Suruç saldırısı kime yarar?
İkram Kali
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) önceki gün Kobani’ye yardım amacıyla Suruç’ta düzenlediği basın açıklaması sırasında IŞİD tarafından gerçekleştirildiği belirtilen intihar saldırısında, aralarında eylemi gerçekleştiren canlı bombanın da bulunduğu 32 kişi hayatını kaybederken 100’ün üstünde insanımız yaralandı. Ağrı’dan Samsun’a, Kayseri’den İstanbul’a Türkiye’nin dört bir yanına cenaze gitti.
Suruç’ta yaşanan katliamın bilançosu ağır. Saldırıda hayatını kaybedenler arasında Kürt, Türk, Çerkez, Laz ve diğer etnik kökene sahip yurttaşlarımız var. Hayatını kaybeden bütün yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet ailelerine sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum. Terör saldırısını nefretle kınıyorum.Adıyaman'da saldırıya uğrayarak hayatını kaybeden şehit başçavuşa Allah'tan rahmet yakınlarına da başsağlığı diliyorum.
Ateş düştüğü yeri yakmıyor.
Ateş sıçradığı her yeri yakıyor, yıkıyor.
IŞİD tarafından Suruç’ta yakılan ateş bütün Türkiye’yi sardı. Suruç’ta saldırının hedefi açık şekilde Türkiye’dir.Türkiye’de yaşayan bütün halklardır. Türkiye’nin demokratik yapısı ve imajı Reyhanlı, Cilvegözü’nden sonra Suruç’ta saldırıya uğramıştır. Saldırı Türkiye üzerinde gerçekleştirilmeye çalışılan emperyalist projenin bir parçasıdır. Birileri IŞİD taşeronuyla Türkiye’ye bedel ödeterek gözdağı veriyor. Birileri Türkiye’yi Suriye bataklığına çekiyor. Suriye’de, Irak’ta dinmeyen karışıklık sistematik şekilde ülkemize taşınmaya çalışılıyor. Suruç saldırısının İran ambargosunun kalkması ve Yunanistan krizi sonrası meydana gelmesi düşündürücüdür. Saldırı bunlardan kopuk değildir.
Hangi amaçla, hangi örgüt ve destekçileri tarafından kime karşı yapılırsa yapılsın terör saldırılarının tamamı alçakçadır. Terör saldırılarının en alçak ve en kalleş olanı masum korumasız sivillere yönelik saldırılardır. Suruç’ta yapılan saldırı böylesine bir girişimdir.
Yaşadığımız coğrafya ne acıdır ki insan değerinin en ucuz olduğu yerdir Bu coğrafyada en basit nedenler için de en kutsal değerler için de insan canına kastediliyor.. Olan insanlara oluyor. Toplumda korkutma, kaos yaratarak günlük yaşamın akışını durdurmayı amaçlayan insanlığa yönelik saldırılar Türkiye’de ve dünyanın bütün ülkelerinde meydana geldi, geliyor ve gelmeye de devam edecek. Unutmayalım ABD eski Dışişleri bakanı Rice, 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini söylemişti. Arap Baharı adı altında başlayan sınırları değiştirmeyi amaçlayan projenin ilk ayağı Suriye ve Irak'ın bölünüp parçalanmasıyla uygulandı. Sıra projenin diğer ayaklarını oluşturan ülkelerde.
Suruç’ta planlanan insanlık dışı terör saldırısının kime yardığını doğru anlamak için polis, istihbaratçı, terör uzmanı olmaya gerek yoktur. İnsan olmak, duygularımızdan sıyrılarak, bazı akılcı sorular sormak yeterlidir.
BİR: Saldırı kimlerin canını yaktı?
İKİ: Saldırıdan kimler kazançlı çıktı?
ÜÇ: Saldırı kimlerin kin ve nefretine katkı sağladı?
DÖRT: Saldırıyla kimlere mesaj verilmeye çalışıldı?
BEŞ: Saldırı ne zaman ve nerede gerçekleştirildi?
Bu sorulara bulunacak cevaplar saldırının kimlere yardığını ortaya koyuyor. Saldırı ilk aşamada maalesef amacına ulaşmıştır. Birincisi saldırıyla büyük can kaybı olmuş. İkincisi saldırı bazı çevrelerde akıl tutulması panik meydana getirmiştir. Saldırının amacı da buydu zaten.
IŞİD'in nihai hedefi saldırılarla Türkiye'yi bunalıma sokarak fitneyi, fesadı körüklemektir. Onlarca insanın canına mal olan bombalı saldırı esasında ülkemizde her şeye rağmen var olan ortak yaşama ruhuna yapılmıştır. Vahşi saldırı zihinleri bulandırma amaçlıdır. Sınır ve sinir ötesi saldırı Türkiye’de Suriye, Irak sınır illerinde güvensizlik yaratmaya yöneliktir.
Suriye ve Irak’ta Arap, Kürt, Türkmen, Hristiyan, Ezidi demeden insanları en vahşi yöntemlerle acımasızca katleden IŞİD terör örgütü saldırılarını ülkemize yönelmiştir. Katliamı yöneten ve gerçekleştirenlerin tuzağına düşmemek gerekir. Bize düşen görev aklı devreye alarak acılara birlikte yas tutmak terör karşısında kardeşçe dayanışmayı daha da güçlendirmektir.Türkiye’nin birilk beraberliğiyle Suriye, Irak olmasına bu halk izin vermez, vermemelidir.
Suruç’ta 31 insanımızın canına kıyan terör saldırısı tüm boyutlarıyla en kısa sürede aydınlatılmalıdır.Gün "ama onlar, biz-siz" diye başlayan ayrımcı ifadelere, heyecan dolu akıl dışı kışkırtmalara yararı olmayan polemiklere prim vermenin zamanı değil. Gün teröre inat daha güçlü dayanışma içinde olmanın zamanıdır.
