İkram Kali

Van’da kızlar neden kayboluyor?

İkram Kali

Van son zamanlarda çeşitli yaşlardaki 5 kızın kaybolması ile dikkat çekiyor.

İlimizde alışık olmadığımız, görmediğimiz, duymadığımız üzücü şeyler bunlar.  Van adına güven sarsıcı, tedirgin eden, mahcubiyet yaratan tatsız bir durum.

Gürpınar ilçesi Kırkgeçit Mahallesi’nde  4 yaşındaki Nehir Aslan’ın ardından  Başkale Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde okuyan 10’uncu sınıf öğrencileri 16 yaşındaki Dilan B. ve Funda K. ile 9. sınıf öğrencisi 15 yaşındaki Münevver B.  kayboldu. Son olarak Yüzüncü Yıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 1'inci sınıf öğrencisi Aydın Sökeli 19 yaşındaki Behiye Kır kayboldu.  6 Aralık'tan beri  Behiye Kır’dan haber alınamıyor. 

Aydın Söke’den ilimize gelerek gözyaşı içinde kızının bulunmasını isteyen baba Ali Kır Vali Aydın Nezih Doğan’dan yardım istedi.  Barış,-çözüm süreci çabalarının sürdüğü, bölgede kamu düzeninin tesis edilmesinin istendiği bir dönemde genç kızların kentte kaybolması insanın zoruna gidiyor. Hepimize düşen görev bütün kızlarla birlikte özelikle eğitimi için Van’a yani bize emanet edilen Behiye Kır'ın bulunmasına yardımcı olmaktır. Yüreği yanan bu garip aileye kurumlar, sivil toplum kuruluşları el ele vererek destek olmalıyız. Kızlarının bulunması için çaba harcamalıyız.

Van, kaybolan kızlar konusunda duyarlılığını, kararlılığını bütün Türkiye’ye göstermelidir. Çünkü 19 yaşındaki Aydınlı Behiye Kır'ın ilimizde kaybolması Van’ın yani bizim sorunumuzdur.  Ailesi yanıp yıkılan Behiye Kır'ın bulunması için arkadaşları sosyal medyada kampanya başlatmış. Görenlerin,  bilenlerin, duyanların güvenlik güçlerine haber vermeleri isteniyor.  Kadın dernekleri, siyasi partiler de bu meseleye güç birliği yaparak el atsa fena olmaz.  Vansesi Gazetesi olarak bizde çabalara destek olacağız.

Türkiye  “ Ortak acı”  diyor

 

Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM), 1915 Olayları hakkında Türkiye çapında bir kamuoyu araştırması yaptı. Araştırmadan ilginç sonuçlar çıktı.

Yüzde 24’lük bir kesim 1915’te hayatını kaybedenlerin sadece Ermeniler olmadığını belirtip, bütün kayıplar için üzüntü belirtilmesi görüşünü savunuyor. Yüzde 12’lik bir kesim 1915’te hayatlarını kaybeden Ermeniler için üzüntü belirtilsin ancak özür dilenmemesi görüşünde. Kamuoyunun büyük bir kesimi olaylara insani açıdan yaklaşarak “  ortak acı” tanımlaması yapmaktadır. 

Soykırım iddialarının kabul edilmesi görüşünü kabul edenlerin oranıysa sadece yüzde 9; başka bir yüzde 9’luk kesimse iddianın kabul edilmeden özür dilenmesi yönünde bir adım atılmasını tercih etmiş.  

Ermenilerden özür dilenmesi gerektiğini düşünenlerin oranı kamuoyunun genelinde yüzde 9 iken; bu oran ankete katılan BDP seçmenleri arasında yüzde 24’e kadar yükselmiş.

Katılımcılardan AK Parti ve CHP seçmenleri arasında bu yanıtı verenlerin oranında bir fark yokken, MHP’ye oy vereceğini söyleyenlerde soykırım iddialarının kabul edilmesi görüşüne katılanların oranı sadece yüzde 4.

Ankete katılan CHP seçmenleri soykırım iddialarının kabul edilmesini tercih etmiyor ancak özür dilenmesine göreceli olarak diğer parti tabanlarından daha olumlu yaklaşıyor.

Ankete katılan CHP seçmenleri arasında en fazla destek gören seçenek yüzde 20’lik bir oranla “Hiçbir adım atılmaması”. Bunu yüzde 17’lik bir oranla o dönemdeki bütün kayıpları için üzüntü beyan edilmesi seçeneği izliyor.

Ankete katılan AK Parti seçmenleri için de benzer şekilde en fazla tercih edilen tutumun 1915’te her iki taraftan da kayıpların olduğu yönünde bir anlayışa destek olduğu söylenebilir. AK Parti’ye oy vereceğini belirten katılımcıların yüzde 27’si bu seçeneği tercih etmiş. Ancak AK Parti seçmenleri arasında yüzde 29’luk bir kesim de “Fikrim Yok” seçeneğini işaretlemiş.

Bu seçenek, BDP seçmeni olan katılımcıların neredeyse yüzde 40’ı tarafından da desteleniyor ve bu parti tabanının da birinci tercihi. Araştırmanın en ilginç sonuçlarından biri de MHP seçmenlerinin de bu görüşü desteklemesi. MHP’ye oy vereceğini söyleyenlerin yüzde 23’ü bu politikayı destekliyor. Bu açıdan bakıldığında “1915’te her iki taraftan da kayıpların olduğu” duruşunun Türkiye kamuoyunda siyasi parti tercihlerinden neredeyse bağımsız bir politika olduğuna işaret ediyor.

 

Sonuçlardan bunun Türkiye seçmenleri için hassaslığını koruyan bir konu olduğunu ve  bütün parti tabanları arasında neredeyse eşit oranda bir hassasiyet bulunduğunu ortaya koyuyor.

 

1915’te en büyük acıyı yaşayan Müslüman Vanlıların kahır ekseriyeti 1915’te hayatını kaybedenlerin sadece Ermeniler olmadığı, bütün kayıplar için üzüntü belirtilmesi görüşünü savunmaktadır. İki tarafında 1915’te acısı var. Konuşarak, birbirimizi anlayarak-dinleyerek,  empati yaparak, ortak acılara ortak saygı duyarak yaraları iyileştirebiliriz.

 Neye yaradı?

Ferit Melen Meydanı 5 Yol kavşağı altında bulunan Yeraltı Çarşısı onun eseridir.  Aydın Talay’ın isimi o çarşıdan kaldırılmış. Bu şık olmadı. Çarşı yönetimi adına konuşan şahıs, ismin geri verilebileceğini söylemiş. Lütfederler.

Hangi Vanlıya sorsanız eski Van Belediye Başkanı Aydın Talay’ın hırsızlık yapmadığını, yaptırmadığını, belediyenin malını elinden geldiğince koruduğunu, Van ile ilgili değerli eserler yayınladığını söyler. Ama gel gör ki kente damgasını vuracak, ismini yaşatacak başarılı bir belediyecilik de yapamadığını da söylerler.  Yararı olmayan işler hala konuşuluyor. Bunlar nedir derseniz?

BİR:  Hiç gerek yokken yerin altında işe yaramayan, Van Belediyesine hayrı dokunmayan  aksine yük olan işlevsiz mimari çirkinliği ile şehrin görüntüsünü kirleten, Hazreti Ömer Camisi siluetini gölgeleyen yer altı çarşısı.

İKİ: Van’ın şehirleşmiş, yapılaşmış çok ortaklı ailelerin oturduğu bazı bölgelerinde 18. Maddeyi uygulayarak yüzlerce orta halli insanı mağdur ederek içinden çıkılmaz sorunlara yol açılmıştır. Gönül kırıklıkları meydana getirmiştir.

ÜÇ:   Tarihi geçmişi sahip  onlarca yıllık esnafın bir arada bulunduğu Mısır Çarşı benzeri bir özellik taşıyan Eski Buğday Pazarı, Tablacılar ve Sobacılar Çarşısı’nda yer alan iş yerlerinin yıkılması  çok yanlış olmuştur. Kente değer katan iş yerlerinin yer aldığı bölge güzelleştirmek yerine yerle bir edilmiştir.   Yerine ise beton yığını belediye binası ve bakımsız bir park yapılmıştır. Mağdur edilen,  ticaret hayatları biten kadim esnafların yerinde güvercinler kanat çırpıyor.

Kadının rengi yok

Avrupa Birliği tarafından desteklenen Van İlinde Yerinden Edilmiş Kişilerin Ekonomik ve Sosyal Entegrasyonu Hibe Programı (VAN-IDP)”   projesinin son tanıtım toplantısında kadın derneklerinin temsilcileri ve kadın siyasetçilerin olmadığını görünce davet edilmediklerini düşünerek ilgililere neden olmadıklarını sordum.  Davet ettiklerini ancak katılmadıkları söylendi.

Seçim öncesi  “ Van’da kadının rengi hissedilecek”  denildi.  Kulağa hoş gelen bu söylemi seçim sonrası siyasi alanlar dışında pratikte görmek pek mümkün olmadı. 

90 kadına 5 bin ile 15 bin avro arasında bir destek sağlayarak iş, aş sahibi yapacak bir projenin tanıtımında ağızlarından kadın haklarını düşürmeyen,  AB projelerinden en fazla yararlanan kadın kuruluşlarının yanı sıra kadın eş başkanların, yerel yöneticilerinin katılmaması idare ile mesafeli durması izaha muhtaç bir durumdur.

Yaralar sarılmalı

28 Aralık 2011 akşamı  Türk Hava Kuvvetlerinin, Şırnak'ın Uludere ilçesi yakınlarındaki  Irak topraklarında F-16 savaş uçaklarıyla yaptığı bombardıman sonucunda Ortasu/Roboski ve Gülyazı/Bujeh köylerinden  35 Kürt kökenli vatandaşımız hayatını kaybetti. Operasyonda hayatını kaybedenlerin, Irak'tan Türkiye'ye mazot ve sigara getirmek için PKK'nın kullandığı yol üzerinden geçen, Kürt kökenli vatandaşlarımızın oluşturduğu bir kaçakçı kafilesi olduğu anlaşıldı.   

Üzücü olayın mağduru acılı aileler için insani ve yasal olarak yapılması gereken ne varsa yapılmalıdır. Ortak geleceğimiz, kardeşliğimiz için adalet yerini bulmalı, bütün yaralar sarılarak gönüller onarılmalıdır.

 

Yorumsuz

  • ÖNCE: PKK'nın gençlik yapılanması Gençlik Topluluğu Kandil’de yaptığı toplantıda aldığı kararlarda, hükümetin sık sık rahatsızlığını vurguladığı eylem biçimleri eleştirilerek, kitlesel eylemlerde yüz kapatma, kitlenin içerisinden provokasyon girişiminde bulunma, halkın malına ve canına zarar verme, halk otobüslerini yakma, her eylemde kepenk kapattırma gibi eylemleri yapanların ajan olarak değerlendirileceği açıklandı.   
  •  SONRA: İngiliz Guardian gazetesine konuşan KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, IŞİD'in yenilmesi için Irak'ın birlik içinde kalması gerektiğini söyledi. Bayık, Irak'ın bölünmesinin 'çok tehlikeli' olacağını belirterek "Irak bölünürse savaş yoğunlaşacak ve daha küçük topluluklar DAİŞ (IŞİD) tehdidi çok daha büyük hale gelecek" dedi.
  • SONUNDA: Şırnak’ın Cizre ilçesinde PKK’nın gençlik yapılanması Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi (YDG-H) ile Hüda-Par yanlıları arasında çıkan çatışmalarda 3 kişi hayatını kaybetti.  6-7 Ekim olaylarında da iki grubun karşı karşıya gelmesi sonucu onlarca kişi ölmüştü

İnsanlık ölmemiş

Bazı insanların yanı başında yaşanan üzücü olaylara ve yardım bekleyen insanlara ilgisiz kalması, müdahale etmemesi toplumda kınanarak “  insanlık öldü” diye değerlendirilir.  Ankara ve Kahramanmaraş’ta yaşanan iki örnek davranış bu kez insanlığın ölmediğini gösteren cinstendi.

Hırsızlığın, kap kaçın, soygunun ve üç kuruş için insanların öldürüldüğü günümüzde Ankara’da taksi şoförü Mustafa Türk taksisinde unutulan 120 bin lira para dolu çantayı Ankara Umum Şoförler Odası aracılığı ile sahibine ulaştırdı.  

Kahramanmaraş’ta ise mobese kameraları bu kez trafik ihlali ve kazaları yerine insanlığı görüntüledi.  Kahramanmaraş’ta kırmızı ışıkta beklerken kaza olabileceğini düşünen kadın sürücü otomobilini durdurup dörtlü flaşörlerini yakıp aracından inip bastonla yürüyen yaşlı adamı yaya geçidinden yolun karşısına geçirerek insanlık dersi veridi.   Yaşlı adamın kaza  geçirmesini duyarlılığı  ile önleyen kadın sürücü, daha sonra otomobiline dönerken kaldırımda beklemesini istediği yaşlı adama kadın arkadaşı aracılığıyla para göndererek hem onu hem de kendisini mutlu etti.

BİR ÇİFT SÖZ

“Kendini ulusuna hizmet etmeye adayan siyasetçiye devlet adamı denir. Ulusun kendisine hizmet etmesi gerektiğini düşünen devlet adamına ise siyasetçi.”
George Pompidou

Yazarın Diğer Yazıları