İkram Kali

Van Milletvekili yanlış yaptı

İkram Kali

Bilindiği gibi 17 Şubat günü  Ankara'da  28 kişinin hayatına mal olan bombalı bir saldırı yapıldı. Saldırıyı 2011 yılından bu yana TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) saflarında olduğu ifade edilen 1989 Van doğumlu  "Zınar Raperin" kod isimli Abdulbaki Sönmez'in gerçekleştirdiği belirtildi.

Sömer için İpekyolu ilçemize bağlı Şehit Fırat Mahallesi'nde MEYA-DER ( Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Aileler Yardımlaşma Derneği) tarafından  taziye çadırı kuruldu. Çadırı HDP Van Milletvekili Tuba Hezer de ziyaret etti. Ziyarette konuşan DBP Van Eşbaşkanı Caziye Duman, Cizre ve Sur'daki yaşananlara dikkat çekerek, "Zinar Raperin'in eylemi bu katliam politikalarına cevap olmuştur" diye konuştu.

Taziye ziyareti nedeniyle Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında 'Terör örgütünün propagandasını yapmak' suçundan soruşturma başlatılan HDP Van Milletvekili Tuba Hezer'e çeşitli kesimlerden  ve partisi HDP'den de tepki geldi. 

CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın Tarafsız Bölge programına katılan HDP Milletvekili Altan Tan ziyareti yanlış bulduğunu belirterek,"Bana göre de bu tip olaylar karşısında net bir tavır sergilemek gerekir. Bu tip eylemler terör eylemleridir. Bunların kınanması lazım. Bu tip eylemleri kutsayan, doğru bulan buna prim veren kutsayan doğrudan ya da dolaysız eylemler de yanlıştır. Daha ne diyeyim. Taziye çadırına gitmek de yanlıştır" ifadelerini kullandı.

HDP'li Altan Tan,  kanlı eylemi terör saldırısı, saldırıyı yapan canlı bombayı terörist olarak tanımlayarak net duruş sergiledi.. Söz konusu saldırı dünyanın neresinde yapılırsa yapılsın adı Tan'ın belirttiği gibi  terör saldırısıdır.

 Ankara'daki terör saldırısına karşı  TBMM'de grubu bulunan  partilerce hazırlanan kınama bildirisine çeşitli gerekçeler ileri sürerek imzalamayan, HDP'nin bir  milletvekilinin saldırıda ölen teröristin taziyesine katılması vicdanları yaralamakla beraber HDP'ye   zarar vermiştir.

 Milletvekili  terör saldırısının faili olduğu iddia edilen birinin taziyesinde bulunamaz.  Vekil olmanın sorumluluğu var.   Ha 'ben bulunurum' derse o zaman  aldığı vekalete halel getirerek güven kaybeder. Saldırganın kutsanması, kahraman ilan edilmesi yeni ölümlere davetiye çıkarmaktır. Tehlikelidir, yanlıştır. 

Seçmen kan dursun, barış olsun, gençler ölmesin, analar ağlamasın ülkemizde huzur sağlansın diye  vekillere oy vermiştir.  Milletvekili silahı, ölümü yücelten anlayışı sergileyen  ortamda  bulunması düşündürücüdür.

İyi olmamıştır.

Tuğba Hezer'in taziye ziyareti demokratik siyasete, insan hakları anlayışına, barış kardeşlik çabalarına ve umutlarına ciddi zarar vermiştir.  Bundan sonra dile getirilecek "Barış" söylemleri peşinen anlamını ve gücünü yitirmiştir. Zira ölüm ve barış bir arada olamaz.  HDP Türkiye partisi olmadığı gibi  kendisine yüklenen siyasi sorumluluğun gereğini yerine getirememiştir.

Tuğba Hezer, hangi düşünceyle o taziye çadırına giderse gitsin, yanlış yapmıştır.

 

Yeni göç dalgası

Göç, mülteci sığınmacı gündemiyle yatıp kalkıyoruz.

Avrupa ülkelerinin, Türkiye'nin ve Van'ın gündeminin ilk sırasını göçler işgal etmiş durumda.  Tarihin her döneminde savaş felaketi ve faşist zulümler ve baskılar nedeniyle ülkelerinden kaçmak zorunda kalan mazlumların, mağdurların sığınağı Türkiye olmuştur.

Türkiye yurdundan yuvasından edilen Suriyeli mülteciler/sığınmacılara  insani çözüm bulunması için Birleşmiş Milletlere, Avrupa ülkelerine, ABD'ye çağrıda bulunuyor. Ama ses yok.

Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin iltica politikasına açıkça cephe aldığı,  bütün umudunu Türkiye'ye bağlayan, Avrupa ülkesi olan Türkiye'nin AB'ye olan sınırlarını mültecilere kapatmasını isteyen Almanya Başbakanı Angela Merkel,  sığınma hakkının bir üst sınırının olmadığını belirterek Türkiye'nin "Güvenli  Bölgeler" önerisini destekliyor.

90 bin nüfusuyla Türkiye'nin en küçük illerinden biri olan, Van'ın Edremit, İpekyolu, Tuşba, Erciş ilçelerinde daha az bir nüfusu bulunan  Kilis,  topraklarında kapasitesinin üstünde rekor sayılacak sayıda Suriyeli mülteciyi  barındırıyor.  Çalışkan, üretken Kilis  90 bin nüfusuna karşılık 127 bin Suriyeli mülteciye sahip çıkarak onlarla ekmeğini paylaşarak Dünyaya ve özellikle de Avrupa'ya tek başına insanlık dersi veriyor.

Van  yeni bir göç dalgası altında.

Kiralık ev bulmak  pek kolay değil. Buldukları evlere taşınan  taşınana. Anlayacağınız göç telaşı var. 

Bölgede devam eden çatışmalar, tedirginlikler korkular artarak sürüyor. Van'ın yanı başında yer alan  Hakkâri ve ilçesi Yüksekova'dan Van'a ardı ardına yüklü kamyonlar geliyor.  Fırsatını bulan imkanı olan evini yükleyerek  kaçıyor.

Yazmaya dilimiz varmıyor.

Yüksekova'nın yeni bir Sur, Cizre, İdil olacağı yönünde kulaktan kulağa yayılan endişelendiren söylentiler var. Yerel kaynakların ifadesine göre hendeklerin kazıldığı olası çatışmalara ramak kaldığı ileri sürülüyor.

Umarız  söylentiler gerçek dışı olur.

Yüksekova'da evini barkını toplayan yüzlerce aile Van'a göç ediyor.  Yüksekova'da görev yapanlar ve işi olanlar orada aileleriyse başka yerde.  Göç yetmez gibi birde bölünen aileler sorunu yaşanıyor. İnsanın  yüreğine ölüm korkusu, yaşam endişesi bir kez hakim olmasın. Kaygı taşıyan insanlar haklı olarak ailesini, çoluk çocuğunu daha güvenli bir yere taşıma telaşına düşüyor haliyle.

Bir yığın sorunu olan Van, yeni göç dalgası ile karşı karşıyadır.

Göç tamam.

Ama ortada ne göçlere hazırlık planı, ne de  sosyal önlem var. Gelen gelir, giden gider. Saldım çayıra mevlam kayıra düzenindeyiz. Almanya gibi ekonomisi güçlü Avrupa ülkesi  göçler karşısında, "Oldukça düzensiz olan göç politikamızı planlanabilir bir hale getirmemiz şart" diyebiliyorsa sosyal düzeni alt üst olan Van ne yapsın.

 

Suriye devleti yıkılmanın eşiğindeymiş

Ne önemli bir açıklama ama.

Birleşmiş Milletler Soruşturma Komisyonu Suriye raporunu açıkladı. BM raporunda Suriye için "kırılgan Suriye devleti yıkılmanın eşiğinde" ifadesi kullanmış.

Allah aşkına Ortada Suriye diye bir devlet var mı?  Varsa ülkelerinden kaçan şu mazlum Suriye halkının perişan hali nedir? Rusya, ABD, İran'ın  işgal ederek askeri tatbikat alanına dönüştürdüğü,, El Nusra, , Ahrar eş Şam, Özgür Suriye Ordusu, YPG ve  IŞİD'in  çatıştığı  oluk oluk kan akan yerde devletin varlığından söz nasıl söz edilebiliniyor.

Rapor yayınlamakla meşgul olan büyüklerin değirmenine su taşıyan BM'nin raporu  malumun ilanından başka bir şey değil.

Yazarın Diğer Yazıları