İkram Kali

Toplumsal Eğitim Seferberliği başlatılmalı

İkram Kali

Gazetemizi siyasiler, idareciler, meslek odası başkanları, yazarlar, esnaflar ve vatandaşlar sıklıkla ziyaret ediyorlar. Yetkili ve ilgili misafirlerimizin ziyaretlerinde sohbetin yanı sıra kentimizin ve vatandaşlarımızın yaşadığı sorunları, çözüm yollarını, beklentileri de konuşuyoruz. Toplumdan gelen önerileri, eleştirileri biz misafirlerimize iletirken misafirlerimiz de gazetemiz aracılığıyla vermek istedikleri mesajı, düzeltilmesi gereken yanlış bir bilgiyi veya yeni bir gelişmeyi siz değerli okurlarımıza iletme imkânı buluyor.

Önceki gün Sağlık Bakanlığı Üniversitesi (SBÜ) Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik beraberindekilerle gazetemizi ziyaret etti. Başhekim Çelik ile hastanede yaşanan sorunlar, hekim ihtiyacı ve çözüm yolları üzerine konuştuk. Gündeme gelen konuları manşet haberimizi okumuşsunuzdur.

Başhekim Doç. Dr. Sebahattin Çelik, sorunlara değinirken bazı hasta ve hasta yakınlarının tedavi görerek sağlıklarına kavuştukları hastaneye gerekli özeni göstermediklerini, sahiplenmek yerine kin, nefret duygularıyla hastaneye zarar verdiklerini, hekim ve yardımcı personelle iletişimlerinde agresif ve ön yargılı davranışlar sergilediklerini üzülerek anlattı.

Kamu malına zarar verme, toplum kurallarına özen gösterilmemesi hastalığının hastanelerle sınırlı olmadığına dikkat çekerek bu durumun bazı kamu kurumlarında, okullarda, yurtlarda, parklarda, toplu taşıma araçlarında, elektrik trafoları ve telefon kutularında ve diğer kamusal alanlarda da yaşandığını belirterek yakıp yıkanların, kırıp dökenlerin, kural tanımazların, toplum kurallarını çiğneyenlerin yaptıklarını marifet saydıklarını belirttim.

Başhekim Çelik hasta ve hasta yakınlarını bilgilendirmek üzere bilgilendirici ve yönlendirici çalışma başlatacaklarını söyledi.  Kendisine yoğun göç alarak kent kimliğini kaybeden Van'ın yaşadığı toplumsal sorunların eğitim eksikliğinden kaynaklandığını vurgulayarak anlattım.

1990'lı yıllardan itibaren çevre illerden ve kırsaldan Van'a düzensiz yoğun göç akını oldu. Göç dalgası bugünde devam ediyor.  Hormonlu büyüyen Van; kalabalık, düzensiz, kuralsız, kültürsüz, kimliksiz köy-kent oldu. Van ne kente ne de köye benziyor. Bu görüntüleri hastanede, sahilde, yolda, trafikte, alışverişte görmek mümkündür. 

Göç sürecinde kentte gelerek hayata tutunmaya çalışan insanlarımızın kentlilik kimliği ve bilincine kavuşabilmeleri için hiçbir kurum, kuruluş sosyal eğitim çalışması yapmadı. Diğer bir ifadeyle insana yatırımı düşünmedi. Göçle gelen vatandaşlarımızın büyük bir kısmı ya AB projelerinde veya siyasette araç olarak kullanıldı.

Geçen geçti giden gitti diyemeyiz.

Çünkü yapılabilecek şeyler var.

Van'da yaşayan tüm Vanlıların huzur ve mutluluğu için… Van'ın çağdaş yaşanılabilir kent kimliğine kavuşması için… Kentte yaşanan insan kaynaklı sorunların çözümü için… Yasaların, kuralların toplumda hakim olabilmesi için… Değerlerin ve kültürün korunması için…  Yaşadığımız kente sahip çıkmak ve özen göstermek için… 

Çağrıda bulunuyoruz…

Valilik, üniversite, belediyeler, emniyet, müftülük,  milli eğitim, sosyal hizmetler ve tüm kamu kurum ve kuruluşları, meslek odaları, STK'ların ortak çalışmasıyla Toplumsal Eğitim Seferberliği başlatılmalıdır. Okuldan camiye, evden iş yerine hayatın her alanında sürekli eğitimle toplumsal sorunlar çözülebilir, Van da çağdaş bir kente dönüşebilir.

Durumumuz, fotoğrafımız iyi değil…

Birbirimize tahammül etmiyor, saygı göstermiyoruz.

Yaşadığımız kentin tarihini, kültürünü önemsemiyoruz.

Kentin yasalarla kurallarla yönetildiğini,  kent sakini olarak bizim de bunlara uymamız gerektiğini umursamıyoruz.

Kendimize göre kural uydurmaya çalışarak toplumda çatışmalara, huzursuzluğa neden oluyoruz.

Beslenmeyi bilmediğimiz için daha çok hasta oluyoruz. Hasta olduğumuzda hastalığımızı ve hangi sağlık kurumuna gideceğimizi bilmiyoruz.

Umumi tuvalet, kaldırım, araba, toplu taşıma aracı kullanmayı bilmiyoruz.

Toplumda saygı ve sevgiye dayalı ortak yaşama iklimi için sorumluluğumuzu yerine getirmiyoruz.

Haklarımızın, özgürlüklerimizin nerede başlayıp nerede bittiğini biliyoruz ama dikkate almıyoruz.

Hakkımız kadar sorumluluğumuzun olduğunun bilincinde değiliz.

Görgüsüzlüğü, kabalığı, gösterişi üstünlük, beyefendiliği, zarafeti, bilgiyi zayıflık biliyoruz.

 En önemlisi bilmediğimizi de bilmiyoruz.

Tüm sorunların çözümü eğitimle mümkündür.

Okullarda öğretmenler; camilerde ve kuran kurslarında imamlar;  hastanelerde hekim ve hemşireler; kurumlarda amirler; fabrikada ustalar; evlerde anneler ve babaların katıldığı toplumsal eğitim başlatılmalıdır. Çünkü başka çare yoktur. 

Eğitim yalnızca yazmak okumak, diploma almak, işe girmek, statü kazanmak değil. Eğitim; toplumsal, ekonomik, kültürel vb. alanların gelişmesinde ve kalkınmasında, demokratik yaşam için gereksinmedir. Eğitim; insanları hayata hazırlamak ve sorunları çözmek, gelişimi sağlamak için vardır.  Bizim gibi sorunlu, sancılar yaşayan toplumlarda sorunların çözümünün  tek ve en etkili yolu eğitimdir. Van'ın yaşanılabilir koşullara ve kent kimliğine, Vanlıların kentlilik bilincine kavuşabilmesi için "her yerde hemen toplumsal eğitim seferberliği" diyoruz. 

Yazarın Diğer Yazıları