İkram Kali

Van'ın başarılı öykücüsü Şahin Akçap'a veda

İkram Kali

Aynı toprağın çocuklarıydık.

Aynı mahallenin sosyal, kültürel iklimini soluyarak büyüdük. Aynı kehrizden su içtik, aynı tepede kışın kızak kaydık, aynı yoldan yürüdük.  Aynı dağ kekiğini kokladık, Toprakkale'ye aynı yamaçtan tırmandık, aynı güzel insanlarla komşuluk ve arkadaşlık yaptık.

Ben liseye giden öğrenciyken o idealist genç bir öğretmendi. Evlenip çoluk çocuğa karışarak Van'dan ayrılan Şahin Akçap ile yollarımız yıllar sonra Vanspor'un 1. Lig terfi maçları ve 1. Lig maçlarında Antalya'da kesişti.

1990'lı yıllardı.

Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü ve Vanspor Basın Sözcüsü görevlerini yaparken Şahin Bey, Antalya Valiliği Basın ve Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nde görev yapıyordu.  Bedeni orada gönlü hep buralardaydı. Antalya'da düzenlediğimiz  "Teşekkürler Türkiye" sergisi, "Van Gecesi" ve Van Vakfı Antalya Şubesi açılışında bir araya geldik.  Sohbet ederek anıları tazeliyorduk. Tüm Antalya basınıyla bir araya gelmemizi sağlarken Antalya'da Bugün ve Ekspres Gazetesi'nde yazdığı dostluk, kardeşlik ve Van kültürünü tanıtan yazılarıyla Antalya-Van arasında köprü görevi yapıyordu. Antalya Öğretmenevi Müdür Yardımcılığının ardından öğretmenlik mesleğine nokta koyarak emekli olmuştu. Dergi, gazete çıkarma üzerine hayalleri vardı.

Okuma tutkusu aileden gelen Şahin Akçap, başarılı öğretmen,  iyi bir futbolcu, dikkatli gözlemci, duyarlı yurttaş, iyi bir eş, baba, dost ve öykü yazarıydı. Öykü yazarlığı ona doğuştan gelen bir yetenekti sanki.  Güneydoğu Anadolu insanının yaşamını, bölgenin töre ve geleneklerini işleyen Bekir Yıldız'ın öykülerini beğenerek okuyan Şahin Akçap öykülerini kaleme alırken Urfalı yazardan esinleniyordu.

 Sürekli okuyan, yazan Şahin Akçap'ın Yaşar Kemal'in iki ciltlik İnce Memed romanını elde ederek okuyabilmek için 1970'li yıllarda verdiği mücadele Vanlı bir gencin buruk öyküsüydü.  Van'da birkaç kitapçıda arayıp bulamadığı romanı kütüphaneden alamayınca eski futbol sahası kenarında ( bugünkü Endüstri Meslek Lisesi ek binası yeri)  taşı çakıl taşa dönüştüren taş ocağının tozlu, yorucu ağır koşullarında hafta sonları çalışarak biriktirdiği parayla romana sahip olmanın mutluluğunu Şahin Akçap'tan dinlemiştim.

Van Atatürk Lisesi'nin duvar gazetesinde başlayan yazı hayatı ulusal gazetelerin okur köşelerinde, köşe yazıları ve şiirleri Van Postası ve Serhat Gazetelerinde yayımlanan Şahin Akçap, 80'li yıllarda Demokrat Gazetesi Van Temsilciliği yapmıştı. Hakkâri'de yaptığı " Ne istiyorsunuz bu insanlardan" başlıklı manşet haberi gündem yaratmıştı.

Günümüzün konuşma diliyle yazdığı etkili, duygusal öykülerinin her birinin bir anısı vardı.  Birçoğumuz gibi bir yanı yıkık olan Şahin Bey'in acıları, hüzünleri, sevinçleri, kırgınlıkları, mutlulukları, tanıklıkları, mesajları satır aralarında gizliydi. Ailesinden çevresine, yaşadığı toprakların dağından ovasına, kalesinden mavi gölüne,  peynirinden aşına, yiğit gençlerinden yoksul insanlarına, emekçilerden sanatçılarına yaşamdan renkli kesitleri satırlarında ölümsüzleştiren Şahin Akçap çok başarılı öykü yazarıydı. Yaşadığı koşullar farklı olsaydı, kendisine destek sağlansaydı eminim çok okunan ünlü bir öykü yazarı olabilirdi.

Yazdığı yüze yakın öyküyü "Ah Tamara" ve "Eylülsüz Sonbahar" kitaplarına sığdırmış yazdığı diğer öykülerini kitaplaştırmaktan vazgeçmişti.  Vanlıların içlerinden çıkan yazarlarına, sanatçılarına, sporcularına ilgisizliğine ve burun kıvırmasına yeri geldiğinde haklı olarak sitem ederdi. Kırgınlığını bir yazısında şöyle dile getirmişti: "Her iki kitap için İstanbul Tüyap ve Antalya Konyaaltı Kitap fuarlarında imza gününe davet edildim. Kitaplar ilgiyle karşılandı. Ne yazık ki Van Gölü öykülerini içeren her iki kitabım memleketimde yeterli ilgiyi görmedi… Sonunda anladım ki kitaplarla barışık değiliz. Hani diyorsunuz ya hocam ufukta yeni kitap yok mu? Olmaz mı? Ancak bu kitaba soğuk iklimde yayınlamaya gözüm yemiyor... Biriken onca öyküm ve deneme yazılarımı arşivimde tutsak tutmaya karar verdim."

Ben emekli olup Vansesi Gazetesi Yazı İşleri Müdürü ve köşe yazarı görevine başladıktan sonra dostum Şahin Akçap ile bu kez gazetede buluştuk. Sevdamız, çabamız, hedefimiz ortaktı. Aynı dili konuşuyor aynı hayalleri kuruyorduk. Gazetede yazmasını teklif ettiğimde harika yazılar yazmaya başladı. Öykü tadında köşe yazıları " Şahince"  isimli köşesinde ilgiyle okundu hep.  Bir ara Antalya'da Van Kültür ve Sanat Dergisi çıkarmak için yoğun çaba gösterdi.  Amacı dergide Vanlı yazarları bir araya toplamaktı. Dünyada Van Dergisi'ni yeniden çıkar dedi. Tecrübelerimi kendisiyle paylaşarak dergi çıkarmanın kolay, yaşatmanın çok zor olduğunu, ilerleyen zaman içinde yalnız ve desteksiz kalındığını üzülerek söyledim. Nitekim beklediği desteği görmeyince dergi çıkarmaktan vazgeçerek Fecabbok'ta Van Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi grubu kurarak birkaç arkadaşıyla kültür sanat yazıları yayımlayarak bu hayalini gerçekleştirmeye çalıştı.

Dostum, mahalle komşum,  gazetemizin değerli yazarı Şahin Akçap, öykücü, şair, yufka yürekli güzel bir insandı. Van'a her gelişinde öykü tadında sohbetleri olurdu.

Mart ayında kardeşi Ümit ile birlikte anneleri Güler Abla ile özlem gidermek, elin öpmek ana kokusunu solumak için Antalya'dan gelmişlerdi.  Anneleri, kardeşleri, arkadaşları ve dostlarıyla kucaklaşarak babaları Ali Ekber amcanın mezarını yaptırdıktan sonra huzur içinde Antalya'ya dönmüşlerdi. Ne fayda ki Ümit, 20 gün sonra kalp krizi geçirip yaşama erken veda ederek herkesi derinden üzerken kardeş acısıyla yanıp kavrulan ama bu duygusunu dışa yansıtmayan Şahin Akçap, Temmuz ayında beklenmedik sağlık sorunu yaşamıştı. Tedavi gördüğü hastanede hayat mücadelesine yenilerek önceki gün aramızdan ayrıldı. Abi kardeşin memleketlerine gelişleri meğerse veda ziyaretiymiş…

Hasta yatağında dahi yazma tutkusundan vazgeçmeyen Şahin Akçap'ın erken yaşta kaybı ailesi, sevenleri, dostları kadar Van için de çok önemli bir kayıptır. Bana göre kendi ölçeğinde Bekir Yıldız, Fakir Baykurt, Kemal Tahir, Yaşar Kemal olan Şahin Akçap'ın daha çok yazacağı muhteşem öyküler, şiirler, söyleyeceği sözler ve yapacağı işler vardı. Gidişine çok üzüldüm. Geride yazılarını, kitaplarını ve hoş sedasını bizlere bırakan Şahin Akçap'ı asla unutmayacağız. Ruhun şad, mekânın cennet olsun Eylülsüz Sonbahar…  

Yazarın Diğer Yazıları