İkram Kali

Sevmek zorunda değilsin

İkram Kali

Önceki gün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 76.Yıl dönümü çeşitli etkinliklerle anıldı.  Kimi rahmet, minnet ve dua ile andı, kimi de saygı duruşunda bulundu. Her yıl olduğu gibi bu yılda bir takım saçmalıklara, saygısızlıklara da tanık olduk.

Modern Türkiye’nin kurulması ve Cumhuriyet kazanımlarının yanı sıra Van için özel bir değeri vardır Atatürk’ün. Kadirşinas Vanlılar bunun bilincindedir.

Atatürk devlet adamlığı ve sahip olduğu liderlik vizyonuyla 1 Kasım 1937'de, TBMM açış nutkunda, 'Doğu bölgesi için Van Gölü Sahillerinin en güzel bir yerinde ilkokulu ve nihayet üniversitesi ile modern bir kültür şehri oluşturmak yolunda şimdiden faaliyete geçilmelidir.' demiş, bu maksatla, o dönemin Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan'ı, arazi tespiti için Van'a göndermiştir. Hedef gösterdiği tarihte ilimize üniversite kurulmuş olsaydı Türkiye’nin ilk kurulan üniversitelerinden  üçüncü üniversitesi Van’da kurulmuş olacaktı. Yani bugün ilimizde 77 yıllık köklü bir bilim yuvasında muhtemelen en az 50 bini aşkın öğrenci, on bini aşkın akademisyen, bir o kadarda idari personel bulunacaktı. 77 yıl içinde bu memleketin evlatları ise ülkemizin dört bir yanına siyasetçi, bürokrat, bilim adamı nihayetinde bilgi dolu cevher olarak ışık saçacaktı. Van eğitim, bilim, kültür kenti kimliği ile çok önemli işler başaracaktı. Geç kalındı, olmadı.  Yıllar sonra yine onun akıl dolu, geleceği eğitim-öğretimde gören vasiyetinden güç alarak hareket eden Vanlıların ısrarlı çabasıyla Atatürk’ün doğumunun 100 yılında Van üniversitesine kavuşabilmişti.  İş siyasetçinin merhametine kalsaydı kim bilir kaç yıl daha beklerdi Van.

Atatürk’ün sevenleri olduğu gibi yeminli sevmeyenleri, nefret edenleri de vardır. Olacakta.

Herkes sevmek zorunda değil. Bu sorun edilmemelidir.  

Seversin sevmezsin o senin bileceğin bir şey, ama diğerinin değerlerine hakaret edip saygısızlık yapamazsın, yapmamalısın. Eğer ki ahlaktan, insanlıktan zerre kadar nasip almışsan tabi. Neye inanırsan inan, neyi savunursan savun, neye hizmet edersen et ama karşındakinin düşüncesine saygılı olmayı bil.

Müslümanlığın öğretilerini inanarak, bilerek özümsemiş, anlamış kavramış birinin ülkenin liderine kurtarıcısına aleni saygısızlık yapması, hakaret etmesi yetmez gibi birde fitne fesat kampanyası açması neyle savunulabilir ki.  Ha, ben yaparım dersen o zaman terbiyesizliliğin daniskasını yapmış olursun.

Bir gazete Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 76. yılında, saat tam 09.05'te internet sitesinde, "Mustafa Kemal'i sevmeye mecbur muyuz?" başlıklı bir haber yayımladı. Mecbur değilsin. Ama sen başkasının değerine, hakaret kampanyası açarsan başkası da senin değerine hakaret eder. Ne ekersen onu biçersin.  

Sosyal medyada Atatürk’ün manevi kişiliğine hakaret ve saldırıda bulunanlar ile onu sevdiğini söyleyenler arasında en kötü kelimelerin sınır tanımadığı sözlü çatışmalar yaşandı. Kışkırtmalar, tahrikler, seviyesiz ifadeler tepki gördü. Kimileride bilgisayar hızlı gençleri tarafından hazırlanan montaj fotoğrafları gerçek sanıp “mal bulmuş mağribi”  gibi paylaşarak komik duruma düştü.

Afgan Kralı, Emanullah Han Atatürk için,“O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi” diyor.

New York Times,“Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biridir” ifadeleriyle tanımlıyor.

UNESCO ise : ”Atatürk, uluslararası anlayış, iş birliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur”  diye tanıtıyor.

Tarihe mal olmuş lider kişiliği sevsen ne olur, sevmesen ne olur.  İsteyen sever, istemeyen sevmez. Dünyanın saygı gösterdiği, anladığı bir lideri ne yapmacık sevgi yüceltir, ne de kin dolu hakaret küçültür. Atatürk’ü istismar edenler de,  ona saygısızca saldıranlarda yanlış yaparak boş işle uğraşıyorlar.  

 

 

Yazarın Diğer Yazıları