İkram Kali

Unutmadık

İkram Kali

Bugün 2011 yılında yaşadığımız hayatımızı kökünden sarsan,  yüreğimizde, hafızalarımızda derin izler bırakan depremin üçüncü yılı. Depremi yaşamak ne denli acı ve zor ise anlatmakta o denli ağır ve zor. Kelimeler o çetin günleri aktarmakta yetersiz kalıyor. Allah bir daha o günleri yaşatmasın.

Deprem denilen doğal afet sadece yer küreyi, evleri, iş yerlerini sarsarak hasar meydana getirmiyor. Deprem aynı zamanda insanın ruhunu sarsarak psikolojisini yerle bir ediyor. Kişinin kıyameti gibi adeta. Çaresizsin, yalnızsın. Geçen üç yıl içinde unutamadıklarımız kadar unuttuklarımızda var.

Unutamadık…

O koca binanın ve ruhumun sarsılışını.  “ Deprem oluyor ne duruyorsunuz, yavrularım ”  diye gözyaşı dökerek bağıran o anneyi.  Birbirine sarılan, bir birini teselli etmeye çalışan çaresiz insanları.  Başkasının yardımına koşan yürekli insanları. Yakınlarına ulaşmaya çalışanların çabalarını.   Van’a koşan, Van için göz yaşı döken insanları.  Dil, din, ırk gözetmeden yurt dışından  yardıma koşanları 77 milyon Türkiye’yi.  Gönüllü  insanları, kurumları kuruluşları. Evinin kapısını dostuna, komşusuna, tanıdığına açanları.   Depremde Çarşı Grubu’nun “ Van üşüyor”  feryadını, Japon kardeşimizi.  Yurdun dört bir yanında Vanlılara kucak açan ekmeklerini bizimle paylaşan yürekli  insanları.

Van depreminde enkaz altından 47 saat sonra kurtarılan Azra bebeği,Van depreminin simgesi haline gelen 13 yaşındaki Yunus Geray'ı

 Yollardaki telaşı. Vanlıların gözyaşları içinde memleketlerini terk ederek başka illere göç edişini.  İkinci muhaceratı unutmadık. Van için “ Ağlama Van”  diyerek acımıza ortak olan sanatçı Melis Bilen’i, Sezan Aksu’yu, TRT Müzik kanalını, Viyanalı sanatçıları, ''Türküler Van İçin'' konserini, Şişli Belediyesinin ''Van İçin Pop'' konserini unutmadık.

 Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor’u ve diğer kulüpleri,  Van’a okullar yapan hayırsever iş adamlarımızı. Bütün yerel yönetimleri, AK Parti, CHP, MHP, BDP ve diğer siyasilerin Van’a koşuşunu Unutmadık.   

Van’da 644 insanın canına mal olan depreme dayanıksız çürük binalar yapan paragözleri, imar ve fen işlerinde sorumluluğunun gereğini yerine getirmeyen belediyeleri, kamu görevlilerini ve gerekli denetimleri yapmayanları unutmadık.

Can pazarı yaşandığı deprem günlerinde;  yağmaya yönelenleri, hırsızlık yapanları, köşe dönme derdine düşenleri,  siyaset yapanları,  insanların onuruyla oynayanları,  kalp kıranları, gözü ve gönlü daralanları,  evinin kapısını kapatanları,   yüksek fiata evlerini kiraya verenleri aç gözlüleri, fırsatçıları, yalancıları, kibirlileri unutmadık.

Van’ı terk eden 40 yıllık güzel komşularımızı, dostlarımızı, anılarımız yüklü evlerimizi, bahçelerimizi unutmadık.  10 ayda 17 bin konut yapan güçlü devleti, AFAD’ı, Kızılay’ı, UMKE’yi ve diğer kuruluşları unutmadık. Bütün gönüllüleri unutmadık.

17 bin konut yapan anlayışın depremde dereyi, geçip depremden sonra suda boğulanları, on binlerce insanın yaşadığı konutlarda insanların sağlığını, mutluluğunu düşünerek tek bir sağlık ocağı, spor alanı,  sosyal tesis düşünmeyen sığ anlayışı unutmadık. Acı üstüne acı ekleyenleri unutmadık.

Unuttuk…

Depremden ders almayı, planlı şehirleşmeyi,  yeşili korumayı, betonlaşmamayı, sorumluluk üstelenmeyi unuttuk. Bu kentin yarasına merhem olmayı,  ekonomisinin ayağa kaldırılması için insanlara destek olmayı, giden canları, komşuluk bağlarının koptuğunu, düzenimizin bozulduğunu, yaşanan ihmalleri, verilen sözleri, siyasilerin koca sözlerini, yapılması gerekenleri,  yaşamın saniyelere bağlı olduğunu,   insanlığın her şeyden daha değerli olduğunu, psikolojisi,  soysal ve kültürel yapısı sarsılan kadim kenti ve insanlarını unuttuk.  Van depreminin üçüncü yılında kentsel dönüşümü, ekonomiyi, çöken inşaat sektörünü, imar planını, Van’dan göç edenleri unutanları unuttuk.

 Van’ın deprem geçirmiş ayağa kalkmaya çalışan yaralı bir kent olduğunu unuttuk. 

Yazarın Diğer Yazıları