İkram Kali

Van renklerini kaybediyor

İkram Kali

Şehir ve insan arasındaki ilişkiye ilk değinen kişilerden 14. yüzyılın en önemli düşünürlerinden olan İbn-i Haldun "şehirlerde insan gibi doğarlar, büyürler ve ölürler" diyor.

İnsanlar sayesinde renklenen şehirler yaşayan organizmalar gibidir. İnsanlar şehirleri, şehirler insanları şekillendirir.  İnsan çabası  ve eserleriyle şehirler büyür, gelişir.

Şehirlere ait medeniyet, tarih, kültür insan birikiminin ürünleridir. Şehirlerin güzel insanlarının yaşanmışlıkları şehrin suyuna, toprağına, havasına edebiyatına, türküsüne, sokaklarına, caddelerine insan ilişkilerine nüfuz eder. 

 Şehirlere ruh katan, özgünleştiren insanlar vardır. Şehirlerin duyulmamış hikâyesini onlardan öğrenip dinlersiniz.  Şehrin hafızasına yolculuğu o insanlarla yaparak şehri tanıyarak seversiniz.

Onlar şehirlerin abideleri, ziyaret durakları gibidirler.

Yalçın Kitapçı ağabeyimizde Van için böyle bir değerdi. Güzel insan,  şehrin rengi tarifi Yalçın ağabeyin nezaketinde, zarafetinde, farklılığında karşılığını bulurdu.

Van güzel insanlarını bir bir kaybediyor.

Yalçın Kitapçı ağabeyimizi son yolculuğuna önceki gün hüzünle uğurladık. Dostları, kendisini tanıyanlar, sevenler hicran vaktinde kendisini yalnız bırakmadı. Vefatı ailesi kadar şehrimiz içinde önemli kayıptır. Büyük oğlu Recep babasının zamansız vefatına dayanamayarak genç yaşında kalp krizi geçirdi.  Allah'ta şifalar diliyorum.

Ölümünden iki gün önce görüşmüştük. İstanbul'dan kendisini arayan  Vanlı Haşmet Sırrı Akşener'e " Çarşı çocuğu" yazımdan söz ettiğini, Akşener'in de espriyle "  çarşı yetimi" diye yazmam gerektiğini söylediğini ve yazıda ismi geçen Vanlı eski futbolculardan Macar Şemo lakaplı Yalçın Sümer'in adaşı ve sınıf arkadaşı olduğunu anlatmıştı.

Milliyet Van Temsilcisi olduğu dönemlerde Ekspres ve Sabah gazeteleri muhabiri olarak çalıştığım zaman  bazı haberlere birlikte gitmiştik.

Vanlıların Van'ın değerlerine daha çok sahip çıktığı 1980'li yıllardı. Van türküsü " Ayağında kundura" ile çıkış yaparak Türkiye'de daha çok tanınarak sevilmeye başlayan İbrahim Tatlıses bu  türkünün Şanlıurfa'ya ait olduğunu söylemesi ve Şanlıurfa Vanspor maçını aleyhimize etkileyecek açıklamalar yapması üzerine Vanlılar İbrahim Tatlıses'in kasetlerini (o dönem daha CD yoktu)    Cumhuriyet Caddesi kumaşçılar sokağı köşesinde  bulunan Metin Çetin Saydan kardeşlerin Saydan Plak dükkanı önündeki kaldırımlarda yakarak tepki göstermişlerdi.  Milliyet muhabiri Yalçın Kitapçı ağabeyimiz Vanlıların sergilediği toplumsal duyarlılığı haberleştirerek gazetesinde gündeme taşımıştı.

İran'dan Azerbaycan'a, Amerika'dan Suudi Arabistan'a,  Almanya'dan, Çine' kadar dostları kendisini sevenleri vardı. Van'a yolu düşen siyasiler, gazeteciler, belgeselciler kendisine ziyaret ederek  Van sevgilerini onun konukseverliği ile güçlendirirlerdi.

Yalçın abi doğa fotoğrafları çekmeyi çok severdi. Renklere, farklılığı olan insanlara özel bir ilgisi vardı. Van'a gelen gazetecilere yardımcı olurdu.  Bahar aylarında Erek Dağı yamacından,Çatak yaylasından  dostlarının toplandıuğı kır çiçekleri, Van bahçelerini süsleyen Zerinkadek gibi Van çiçekleri ilk önce onun masasındaki vazoda yerini alırdı.  Hediye gelen Şamama önce onun masasında koku salardı.  İnsanlarla, doğayla olduğu gibi renklerle de arası çok iyiydi. Giysilerinde doğanın her rengini zevkle taşırdı. Doğa, insan sevgisiyle dostlarını kıskandırarak tahrik ederdi.

Geçen yıl Sabah Gazetesi yazarı değerli dostum, ağabeyim Yavuz Donat ile herkesle bir yerde bir şekilde yolu kesişen Yalçın ağabeyi Kitapçı Kırtasiye'de ziyaret etmiştik. Sohbet arasında Donat'a  kardeşinden alış veriş yaptığını ve dost olduklarını söylemişti.

Yalçın Kitapçı babası merhum İlyas Kitapçı'nın dostu, kendisinin de ölümünün son günlerine kadar görüştüğü, Vanlı usta romancı ve yazar Yaşar Kemal'in yazdığı gibi " O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler "… O iyi insanlardan birisiydi Yalçın Kitapçı.

Dostlar, Van yaparak döküyor.

Her giden güzel insanların ardından yeni bir boşluk oluşuyor şehrimizde. Çınardan bir dal daha kırılıyor. Van bahçelerine ait bir çiçek daha açmamak üzere soluyor.  Bir kuş daha yuvasını terk ediyor.  Van'a ait bir ses daha susuyor. Van'da insan sayısı, binalar, iş yerleri artıyor ama şehrimiz kendisine yalnızlaşıyor.

Şair Nuri Can da şehir insan ilişkisini anlattığı "Sen gittin masal bitti " şiirinin dizelerinde şöyle diyor:  Sen gittin evimin adresi, kapımın zili gitti/Sen gittin sazımın teli, kuşumun dili gitti/Yangınlar düştü yüreğime /ıssızlaştı şehir/Sokaklara hüzün yağdı/ gözlerime yağmur/Üstüme kapandı kapılar, ben kapandım içime/Günlerce haftalarca ağladım/Kırık bir ağaç dalında, öksüz bir kuş gibi kaldım.

Allah rahmet etsin.

 

Deldi geçti

Anadolu'nun birçok yerinde ve Van'da ölüm bahsi geçerken" Allah sıralı ölüm versin" denilir. Yani ne olursa olsun genç ölümünün yaşanmaması dilenir.

Beklenmedik genç ölümleri bu sıranın bozulmasıdır. 

Genç ölümleri yaşamış bir ailenin ferdi olarak bu acının ağırlığını bilirim.   Ağabeylerim genç yaşında ölünce anamın saçları bembeyaza bürünmüştü. Eli ayağı tutmaz, yüzü gülmez olmuştu.  Anam genç yaşta evlatlarını toprağa verdikten sonra kendisine renkli elbise giyinmeyi dahi haram ederek hayattan kopmuştu.

Kimi zaman gözyaşı dökerken " Biri gelir geçer, biri deler geçer " diyerek evlat acısının etkinsi anlatmaya çalışırdı. Anam evlat ayrılığına daha fazla dayanamayarak sonunda vefat ederek çekip gitti.

Evlat ölümü yarası kapanmaz acılardandır.

Bizim kültürümüzde eşi ölene "dul", annesi ya da babası ölmüş çocuğa "öksüz, yetim" denilir. eki, evladı ölen bir anne-babaya ne denir?  Evlat acısı, kaybı isim verilemeyecek kadar ağır yakıcı acıdır.

Bak Hele Bak Kahvaltıcısı Yusuf Konak kolu kanadı, güzel evladı Harun Konak'ı kaybetti.  Taziyede bulunurken gözyaşı dinmeyen Yusuf Konak'ın evlat acısıyla  ağır hasar aldığını gördüm. Allah sabır versin.

Hayat arkadaşını kaybetti

Gazetemizin eski Yazı İşleri Müdürü değerli büyüğümüz Ali Laleci ağabeyimiz Eylül 2011 tarihinde evini çocuklarının yerleştiği Denizli'ye taşımıştı. Bedeni orada gönlü hep Van'daydı. . Kolay değil ata baba toprağından, eşten dosttan yıllar sonra ayrılmak.  23 Ekim'de Van'da deprem olmuştu. Deprem yaşayan Vanlılar muhacir olup Van'dan farklı illere dağılınca Laleci ailesinin erken gidişi işe yaramıştı.

Denizli'de kısa sürede çevre edinerek sayılan sevilen Ali Laleci ağabeyimizin Van ile bağlantısı devam ediyor. Görüşmemizde 60 yıllık hayat arkadaşı, çorcuklarının annesi değerli eşi Ceylan Laleci'nin rahatsızlandığını ve tedavi gördüğünü söyledi. 

Yalçın Kitapçı, Harun Konak'ın Van'da topağa verildiği gün Denizli'den Ali ağabeyin eşini kaybettiği haberini aldık.  Ölümler aynı acılar farklı. Allah rahmet etsin.

 

Oy verin

1 Kasım Pazar günü sandığa gidiyoruz.

Geleceğinize sahip çıkın. Demokrasiye güç vermek için oy verin.

 Eskilerin deyimiyle reyinizi sandığa atın.  Atmakla kalmayın.  Oy yerinde gördüğünüz hile hurda işleri, güvensiz durumları, dışarıdan müdahaleleri hemen şikayet edin. Yurttaş olmanın sorumluluğunu yerine getirin, gidin  Türkiye ve Van için oy verin.

Yazarın Diğer Yazıları