinop limanına yaklaşır. Cenaze Seyid Bilal cami bahçesine dış kapıdan girip camiye doğru ilerlerken sol tarafta caminin giriş kapısının karşısında defnedilir. Camiye girip çıkanların ilk gözüne çarpan bu mezardır. Mezarın başucundaki taşta şu ibare vardır. (Van İlbayı (Valisi) Ali Batum’uda Ermeni komitaları öldürdü. Ali Paşa’nın ölüm haberini alan vefalı Vanlılar Ali Paşa Ağıtını yakarak paşayı ölümsüzleştirirler.

Türkü insanı Ruhi Su’nun Van Ağıtını sazıyla çalıp, söylemesi Van ile ilgili geçmişine yönelik yapılan akıl yürütmelerine cevap niteliği taşımaktadır. Van farkına varmasa da Ruhi Su Van’ın, bu toprağın sesidir.   

 Birkaç gün önce, yani 20 Eylül günü ülkemizde aydınlar türkü dinlemeyi sevdiren, öğreten Ruhi Su’nun ölümün 29. yıldönümüydü.  Ustayı rahmetle, saygıyla anıyorum. Halk müziğinin saygıdeğer ismi ölüm yıl dönümünde Türkiye’nin çeşitli illerinde anıldı. 

Bekledim,  merak ettim. Umutlandım.

Düşündüm ki belki Van’ın ilgili kurumları, sanat çevreleri, yerel yönetimleri, sivil toplum kuruluşları ölüm yıldönümünde Ruhi Su’ya yakışan içerikte bir anma programı düzenlerler. Lakin bütün değerlerine hoyratça yaklaşan anlayış Ruhi Su’da hatırlamada da incelik göstermedi.

Hakkını teslim edelim kentimizde özensizlikte hiç bir ayrım yapılmıyor. Ruhi Su, Seyit Ahmet Arvasi ve diğerleri içinde aynı ölçüde duyarsızlık sergileniyor. Anlayacağınız duyarsızlıkta bütün kesimler aynı durumda.  Bu yaklaşımın siyasi bakışla ilgisi yoktur. Özenle, saygıyla, insana emeğe verilen değerle ilişkisi vardır.

Dünyanın tanıdığı, romanlarını hayranlıkla okuduğu yazı ustası Yaşar Kemal’e verilen değer,  gösterilen saygı ve sahiplenmede aynıdır.  Hatta ciddiyetten uzaktır.  Ne yapıldı? Vanlıdır diyerek sözde sahiplenilen Yaşar Kemal’in ismi İskele’de bir parka verildi. Sahiplenme adına görev yerine getirildiği sanıldı. O parka gidenlere sorun bakalım kaç kişi Yaşar Kemal’i tanıyor. Veya parkta Yaşar Kemal’i anlatan tek satır bir yazı var mı? Yerel yöneticiler için en sıradan iş parka isim vermek, parktan isim kaldırmaktır.

Bir kişiliği sözde değer verilirken bile gerekli özen gösterilmiyor.  O isim nereye nasıl verilmeli, neden verilmeli düşünülmüyor,  tartışılmıyor.  Sonuçta yapılanlar Van’ın çarpık, zevksiz, estetikten uzak sokaklarına,  kağıt üzerinde kalan imar palanına, kimsenin kimseyi anlamadığı, duymadığı toplumdaki karmaşaya benziyor.

Van neden toprağından çıkan değerlere bu denli ilgisiz anlam veremiyorum. Kendi değerlerini bu kadar görmezden gelen,  yok sayan başka bir yer var mı bilemiyorum. Oysa Türk, Kürt, şu bu ayrımı yapılmadan bu kentten çıkan bütün değerlere sahip çıkılabilir. Buda Van’a değer katar.

Hızlı, haksız zenginleşme için her yolun mubah sayıldığı, ideolojik bağnazlığın, ön yargıların, kabalığın prim yaptığı, zarafet, sanat ve kültürden uzak bir memlekette Ruhi Su’nun ölüm yıl dönümünde anılmasını umut etmek kanımca anlamsız bir bekleyiştir. Çünkü bugüne kadar Van’da bu anlamda yapılmış bir anma etkinliği pek hatırlamıyorum.

Sözü Ali Paşa Ağıtı’ndan seçtiğimiz iki dörtlük ile bağlayalım

Arpa ektim biçemedim 
Bir düş gördüm seçemedim 
Alışmışım soğuk suya 
Issı sular içemedim

Paşa giyer iki kürkü 
Biri samur biri tilki 
Ali Paşa'yı vurdular 
Harab oldu Van’ın mülkü 

Yazarın Diğer Yazıları