İkram Kali

Van Balığı'na sahip çıkın

İkram Kali

Van Balığı av yasağı dönemi dün başladı. Vanlılar 15 Nisan'dan itibaren başlayan ve 15 Temmuz tarihinde son bulacak olan yasak dönemi içinde tandırda, tavada,  fırında Van Balığı yiyemeyecekler. Van Balığı yasak dönemi ile birlikte Van Balığı isim tartışması da yeniden alevlendi.  Facebookta   “Van Balığı “İnci Kefali” olmayacak...! ”  ismiyle açılan sayfada  Vanlılar, ve konunun uzmanı akademisyenler Van Balığı ile ilgili   düşüncelerini dile  getiriyorlar.    Van Balığı isim tartışması Van ile Erciş arasında yoğunlaşmış durumda.

Önce bir anı.

Valilik Basın Danışmanı iken 1993 yılında Türkiye’nin en başarılı fotoğrafçılarından Mehmet Avcıdırlar ile birlikte Van’ı adım adım gezerek fotoğraflıyorduk. Ustanın elinde 3-4 çeşit makine, bende Yashica makine vardı. Yayla, tarihi yerler, 40 değirmenler derken öğlen saati olmuş acıkmıştık.  Gürpınar Çavuştepe köyünde karşılaştığımız dede baba dostumuz rahmetli Abdullah Kulaz amca bizi evine yemeğe davet ederek kısmetinizde ayranaşı ve tandırda Van Balığı var dedi.  Önce Abdullah Amca’nın eşinin tandırda Van Balığı pişirme anını fotoğraflayıp sonrada balıkları afiyetle yemiştik.  Tandırda Van Balığı fotoğrafını da Yazı İşleri Müdürlüğü yanında her sayfasıyla,  fotoğrafıyla ilgilendiğim Dünyada Van Dergisi’nin 2. sayısına kapak yapmış,  iç sayfada ise Van Balığı Yemeklerini tanıtmıştım.   Yıllar sonra benim çektiğim Tandırda Van Balığı fotoğrafının altında  “ Erciş’te tandırda balık”  yazılarak nette paylaşıldığını gördüm. Üzüldüm ve utandım.

Çalmanın, değiştirmenin, sahiplenmenin, saygısızlığın günümüzde ahlaki bir sınırı yoktur. Herkes bir şeyler için bunu  yapıyor.

Gelelim Van Balığı ismine.

Biz Vanlılar kendimizi bildik bileli Van Gölü’nde yaşayan balığa Van Balığı deriz. Van Balığı manilerde, deyimlerde,  şiirlerde yer almıştır.  Van’da Van Balığı ile ilgili bir tartışma yoktu.  Ta ki  “İnci Kefali” uydurma ismi ortaya atılıncaya kadar. Van gerçek anlamda sahipsiz, korumasız olduğu için birileri kalkar halk oyunları kıyafetini,  diğerleri Van Balığı ismini, Facebook’ta Van’ın ismini rahatlıkla değiştirir. Değiştirme,  yozlaştırma cesaretini hiçbir ilde, hiçbir beldede göstermesiniz. Mesela Diyarbakır’da Diyarbakır karpuzuna uydurma bir isim vermezsiniz, aynı şekilde halk oyunları kıyafetini siz istediniz diye değiştiremezsiniz. Kültürüne şehrine sahip çıkan Diyarbakırlı önünüze dikilir. Ama Van’da istediğiniz biçimde değiştirirsiniz.  Çünkü Van sahipsizdir. Van’da meslek odaları, STK’lar ya korkudan ya da bilinçsizlikten yapılan yanlışlığa ses çıkarmaz hatta  ileri  giderek yanlışa destek olurlar.

Van Balığı isimi değiştirilemez.

Bu görüşümü 24-26 Kasım 2010 tarihilerinde Van’da düzenlenen 2. Uluslar arası Doğu Anadolu Bölgesi Geleneksel Mutfak Kültürü ve Van Yemekleri Sempozyumu’nda bildiri sunarken dile getirdim.  Sempozyuma iki bildiri ile katılmıştım.  Van yemeklerinden Soslu Van Balığı ve Sacda Kavurma. Sempozyumda Van Balığının isminin neden değiştirilemeyeceğini anlatarak özetle şunları söyledim: “   Van Balığı sazan ailesine aittir. Endemik olan Van Balığı Van’ Gölü’nde yaşar.  Van ismini balıktan, kediden,  gölden kaldırdığınızda Van ile olan bütün bağları kopararak sıradanlaşır, Van ile ilgisi kalmaz.  Çünkü Van kedisi, Van Kalesi, Van Gölü, Van Kilimi, Van peyniri Van ile değerlidir, orijinaldir. Kangal Köpeği, Bursa Şeftalisi,  Anamur Muzu, Çorum Leblebisi, Ankara Keçisi de böyledir.  Bunlar yöresel marka değerlerdir.  Dayatılan ““İnci Kefali”  ismi akademik uydurmadır. Birileri istedi veya beğenmedi diye bir kentin kültür değerinin isimi değiştirilemez.  Van’da sokakta “İnci Kefali”  bağıran balıkçı duydunuz mu? Ya da tandırda  “ İnci Kefali”  duydunuz mu? Van Balığının başka isme ihtiyacı yoktur. “

Van Balığı isminin değiştirmesine tepki gösteren duyarlı Vanlılar ve akademisyenler Facebook’ta Van Balığı “İnci Kefali” olmayacak...! ”  grubunda düşüncelerini paylaşıyorlar.

Van Balığı ismini doğru bulan akademisyenler ise şöyle diyorlar:

“Son yıllarda “Van Balığı” ya da yanlış kullanımıyla ““İnci Kefali” gerek ülkemizde gerekse dünyada çok daha sık gündeme gelmektedir. Bu durum elbette tüm Vanlıları mutlu etmektedir. Bu balığın yöresel bir değer olarak ünlenmesi elbette ki her Vanlıyı gururlandırmaktadır. Ancak bu balığın popüler bir duruma gelmesi beraberinde bir yanlışı da popüler bir hale getirmektedir.

 “İnci Kefali”  ifadesi de son yıllarda git gide popülerleşmekte, “Van Balığı” ifadesinin önüne geçmektedir. Peki,  neden ““İnci Kefali” ifadesi yanlıştır?

“İnci Kefali” (Chalcalburnus tarichi), sazangiller (Cyprinidae) familyasından Van Gölü’nün tuzlu ve yüksek derecede sodalı (tuzluluk 0.19, pH 9.8)sularında yaşayabilen endemik bir balık türü. Adı kefal olmasına rağmen, aslında o sazangillerin bir üyesidir. (Mustafa Sarı-Ekolojik Yaşam Portalı-Vikipedia.org-Mayıs 2010) 

Van Balığı'nın Taksonomisi; (Bilimsel adı “İnci Kefali” dir diyenlere)  Species : Chalcalburnus tarichi (Pallas 1811)  

 ““İnci Kefali” ifadesinin yanlışlığı biline biline neden ısrarla kullanılmaktadır? İşte asıl soru ve sorun burada başlamaktadır. Van Balığı ifadesinden rahatsız olan Ercişli hemşerilerimizin tepkileri özellikle tarafsız insanların ““İnci Kefali” ifadesini kullanmaya itmektedir. Ancak bu kimliksiz ifade bazı çevreleri bir tuhaflığa götürmektedir. Bir afişte şu yazılmıştır; “Erciş “İnci Kefali”… Bu mantıkla “Ahlat “İnci Kefali”, Adilcevaz “İnci Kefali” , “Tatvan “İnci Kefali”, Gevaş “İnci Kefali”, Edremit “İnci Kefali” gibi yeni ifadeler de literatüre eklenmeliydi. Hatta Ünseli, Çiçekli gibi beldelerin bile bu zincire eklenmesi yanlış olmayacaktır. Bazı Ercişli arkadaşlarımız ya da dostlarımızla bu konuyu tartıştığımızda aslında Van Gölünün eski adının Erciş Gölü olduğunu bu nedenle zaten “Van Balığı” ifadesinin de doğru olmağı yönünde iddialarını duydum. Sadece Bizans hakimiyeti döneminde Arsisa diye isimlendirilmiş olsa da öncesi ve sonrasında Erciş gölü ifadesi olmamıştır. Böyle bir ifadenin sadece Ercişli Emrah şiirlerinde olması, şairin Erciş kıyılarını anlatmak istediği ifadeleri bir isimlendirme varmış gibi sunmalarını hiç doğru bulmadığımı kendilerine her ortamda ilettim, bu yazı ile de bir kez daha söylüyorum; tarihte “Erciş Gölü” diye bir isimlendirme yoktur. Bu ifade; 

Kalkın turnam kalkın Van’dan sökülün,

Erciş’in gölüne konun turnalar… 

Satırlarında geçmekte olup, Erciş kıyılarını kastetmekte olduğu açıktır. Bilindiği gibi Erciş ile Van arasında birçok ilde olduğu gibi tatlı bir çekişme olduğu herkesin malumudur. Ama bu ““İnci Kefali“tartışmalarının artık zarar verici boyuta geldiği, gerek Erciş’e gerek Van’a olumsuz sonuçlar yarattığı ortadadır. Nedir bu olumsuz sonuçlar;

Bilindiği gibi günümüzde yöresel marka savaşları yaşanmaktadır. Söz gelimi baklavanın Türklere mi Yunanlılara mı ait olduğu mahkemelere taşınmaktadır. Rakı, yaprak sarma, bazı müzikler vb. Ülkemizde de bazı iller arasında bu vardır; Büryan kebabın Bitlis’e mi Siirt’e mi ait olduğu mahkemelere taşınmıştır. Bu örnekler çoğaltılabilir. buradaki temel özellik yöresel değerlerin markalaştırılıp gerek ticari gerekse turistik getirilerinin arttırılması çabalarıdır. Bunun yanında; Çorum Leblebisi, Akcaabat Köftesi, Trabzon Ekmeği, İnegöl Köfte, Bursa İskender, Karacasu Pide, Mersin Tantuni, Adana Kebab, Urfa Lahmacun-Çiğ Köfte, Antep Lahmacun-Baklava, Diyarbakır Kadayıf-Ciğer, Malatya Kayısı, Erzurum Cağ Kebabı, Hatay Sini-Kağıt Kebabı, Erzincan Tulum, Kars Kaşar, Bitlis Büryan, Konya Peynir Şekeri gibi yöresel markalar ilk akla gelenlerdendir.

Bu çerçeveden bakıldığında ““İnci Kefali” gibi kimliksiz, ruhsuz, bilimsel olmayan, kültürel mesaj taşımayan bir ifadenin kime ne karı olacaktır. Van Balığının yumurta bıraktığı akarsuların Erciş sınırları içinde olması bu balıkların Van Balığı isimlendirmesine engel değildir. Ayrıca Van Balığı; Erciş balık bendi dışında yaklaşık 12 akarsu yatağına yumurta bırakmaktadır. Erciş balık bendinin farkı; sadce bunların en büyüğü olmasıdır.

Diğer yandan tartışma Van Balığı'nın Morfolojik, Anatomik, Fizyolojik, Biyolojik ya da Üreme Biyolojisi tartışması değildir. Tartışma; Gıda Mühendisliğini İlgilendiren "Yöresel Gıdalar-Yiyecekler" tartışması olup muhatap gıda mühendisleridir. Mücadele; Yöresel Marka Mücadelesidir. Sonuç Olarak "“İnci Kefali”  adlı bir balık yoktur, olmamıştır, bilimsel değildir, kültürel özelliği yoktur... Kastedilen balığın asıl adı "Van Balığı”dır. Sazangillerden Bir tür olup dünyada sadece Van Gölü’nde yaşadığı için de adı Van Balığıdır. birileri Van adından rahatsız oluyor diye kimse bu temelsiz, tutarsız kültürel ihanetin ortağı olmamalıdır...! 

Bu gerçekler ilgili taraflar arasında bir karara bağlanmalıdır. İlimizin tüm kurumları bu konuda etkin bir tavır sergilemelidir. “İnci Kefali” ifadesi gerek güncel kullanımdan, gerekse literatürden zaman içinde ayıklanmalıdır. Özellikle Van Valiliği ve ilgili kaymakamlıklar bu konuda bir tavır geliştirmeli, akademisyenleri halk ile karşı karşıya bırakmamalıdırlar. Van Kedisi, Van Kalesi, Van Peyniri, Van Gölü ifadeleri gibi Van Balığı ifadesi için toplum bilgilendirilmeli, alt yapısı, dayanağı olmayan düşünceler dikkate alınmamalıdır...

Van Balığı’na sahip çıkmak Van’a, kültürümüze, değerlerimize sahip çıkmaktır. Cesurca duyarlılık gösterin, net tavır sergileyin.

 

Yazarın Diğer Yazıları