İkram Kali

Van, neden başaramıyor?

İkram Kali

Uzun süredir, ruhumu huzursuz eden, üzüntü veren, kaygılandıran, aklıma takılan Van'a dair sorular var: 
Bizim insanımız sözüm ona çok sevdiği Van'a,  neden sahip çıkmıyor? 
İnsanlarımız Van için neden taşın altına parmağını dokundurmuyor?
Van'da yaşayan insanlarımızın Van'ın mesellerine karşı; sorumluluk duygusu neden zayıf?   
Tarih-kültür-medeniyet kokan asude Van'ın değerlerine, kültürüne insanlarımız neden yabancı, neden sıkı sıkı sarılmıyor? 
İnsanlarımız Van'ın derdini neden dert edinmiyorlar?
Van'da neden toplumsal heyecan,  birliktelik, dayanışma yok? 
Neden herkes birbirinin paçasından tutuyor, birbirinin kuyusunu kazıyor, çekiştiriyor, kimse kimseden hazzetmiyor? Neden düşen hemşerisinin elinden tutmak, kaldırmak yerine tekme vuruyor,  Başarısızlığından mutluluk duyuyor. Neden?  Nedir bu haset, kin, nefret,  çekememezlik, cahillik. Nedir? Kime ne faydası var, Allah aşkına. Ayıptır,  günahtır, yazıktır. Koca koca adamlar sözle bir birini vuruyor,  ayaklı gazetelere değer veriyor. Birilerine  " oh olsun" demek  düşüyor! 
Bu memlekette yaşayan insanlarımız neden sadece kişisel çıkarları ölçüsünde Van'ı seviyor, kişisel rant kayıplarında yalnızca endişeleniyor?
Van'da yaşayan,  ekmek yiyen herkesin ortak adresi, evi olan "Vanlı"   kimliğine insanlarımız neden cesurca sahip çıkmıyor?  Neden "Vanlı" kavramı etrafında birleşemiyoruz?
Van, son 30 yıldan bu yana neden siyasi liderini-liderlerini çıkaramıyor? 
"Sanane -banene"   sorumsuzluk-duyarsızlık sosyal hastalığı Van'da neden yaygınlaşıyor?  
Ortak hedef ve başarılar doğrultusunda neden el ele vererek bir masa etrafında takım ruhu yaratamıyoruz?
Van'da bireysel sporların neden yaygın?  Çok ortaklı girişimler neden başarısız? Meslek odaları, sivil toplum kuruluşları neden etkisiz?  Van'ın ulusal ve uluslararası ölçekte sanatçısı,  iş adamı,  şirketi,  derneği, vakfı neden yok? 
Vanmızın neden memleketlerine yürekten bağlı, baba ocaklarına düşkün, iş hayatında hızla büyüyerek adından söz ettiren İbrahim Çeçen, Ahmet Eren gibi büyük çapta hayırsever çok güçlü iş adamları yok? Van haklı mesellerinde neden iddialı değil? 
Özetle; Van neden başaramıyor?
Bu soruları çoğaltabiliriz. 
Van'ı yöneten ve Van 'da sorumluluk sahibi olan herkesin bu soruların yanıtını daha doğrusu yanıtlarını irdelemesi gerekiyor.  Bütün bu soruların gerekçesinde bir değil, çok neden oluğuna inanıyorum. 
Bu konuda Bitlis, Ağrı, Bolu'da gördüğüm dev eserlere gıpta ediyor, imreniyorum. Sonrada duygulanıyorum… Ama  "Helal olsun" diyorum.
Ha, Van'da eser yapan yok mu?   Haşmet Kürümoğlu, Ahmet Yurtsever, Kayan Türkmenoğlu, Abdurrahman Yörük, Yunus Gökçenay, Feridun Irak, Fevzi Şengül ve diğerleri var.
Ancak demek istediğimiz  bu değil.
Gelin gıpta ettiğimiz, alkışladığımız, "helal olsun" dediğimiz… 3 saygıdeğer, örnek iş adamının başarılarına,  memleket tutkularına ve 3 ilimize kazandırdıkları eserlere bakalım. 
Belki Van'a da esin kaynağı olur!  
BİTLİSLİ AHMET EREN  
Bitlis'te doğan Ahmet Eren, ilk ve orta öğrenimini Bitlis'te tamamladı. 1964 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı yıl Maliye Bakanlığı Hesap Uzman Muavini olarak çalıştı. 1967'deki yeterlik sınavından sonra Hesap Uzmanı oldu. İki yıllık askerlik hizmetinden sonra tekrar Hesap Uzmanlığı görevine döndü. Daha sonra ABD'de ekonomi dalında master öğrenimi yaptı.
1975 yılında Kamu görevinden ayrılarak ailesinin yürütmekte olduğu sınai ve ticari işlerde çalışmaya başladı.  O günden bu yana birçok ticari ve sınai kuruluşun yönetmeni olarak çalışmıştır. Halen Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı, Türkiye Çimento İşverenleri Sendikası Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevlerini yürütmektedir.
Eren ailesinin doğdukları Bitlis'e kazandırdığı eserler:
Bitlis Nurullah Eren Anadolu Öğretmen Lisesi; 12 derslik, 4 tam donanımlı laboratuvar, kapalı spor salonu, 220 kişilik pansiyon ve 22 öğretmen lojmanından oluşan bir eğitim kompleksini Milli Eğitim Bakanlığı'na bağışladı. Her ay öğrencilerin yiyecek-içecek, temizlik malzemeleri gibi ihtiyaçlarının yanı sıra okulun yakacak ve demirbaş ihtiyaçları da Eren Holding tarafından karşılanmaktadır.
 Eren Holding tarafından Bitlis ilçelerindeki tüm okulları kapsayan 1120 adet bilgisayar alımı gerçekleştirdi. Yine 2005 yılında başlayan ve yatırımı tamamlanan olimpik yüzme havuzu ve çok amaçlı kapalı spor salonundan oluşan Bitlis İsmail Eren Spor Kompleksi yaptı.. Toplam yatırım bedeli 5 milyon dolar olan bu tesis de Milli Eğitim Bakanlığı'na bağışladı.
Eren Holding ve Eren Ailesi tarafından 2007 yılında kurulan ve desteklenen Eren Eğitim Vakfı yoluyla, orta ve yükseköğrenim öğrencilerine eğitim bursu verilmeye devam edilmektedir Her yıl düzenli olarak Bitlis Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile Bitlis Eğitim ve Tanıtma Vakfı aracılığıyla Bitlis ve çeşitli ilçelerinde çeşitli giyim malzemesi bedelsiz olarak dağıtılmaktadır. 2007 yılı içerisinde, Bitlis Nurullah Eren Anadolu Ögretmen Lisesi eğitim kompleksi içine mevcut öğrenci yurdu binasına ek olarak yaptırılan ve 1.5 milyon dolara mal olan 60 kişilik kız öğrenci yurdunun açılısı yapılmış ve Milli Eğitim Bakanlığı'na bağışlanmıştır.
Bitlis Eren Üniversitesi kampüs binalarının ilki olan Yahya Eren/Fen-Edebiyat Fakültesi tamamlanmış olup 2011 yılı içerisinde eğitime başlanmıştır. Şu anda bu fakülte ve üniversiteye bağlı yüksek okullarda toplam 4400 öğrenci eğitim görmektedir. Daha önce yaptırılan diğer eğitim ve spor tesisleri gibi bu fakülte binası da her türlü donanımı ile eksiksiz olarak öğrencilerin ve kamunun hizmetine sunuldu.
AĞRILI İBRAHİM ÇEÇEN 
Ağrı'da doğan İbrahim Çeçen, ilk, orta ve lise öğrenimi Ağrı'da tamamladıktan sonra. Cumhuriyet Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden mezun olmuştur.
1964'te çalışma hayatına atılmış ve 1969'da İçtaş İnşaat'ı kurmuştur. Halen inşaat, enerji, turizm, sanayi, hava ve deniz liman işletmeciliği sektörlerinde 30'dan fazla şirketin bağlı olduğu IC Holding'in Yönetim Kurulu başkanlığı görevini yürütmektedir.
İbrahim Çeçen, hayatının her döneminde eğitimin toplum için taşıdığı önemin bilinciyle hareket etmiş; kendinden sonraki nesillere eğitim alanında daha iyi koşullar sunmayı ve düşük gelirli ama gelecek vaat eden öğrencilere destek sağlamayı amaç edinmiştir. 
İbrahim Çeçen'in Ağrı'ya kazandırdığı eserler:
Türkiye'nin kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla birçok atılımda bulunan İbrahim Çeçen, 1984 yılından itibaren eğitimi desteklemeyi misyon edinmiş ve düzenli olarak karşılıksız burs vermeye başlamıştır. 
2004 yılında eğitim hizmetlerini kurumsallaştırmak, örnek teşkil etmek ve insanları teşvik etmek amacıyla İbrahim Çeçen Vakfı'nı kurmuş ve bugüne kadar 3000'den fazla Ağrılı gence karşılıksız burs vermiştir. Eğitime verdiği desteği bursların yanı sıra okullar yaptırarak güçlendirmiştir. Ağrı'da iki ilkokul, Erzincan ve Ankara Lalahan'da birer ilkokul yaptırmış olup, çeşitli okullara, sağlık kuruluşlarına ve spor kulüplerine destek vermeye devam etmektedir.
İbrahim Çeçen'in ülkemizde eğitime sağladığı katkının en belirgin göstergesi, Ağrı ilinde yaptırdığı üniversitedir. 2007 yılında kurulan ve tamamı devlete bağış olan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, ilk dört yılda 10.000 öğrenci, ikinci dört yılda 10.000 öğrenci ile toplam 20.000 öğrenciye eğitim imkanı sunmayı hedeflemektedir. 2010 yılı itibariyle üniversite 4 fakülte, 4 yüksekokul, 3 meslek yüksek okulu, 2 enstitü ile toplam 4100 öğrenci ile eğitim-öğretim faaliyetine devam etmektedir. İbrahim Çeçen Üniversitesi, eğitim-öğretim, bilime katkı amaçlarının yanında, bulunduğu yörenin sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan kalkınmasına katkı sağlamayı da amaçlamaktadır.
BOLULU İZZET BAYSAL 
Bolu'da dünyaya gelen ismi bu ille özdeşleşen İzzet Baysal, İlk ve orta öğrenimini Bolu'da, yükseköğrenimini İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde Mimar olarak tamamladı. İş hayatına devlet memuru olarak başlayan Baysal, 1949 yılında Temper Döküm Fabrikası'nı kurarak sanayiciliğe başladı. 
"En büyük eserimdir" dediği İzzet Baysal Vakfı'nı, vergisi ödenmiş kazançlarından tahsis ederek 1987 yılında kurdu. İzzet Baysal'ın yaptırdığı hayırlar, köy sağlık evlerinden tam teşekküllü hastanelere, camilerden huzurevlerine, kreşlerden üniversiteye kadar uzanır.
İzzet Baysal 'ın çok sevdiği Bolu'ya kazandırdığı eserler: 
İlk ve Orta Öğretim Tesisleri : 47 tesis
Sağlık ve Sosyal Hizmet Tesisleri: 54 tesis           
Üniversite Bina ve Donanımları: 29 tesis         
Yirmi beş yılda yaptırılan yatırım toplamı : 30 tesis         
Harcamaların Toplam Değerleri  : 323.943.822 TL
Bolulular, İzzet Baysal'a "Bolu'nun Babası" unvanını vermiştir. Şehrin en işlek caddesine "İzzet Baysal Caddesi" ayrıca Bolu ve Gerede'de birer mahalleye "İzzet Baysal Mahallesi" ismi verilmiştir. Kentin en merkezi yerine ve Üniversite kampüsüne sağlığında heykeli dikilmiştir. Gelir Vergisinde altın madalya ile ödüllendirilmiş, İstanbul'da Kurumlar Vergisi verenlerin ön sıralarında yer almıştır. 1986 yılının sonunda İzzet Baysal Vakfını kurmuş ve tüm varlığını vakfına vasiyet etmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları