İkram Kali

Sıra dışı bir gün

İkram Kali

Hafta sonu siyasi açıdan Türkiye sıra dışı, hareketli, heyecanlı bir gün geçirdi. Ankara’da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli MHP 11. Kurultayında konuşurken Diyarbakır nevruz kutlamasında HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’de Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği mektubu okuyordu. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ı eleştiren sözleri ekranlara son dakika, flaş haber olarak yansıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Denizli’de Başkanlık sistemini savunan bir konuşma yapıyordu.

Gelelim ayrıntılara. 

ANKARA

Ankara’da 21 Mart Nevruz Bayramı’na denk getirilen MHP 11.  kurultayında Devlet Bahçeli Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun adeta muhatap almadan  Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok sert sözlerle yüklenerek salonu dolduranlara seçim havasında seslendi. Ülkücü gençleri sokaktan çekmeyi başaran, silah yerine kalem tutmalarını isteyen Bahçeli konuşmasında  7 Haziran seçimi öncesi safları sıklaştırmaya, milliyetçi oyları toparlamaya, MHP’den Ak Parti ve CHP’ye kaçışları önlemeye yönelik,   “Bugüne kadar bağrımıza taş bastık, dişimizi sıktık ama artık bıçak kemiğe dayandı” ifadesi seçim sonrası MHP’nin meclisteki siyasi duruşunu işaret eden bir vurguydu. Çözüm sürecini yerden yere vuran, süreci   “Ver başkanlığı al özerkliği” olarak da özetleyen Bahçeli, konuşmasında Erdoğan’a, İmralı’ya eleştiriler yöneltirken toplumu yakından ilgilendiren günlük ve ekonomik sorunlara değinmemesi ilginçti. Pek de demokratik olmayan tek aday, blok liste ile yapılan seçim sonrası Devlet Bahçeli 7. Kez MHP Genel Başkan’ı seçildi.

Televizyonlar Devlet Bahçeli’nin Ankara Spor Salonu’ndaki konuşmasını canlı yayınlarken kimi zaman da Diyarbakır meydanına bağlanıyordu.  Bazı kanallar ise ekranlarının yarısına Devlet Bahçeli’nin görüntüsünü, yarısına Diyarbakır nevruz görüntüsünü yansıtıyorlardı. 

DİYARBAKIR

Diyarbakır meydanını hınca hınç dolduran kitlelere ve televizyon kameralarına Abdullah Öcalan’ının mektubunu HDP Milletvekili Pervin Buldan Kürtçe, HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder Türkçe okudu. Herkesin dikkatle izlediği ve dinlediği mektupta Öcalan PKK’ya, 40 yıla varan silahlı mücadeleyi bitirmesi için kongre çağrısında bulundu. Bu silahlı mücadelenin sona erdirilmesi çözüm-barışta gelinen noktada geri dönüşün olamayacağının açık vurgusuydu.  Öcalan'ın konuşmasındaki diğer bir önemli başlık ise, "Eşme ruhu" göndermesiydi. Kürt araştırmacı-yazar Ümit Fırat bir internet sitesine yaptığı açıklamada, Öcalan'ın "Eşme ruhu" vurgusunu , Öcalan, Suriye'deki Süleyman Şah Türbesi'nin, PYD kontrolündeki Eşme köyüne taşınması olarak vurguladığını ve bunu 'yeni tarihin sembolü' olarak nitelendirdi.

 Öcalan mektubunda emperyalist kapitalizmin ve despotik yerel işbirlikçilere atıfta bulunması…Dolmabahçe Sarayında, hepimizce resmen ilan edilen on maddelik deklarasyon temelinde yeni bir süreci başlatma görevi ile karşı karşıyayız hatırlatması…Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK 'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim çağrısının yanı sıra IŞİD’in  emperyalist bir  örgüt olduğu    barbarlığın bile anlamını zorlayan bu örgüt, kadın çocuk demeden, Kürtler, Türkmenler, Araplar, Ezidiler, ve Asuri-Süryaniler başta olmak üzere bütün bölge halklarına ve inançlarına dönük vahşice katliamlar sergilediği  ifadesinin ardından  artık gün bu acımasız ve yıkıcı tarihi sonlandırıp gerçek geçmişimize uygun barış, kardeşlik ve demokrasiye geçiş yapma günü  çağrısı  mektubun ön plana  çıkan  başlıklarıydı.

 ANKARA

Diyarbakır’da bunlar konuşulurken aynı saatler içinde Ankara'da 'Barış Kenti Kudüs' zirvesine katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "İzleme Komitesi'ni uygun bulmuyorum" sözlerine "Kendisi sürecin her aşamasından haberdardır. Her hafta da bilgi verilmektedir. Kendisinin bu sözleri ona eleştiri yapılmasına neden olabilir. Hükümeti yıpratabilir" sözleriyle eleştirdi. Arınç Cumhurbaşkanı Erdoğan’a  sitem ederken Öcalan’ın mektubunu "Mesela eğer dünkü konuşma olmasaydı bugün İmralı'dan nevruz dolaysıyla verilen mesaj acaba nasıl olabilecekti? Ben şimdi o mesajın içerisindeki çok olumlu noktaları düşünerek bunun çok daha iyi olabileceğini çok daha iyi bir aşamayı hedef gösterebileceğini de tahmin ediyorum”  sözleriyle   ümit verici buldu. Bu da zihinlerde  çeşitli soru işaretleri bırakan cinstendi.

VAN

Van'a geldiğimizde…

Bugün Ak Parti’de heyecanlı bir gün yaşanacak. Ak Parti AK Parti Merkez Yürütme Kurulu aldığı kararla 7 Haziran 2015 Milletvekili seçimleri öncesi bütün illerde meslek odları, vakıf ve sivil toplum kuruluşları başkan ve yönetim kurulu üyelerinin  katılacağı bir temayül yoklaması gerçekleştirecek.   Aday belirlemede parti için tek kriter elbette bu değil. Ama gelecekte bu tür temayüller daha çok önem kazanarak etkili olacaktır. Katılımcı demokrasinin gelişmesi ve güçlenmesi açısından geç kalmış ancak yararlı bir adımdır.

Ak Parti meslek odalarına, vakıflara ve sivil toplum kuruluşlarına 7 Haziran seçimi öncesi aday belirlenirken  “ kentinizi kimlerin parlamentoda temsil etmesini istersiniz?” diye sorması önemli bir adımdır. Temayül sürekli şikayet eden STK’lara sorumluluk, ödev yükleyen akıllıca bir girişimdir. Eleştirilecek yönleri, eksiklikleri olmasına karşın temayül yoklamasını yararlı buluyorum.

Cin şişeden çıktı…

Atılan bu adımdan geriye dönüş yok. Bundan böyle siyasi partiler yerel ve genel seçimler öncesi toplum dinamiklerine, halkın temsilcilerine “kimi aday görmek istiyorsunuz”  diye sormak zorunda kalacaktır. Siyasi düşünceleri ne olursa olsun STK temsilcileri de bugün sandığa giderek kentlerine karşı sorumluluklarının gereğini yerine getirmeleri gerekir. Katılımcı demokrasinin gereği de budur.  Şikayet etmekle,  eleştirmekle, kaçak güreşmekle olmuyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları