İkram Kali

Şimdi insanlık zamanı

İkram Kali

Soma maden faciasında resmi makamların açıklamalarına göre 301 emekçi kardeşimiz hayatını kaybetti! Ruhları şad olsun. 301 ailenin ocağı söndü. Gözü yaşlı çocukları yetim, eşleri dul, ana babalarının yürekleri yanık kaldı. Maden ocaklarının tozlu, karanlık derinliklerinde ekmek kavgası için mücadele eden delikanlı, mert Anadolu çocuklarından sağ kurtulanların anlatımları insanın yüreğini dağlıyor. Kimi çamurlu su içmiş, kimi çamurlu su ila abdest alıp namaz kılmış. Kimi de yanı başında duran arkadaşlarının ölümünü çaresizce izlemiş.

Ölenlerin yakınlarının, ailelerinin facia karşısında gösterdikleri olgunluk, kalplerinin kirlenmemiş temizliği, dillerinin ön yargılardan uzak ifadeleri, dökülen gözyaşları, çaresizliklerine rağmen insani duruşları Soma acısından unutulmayacak derin izler bıraktı zihinlerde.

Soma’da sönen ocaklar, yetim kalan çocuklar için herkes insanlık adına elinden gelen bir şeyler yaptı, yapmaya devam ediyor. Gönüllü öğrenciler şehit işçilerin mezarlarına çiçek bırakarak mezarları suluyor.  Mezarlıklar, hastaneler, evler ziyaret ediliyor. Yaşlı, genç, kadın,  çoluk çocuk acıyı paylaşmaya, kardeşliği göstermeye Soma’ya gidiyor.

Maden faciasından sağ kurtulan ve "Sedye kirlenmesin çizmelerimi çıkarayım mı" diyerek tüm Türkiye'nin konuştuğu isim olan maden işçisi Murat Yalçın’ın borçlarını eski Mili futbolcu Beşiktaşlı Tümer Metin “Ben ödeyeceğim” diyor. Daha yüzlerce insanlık dolu örnek olacak çabalar.

 “ Van nerde?”  başlıklı yazımda benimde söylemek istediğim işte buydu. İnsanlık adına deprem acısı yaşamış, acıyı bilen Van olarak herkesten önce orada bir şeyler yapmamız gerektiğin anlatmaya, duyurmaya çalışmıştım.   Ama yetersiz,  çapsız, cahil birilerinin kuş beyni, ziftlenmiş yürekleri, söylediğimi anlamadı ona da ben ne yapayım.

Ama anlayan anladı.

Soma’da maden faciasında hayatını kaybeden madenci kardeşlerimiz için Valilik öncülüğünde yardım kampanyası açıldı. Kampanya 1 Haziran günü son bulacak.  “Yardımda benimde payım olsun” demek isteyenlerin Ziraat Bankası Beşyol Şubesi’ne gitmeleri yeterlidir. Hesap numaraları bankada ve her yerde mevcuttur.

Başta Van TSO, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları,  iş adamalarımız, öğrenciler ve bütün Van halkının kampanyaya güçlü bir destek sağlaması gerekiyor. Van kendisine yakışanı mutlaka yapacak.   Köklü taziye, yardımlaşma,  dayanışma kültürümüzde hesap yapılmaz. Yardıma muhtaç olana, kardeş dediğimize mertçe  “Ne verirsin elinle o gelir kendinle”   inancıyla koşulur,  gönülden destek olunur.

Van; şimdi insanlık zamanı, şimdi yaralı gönüllere bir nebze merhem olma anı.

 

Çağdaş kölelik

2011 Van depremlerinin enkazlarından;  644 insanımızın bedeni,  kalitesiz ve kontrolsüz yapılaşma, kötü müttehitlik, çarpık imar planı, sorumsuzluk, denetimsizlik, yürek burkan yaşam hikâyeleri ile 76 milyon Türkiye’nin kardeşliği hatta çözüm süreci ve barış çıkmıştı.

2014 Soma maden faciasının siyah derinliklerinden; 301 emekçi insanımızın cansız bedeni, yüzlerce yetim çocuk, dul kadın ve sönen ocaklar, acı dolu yaşam hikâyeleri,  dayanışma ve örnek işçi arkadaşlıkları, iş ve can güvenliği eksikliği, İLO Sözleşmesi, ihmal, denetimsizlik,  çağdaş kölelik olan taşeronluk sistemi, çıktı.  İki acının farkı Van üşümüş, Soma yanmıştı.

Soma faciası bir gerçeği daha bütün çıplaklığı ile siyasilerin ve toplumun önüne getirdi.

Taşeronluk.

Faciadan sonra Türkiye’de tartışılması gereken konuların başında iş güvenliği ve taşeronluk denilen modern kölelik sistemidir. 

Taşeron işçilik modern kölelik demektir.  Her an işsiz kalabileceği tehdidi altında düşük ücretle çalışan işçinin haksızlıklar karşısında sesini çıkarma, hakkını arama gibi bir durumu yoktur. Taşeron işçiler siyasilerin ve işverenin esiridir. Taşeron işçiliğin yaygınlaşması ile sendikalı işçi dönemi tarih oldu. Taşeron işçilik, Van gibi kentlerin ekonomisini ve sosyal yaşamını ciddi anlamda olumsuz etkiledi. İşçi çocuğu doktor, mühendis dönemi geride kaldı. Van’da okumuş, belli bir yerlere gelmiş ailelerin çocuklarının birçoğu eski kamu işçilerinin çocuklarıdır.

Eskiden Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü, Devlet Su İşleri 17 Bölge Müdürlüğü gibi kurumlarda on binlerce Vanlı işçi çalışırdı ama gerçek anlamada çalışırlardır. İşçiler emekleri karşılığında aldıkları makul maaşlarla ev yaptırır, çocuklarını okutur, evlendirir, toplumda aileleriyle birlikte saygın bir yer edinirlerdi. Harcamalarıyla da Van ekonomisine, esnafa ciddi katkı sunar,  sosyal yaşamda,  toplumsal sorumluluklarda en başta yer alırlardı. O dönem her aileden bir iki kişi bu kurumlarda çalışırdı. Van’ın sarhoşu, delisi,  garibanı,  kimsesizi, engellisi, dulu, yetimi, iş bileni, bilmeyeni sosyal bir anlayışla kurumlara alınarak kendilerine ve ailelerine sahip çıkılırdı. Şehir aidiyeti, memleketi ve değerlerini sevme koruma böyle gelişirdi. Toplumda sosyal huzur, barış daha güçlü olurdu.

Söz konusu kurumlarda şimdi taşeron işçiler/köleler çalıştırılıyor. Gariban taşeron işçi ailesinin geçimini sağlamak ve karın tokluğuna çalışmaktadır. Taşeronlukta asıl kazanan ise sadece üç beş kişidir. İşçilere paylaştırılması gereken ücret bir kişiye veriliyor. Toplum yerine kişiler işçinin sırtından hızla zenginleşiyor. Kapitalist anlayışla sosyal denge bozluyor. Taşeronluk/kölelik olayı özetle budur.  

Sosyal dengeler bozduğundan,  gelir paylaşımında sosyal devlet anlayışı unutulduğundan bu yana toplum katmanları arasında uçurum oluşmuştur.  O nedenle taşeron köleliğine bir an önce son verilmelidir.  Soma maden ocağından ölümlerin yanında çıkan kara gerçek budur.

Yazarın Diğer Yazıları