İkram Kali

Suriye göründüğü gibi değil

İkram Kali

Suriye'nin İdlib şehrinde Rus desteğindeki Suriye uçaklarınca düzenlenen hava saldırısında Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup 36 askerimiz şehit oldu.

Annelerin yüreği bir kez daha yandı.

Bir kez daha ocaklar söndü, taziyeler kuruldu, gözyaşları döküldü.

Saldırı sonrası başlayan Türkiye-  Rusya (Suriye)  gerginliği dünyayı tedirgin etti.

Özellikle göçmen istemeyen Avrupa ülkeleri kapının açılmasıyla birlikte ciddi anlamda endişelendi.  Suriye'de gerginliğin nereye evirileceği 5 Mart'ta Erdoğan ve Putin'in Moskova buluşmasında netleşecek gibi.

Türkiye Avrupa ve uluslararası toplumdan, NATO'dan Suriye sorununun çözümü için ciddi destekler bekliyor.  Zira Suriye ve göçmen sorunu bütün ülkeleri yakından ilgilendiriyor.

Bosna'da 1992 yılında başlayan, çoğunluğu Müslüman sivil Boşnak olmak üzere 200 bin kişinin öldüğü, 50 bin kadının tecavüze uğradığı, birçok tarihi eserin yerle bir edildiği, 2 milyon insanın mülteci durumuna düştüğü savaşta, uluslararası toplum tıpkı bugün Suriye'de yaşanan dramda olduğu gibi sessiz kalmıştı. Sonuçta NATO 30 Ağustos 1995 tarihinde Bosna'daki Sırp hedeflere yönelik ''Kararlı Güç Harekatı''  başlatarak, toplam 750 saldırı düzenlemişti. Yaklaşık 400 savaş uçağı ve 15 ülkeden 5000 askerin katıldığı müdahalede binin üzerinde roketle Sırp hedefleri vurulmuştu. NATO operasyonu 21 Eylül 1995'te sona erdi. NATO'nun Sırp kuvvetleri üzerine yaptığı harekâtla savaştaki dengelerin bozulması üzerine Sırplar barış masasına oturmak zorunda kalmıştı. 21 Kasım 1995 tarihinde, ABD'nin doğusundaki Ohio eyaletine bağlı Dayton şehrindeki ''Wright-Patterson Hava Üssü'nde Bosna'daki silahları susturarak kanlı savaşın resmi sonlandırılmıştı.

Türkiye üyesi olduğu NATO'dan   "Bugün değilse ne zaman" diyerek Suriye için de benzer bir destek istiyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri...

36 askerimizin şehit edilmesinin ardından rejim hedefleri karadan havadan ateş altına almış durumda. Rusya'dan, rejimin saldırılarını durdurarak Soçi mutabakat sınırlarına çekilmesi için etkilerini kullanması çağrısını yapan Türkiye, "Bahar Kalkanı" adıyla başlattığı harekâtla Suriye unsurlarına ağır kayıplar veriyor.

Kurt dumanlı havayı sever misali Rusya bu ortamda farklı hesaplar içinde olduğunun mesajını vermekten geri kalmıyor.

Bölgede tansiyon hızla yükselirken Rusya'nın Moskova merkezli uluslararası resmi haber ajansı Rossiya Segodnya'ya bağlı, 34 ülkeyi kapsayan 130 şehirde, internet sitesinden ve radyo istasyonlarından Rus devlet propagandası yapan Sputnik'in İngilizce yayınında Hatay üzerinden Türkiye'ye yönelik provokatif bir habere yer verildi.

 Zamanlaması ve içeriği büyük tepki çeken haberde 23 Haziran 1939'da oy birliği ile aldığı karar sonucu Türkiye'ye katılan Hatay ilimize yönelik Rus düşünceleri paylaşıldı.  Hatay için 'çalınmış vilayet' ifadesi kullanılan haberde, "Suriye'nin bir köşesi 80 yıl önce Fransa tarafından neden Türkiye'ye verildi" ifadesi kullanıldı.

Rusya’nın 80 yıl önce Türkiye topraklarına katılan Hatay üzerinden Türkiye'nin toprak bütünlüğüne açık saldırıda bulunması ülkemiz ve bölge üzerindeki amacının yansımasıdır.

Özetlersek…

Suriye'de büyük resme bakmalıyız.

Yabancı güçler Suriye halkını çok sevdiği için Suriye'de bulunmuyor. ABD, Rusya başta olmak üzere yabancı güçler petrol kaynakları ve güç elde etmenin peşindeler.  Türkiye'nin bütünlüğüne yönelik hesapları ve bölgede sınırları yeniden şekillendirmeye yönelik senaryoları görmemek için aptal ve kör olmak lazım.  

 

 

Sormak lazım

"Esad'ı devirmek" üzerine kurulu Suriye politikamız, hataydı.

2012 yılında "İnşallah biz en kısa zamanda Şam'a gidecek, Selahaddin-i Eyyubi'nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camii'nde namazımızı da kılacağız"  hayali gerçekçi ve doğru değildi.

Türkiye'nin Esad ile ipleri tümden kopararak Rusya- İran üzerinden sorunun çözülmesine çalışılması yanlıştı.

 Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun "ortak rüyamız" düşüncesi fanteziydi.

 Bunlar tamam da…

Suriye'de yaşananlardan dolayı huzursuz olan, göç dalgası altında bulunan, güvenliği ve toprak bütünlüğü tehdit altında olan Türkiye'ye " Suriye'de ne işimiz var" diyenler…

Binlerce kilometre uzaktan gelen…

Rusya…

ABD…

Çin…

 İran,  İngiltere, Fransa, Hollanda, Katar, Irak, Lübnan'ın "Suriye topraklarında ne işi var" demesi de gerekmez mi? 

Sınır komşumuz Suriye’de esas sizin ne işiniz var demek gerekir.

 

 

 

Nerdeydin Esad?

Merak ediyorum.

Madem Rusya ile bu kadar güçlüydün.

Madem bu kadar ülkeni seviyordun.

 Kendi okulların, hastanelerini, camilerini, evleri neden bombaladın Esad?

 Kendi halkını neden göç etmeye zorladın Esad?

Ülken işgal edilip paramparça edilirken...  Suriye vatan topraklarında örgütler cirit atıp kendilerine göre kararlar alarak sınırlar çizerken uçakların, tankların, askerin ve sen neredeydin Esad?

Esad, kadim Suriye ve halkına çok yazık ettin.

 

 

 

İnsanlık dramı yaşanıyor

Avrupa ülkeleri Suriye'den gelen göçmenleri bize göndermeyin, siz besleyip bakın, ülkemizin sosyal dengesi ve huzurunu bozmayın diyor Türkiye'ye.

3,5 milyon Suriyeli göçmeni yıllardır barındıran, bugüne kadar 40 milyar dolar harcayan Türkiye de, "Göçmenler Suriye'de yaşanan iç savaştan, Esad rejiminden dolayı ülkemize geliyor. Gelin önce Suriye'de yaşanan parçalanma sorununu birlikte çözelim sonra da bütün ülkeleri etkileyen göçmen dalgasını engelleyelim ve mevcut göçmen yükünü birlikte paylaşalım" diyor.  Türkiye,  ağır yükü tek başına yüklenemeyeceğini her defasında anlatıyor.

Batı ülkeleri yan çizerek duymazlıktan geliyor.

İdlib'de 36 askerimizin şehit haberlerinin ardından Türkiye, Suriye'den gelecek göçmenlerin Avrupa'ya geçişini engellememeye karar verdi. Politik anlamda iyi de etti. Türkiye'nin birçok bölgesinde yaşayan göçmenler perşembe gece saatlerinden itibaren sınır bölgelerine doğru akın ediyor. Edirne'nin Pazarkule Sınır Kapısı ile Ege'de Yunanistan adalarına yakın olan sahil noktaları göçmen kaynıyor. Çok sayıda göçmen de buldukları şişme botlarla Yunanistan'ın Midilli adasına geçiyor.

Yollarda, Kapıkule'de, Ege denizinde insanlık dramı yaşanıyor.

Olan çocuklara, kadınlara ve insanlara oluyor. Suriye ve göçmen sorunu ya Türkiye ile birlikte çözülecek ya da ağır sorundan her ülke payına düşeni alacak.

Yazarın Diğer Yazıları