İkram Kali

Tarihi günler, karmaşık duygular

İkram Kali

Çin'de başlayan koronavirüs salgını dünyada ve ülkemizde can almaya devem ediyor. Yaşamın doğal akışına Çin Seddi çeken korona, binlerce yıllık dini ibadetleri, asırlık milli bayram kutlamalarını, yüzyıllar ötesinden süzülüp gelen kültürel, sosyal gelenekleri olumsuz etkiliyor. Camiler, Kiliseler, Havralar kapalı. İş yerleri kilitli insanlar işsiz ve aç. Sportif ve sosyal etkinlikler, gelenekler anlamını yitirmiş durumda. Kurallara uymaktan ve sabretmekten başka çare yok.

Dün çocukların günüydü.

Gazi Mustafa kemal Atatürk'ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve TBMM'nin kuruluşunun 100. yılı kutlanmaya çalışıldı.   

Lakin tarih de böylesi bir 23 Nisan kutlaması görmedi.

Dünyanın dört bir yanından, şehirlerden, ilçelerden, kasabalardan Ankara'da bir araya gelerek gözlerinden mutluluk ışıldayan dünya çocukları görünürlerde yoktu.  Bayramın tüm güzellikleri, duygular camların arkasına gizlenmişti dün.

Annelerin, babaların, ablaların, ağabeylerin bayram için özenle ve heyecanla hazırlık yaptığı, içi kıpır kıpır olan çocuklar, okulları süsleyen öğretmenler, şiirler okuyan, şarkılar söyleyen, makamlara kurulan öğrenciler ve onları gözyaşları içinde umutla ve gururla izleyen büyükler de yoktu.

Okullar, sokaklar, caddeler çocuk cıvıltılarından ve 23 Nisan'ın evrensel coşkusundan yoksundu dün. Çiçekler, böcekler yalnızdı. Gökyüzü çocuklarla gülümseyemedi.

Milli ruh, inanç aynı; kutlamalar ise buruk ve yarımdı.

Kırmızı beyaz giysiler içinde 23 Nisan'ı evlerinin balkonlarından bayraklarla, Atatürk posterleriyle ve sosyal medyada paylaştıkları videolarla ve akşam saatlerinde okudukları İstiklal Marşı ile kutlayan çocukların mutlulukları yine de görülmeye değerdi.

 

23 Nisan Ramazan aynı gün aynı duygularla iç içe geçti. Milli gün biterken Manevi gün başladı.

Ramazan ayına girildi bugün. 

İslam dünyası 1400 yıldır yaşamadığı, görmediği Ramazan ayını yaşamaya hazırlanıyor.

Kâbe'nin kapısı kilitli.

Aylardır dünyanın dört bir tarafında bulunan tüm camiler, medreseler kapalı. Cenaze namazları kılınamıyor, taziyeler kurulamıyor.

Teravih namazı kılınmadan, kabristanlar ziyaret edilmeden, kolu komşuya keşkek dağıtılmadan Ramazan ayı başladı. Bayram Namazı'nın kılınabileceğine dair bir ihtimal şimdilik gözükmüyor.

Çocukların camilerdeki geleneksel teravih yaramazlıkları bu Ramazan olmayacak.

Yaklaşıp kucaklaşmak yerine araya mesafe konulup temasta bulunulmayacak.  Ziyaretlerde bulunmak yerine herkes evinde kalacak.

Korona herkesi kendi dünyasına hapsetti.

İster istemez herkes evcimen olmak zorunda kaldı.

Çığ gibi üstümüze gelen koronavirüs salgını ekonomi, kültürel ve sosyal yaşam yanında köklü değerleri de hasara uğrattı. 

Ramazan geldiği için yaşlılar, hastalar, kimsesizler gönüllerin istediği şekilde ziyaret edilemeyecek. Yetim, öksüz çocukların başları okşanıp saygıya muhtaç yaşlıların elleri öpülemeyecek.  

Bildik heyecan dolu Ramazan telaşı yaşanmadı.

İftar yemekleri, sahur buluşmaları, Ramazan eğlenceleri, fırın kavgaları, kıymalı ve Van çöreği sıraları olmayacak. Çiği köfte masaları geride kaldı.

Yardımlaşma, paylaşmalar ile dayanışma sorumluluğu yerine getirilmeye çalışılacak. Sevmek dokunmaktır yerine telefonla aramak, sormak, sosyal medyadan mesaj yazmak durumuna geçildi.

Doğa kendisini dinlenmeye, yenilemeye alırken insanları kaderleriyle baş başa bıraktı.

Tüm söz ve yetki teknolojiye kaldı.

"Günümüz çocukları, gençleri zorluk yaşamadı, zor günler görmedi o nedenle yaşamın değerini pek bilmiyorlar" sözü de korona salgınıyla birlikte anlamını yitirdi.  Zira yaşlı, genç, çocuk her yaşta herkes tarihi günler, karmaşık duygular yaşıyor.

Herkes koronalı yaşamdan payına düşeni alıyor.

Ramazan ve tutulan oruçlar; başta ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hayır, sağlık ve esenliklere vesile olsun.

Yazarın Diğer Yazıları