İkram Kali

Valilik tayinlerle 5 şiddetinde sarsıldı

İkram Kali

Vali Aydın Nezih Doğan'ın kendilerine hakaret ettiğini ileri süren 5 Vali Yardımcısı İçişleri Bakanlığı’na dilekçe vererek yer değiştirme talebinde bulundu.  Vali Doğan’da  olayın soruşturulması için İçişleri Bakanlığı'ndan Mülkiye Müfettişi talep etti. Bunun üzerine bir süre önce görevlendirilen   2 müfettiş Van’a gelerek  soruşturma yaptı. Müfettiş raporları sonrası İçişleri Bakanlığı Vali Yardımcılarının tayin taleplerini uygun görerek Vali Yardımcılarını uygun yerlere tayin etti. Soruşturma beklenenden hızlı sonuç verdi.   Bakanlık tayinlerle Vali Yardımcılarını şikâyetlerinde haklı görmüştür.  Hakaret iddialarının mahkemeye taşınacak olması ise düşündürücü, üzüntü vericidir.

Öte taraftan genelde mülkü idare amirleri ve çalışmalarıyla ilgili olarak Van dışından haber yapan Rota ve Amirler isimli iki internet sitesi var. Bu sitelerin Van üzerinden Vali Doğan ile ilgili yaptıkları haberlere, kullandıkları dil ve üsluba baktığımızda sanki Vali Doğan’a yönelik çok tarafı olan, hatta geçmişten kaynaklanan bir kampanya yürütüyorlar. Meselenin bir ucu galiba başka yerlere uzanıyor.

Lakin Van Valiliği bir kez daha hasar görmüştür.  

Çünkü onanan tayin ile işin rengi, şekli değişmiştir. Türkiye’de mülki idare tarihinde ilk defa 5 Vali Yardımcı idarede yaşanan uyumsuzluk, çatışma nedeniyle toplu olarak farklı illere tayin ediliyor. Gelinen noktada İçişleri Bakanlığı konunun nihai selameti açısından Vali Doğan ile ilgili tasarruf kullanabilir. Van’a yeni atanacak 5 Vali Yardımcısının işi bu tabloda çok daha zor. Allah yardımcıları olsun. Ne olursa olsun, yaşananlardan en büyük zararı Van görmüştür. Sonuç olarak Van Valiliği yıpranmıştır.    

İran kazandı, Van sevindi

 Yılda 130 milyar dolar doğalgaz ihraç imkanı olan İran ile BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya arasında, İran'ın nükleer program pazarlığında anlaşma sağlandı. Anlaşma Mısır-Suriye-Irak üçgeninde politik baskı yaşayan Türkiye’nin elini de güçlendirecek.  Anlaşma ile ABD tarafından İran’a yönelik ambargoların büyük bir kısmı kaldırılacak. Dünya ekonomisi anlaşmadan pozitif etkilendi.

 Peki, ambargo kalkınca ne olacak?

Silah yerine insana ve ülkeye yatırım yapılacak.

Ortadoğu’da yeni gelişmeler olacak.

Kürt meselesi de bu anlaşmadan etkilenecek.

İran yıllar sonra 100 milyar dolar gelire kavuşacak.

Kişi başına düşen milli gelir artacak.

Durağan ekonomi canlanacak, yatırmalar hız kazanacak.
Yaşam kalitesi, tüketim alışkanlıkları değişecek.

Kapalı İran toplumu açılacak.

İran’da turizm hareketlenecek.

İran geçmişin kayıplarını gidererek gelişecek, güçlenecek.

 İsrail, Suudi Arabistan üzülse de, istemese de İran nükleer anlaşmayla savaş stresinden, baskısından çıkarak rahatlayacak. 6 ay içinde anlaşmaya uyarsa İran uzun yıllar sonra dünya ligine geri dönecek. Uluslar arası ilişkide kazan kazan diplomasisi uygulayan İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani bu anlaşmayla seçimlerde kendisini destekleyen reform yanlılarını yanıltmadı. İran kazandı. Van özeline gelirsek.  İran kazanınca yakın kapı komşusu Van sevindi.  Van-İran arasında ticaret ve turizmi yeni bir boyut kazanacak. Van’ı Sınır Ticareti ötesinde çok hareketli günler bekliyor.  Tabi her şey yolunda giderse. 

1980 öncesi ne olmuştu?

Önce TBMM Başkanı Cemil Çiçek Anayasa Uzlaşma Komisyonu'ndaki tıkanıklık sebebiyle parti genel başkanları ve AK Parti, CHP, MHP ve BDP'nin Meclis'teki gruplarına mektup yazdı. Çiçek, mektupta komisyonda tam bir anayasa yapılamayacağı belirtildi.  Ardından hafta içinde Karatay Üniversitesi'nin Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlediği 'Anayasa ve Demokrasi' konulu konferansta konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yeni anayasa yapımı konusunda siyasi partilere ağır eleştirilerde bulundu. Kılıç, “ Kenan Evren ve 5 arkadaşı. Cunta, darbe yaptı ve arkasından bu anayasayı hazırlayıp halka onaylattı. Bugün ne oluyor Allah aşkına? Bugün parlamentoyu oluşturan siyasi partilerimiz anayasa yapmak için harekete geçtiler. Ne yaptılar? Peki, nasıl geldi bu arkadaşlar? Yine işte siyasi parti başkanlarının iradeleriyle oluşmuş milletvekillerinin oluşturduğu bir meclis var ortada. Yani Kenan Evren'in yazdıklarıyla bunların söylediklerinin ne farkı var. Allah aşkına? O zaman şu çıkıyor ortaya, demek ki bir meclisin sağlıklı oluşabilmesi için çok ciddi bir siyasi partiler kanunu ve bir siyasi seçim kanununun hazırlanması lazım. Bunlar hazırlanacak ve bunların sonunda oluşturulacak bir meclisten siz gerçek bir demokrat anayasayı üretebilirsiniz. Aksi halde mümkün mü?”dedi. Birçok insan Kılıç’ın beklenmedik sert çıkışını farklı şekilde yorumladı.

1980 darbesi öncesi TBMM’de ne olmuştu? Hatırlayalım.

Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün görev süresi dolduğu sırada Türkiye Büyük Millet Meclisi, yani sivil irade 22 Mart 1980'de ilk turunu yaptığı Cumhurbaşkanlığı seçimini, 114 tur oylama yaptığı halde darbe gününe kadar sonuçlandıramayarak, halkta demokratik yollarla ülkenin düzlüğe çıkamayacağı inancına yol açmadı mı? Bugün ülkemizin acil ihtiyacı olan sivil demokratik yeni bir anayasayı uzlaşarak hazırlayamayan, anayasa mahkemesi başkanından fırça yiyen bu meclisin 1980 öncesi cumhurbaşkanı seçmeyi beceremeyen o günkü parlamentodan ne farkı kaldı?

 

Yazarın Diğer Yazıları