İkram Kali

Seçimleri yazdık, şimdi gülme zamanı

İkram Kali

01 Ocak 2014 Çarşamba günü başlayan mahalli idareler seçim çalışmalarında sona gelindi. 90 günlük yorucu, yıpratıcı, çekişmeli seçim maratonunda yarın final zamanı. Seçim takvimi süresi içinde bütün adaylar, partiler kapı kapı gezerek kendilerini ve projelerini tanıtarak oy ayni yönetme yetkisi istediler. Liderler de miting yaparak adaylarına destek verdiler. Parti kadroları içinde yer alan kimileri samimiyetle sadakatle, inanarak adaylar için çalıştı, kimleri küstü yan çizdi,  kimileri de çalışır gibi yaparak ucundan tuttu.  

Partiler arasında can sıkan, güldüren, alkış alan durumlar da yaşandı.  Nahoş olaylar keşke yaşanmamış olsaydı. Ama yaşananlar günahıyla, sevabıyla anı olarak geride kaldı.

Yarın 30 Mart 2014 Pazar

Vatandaşlarımız vatandaş olmanın hak ve sorumluluklarının gereğini yaparak sandığa gitmeli,  oyunu kullanmalı. Seçmenler büyükşehir belediye başkanı, ilçe belediye başkanı,  belediye meclis üyesi ve mahalle muhtar adayı için toplam 4 oy kullanacak. Vatandaş sandıkta Van’ın 50 yıllık geleceğini 5 yıl içinde şekillendirecek kadrolara sorumluluk ve görev vermek üzere özgür iradesiyle oyunu kullanacak, kendileri ve gelecek nesiller ile Van için yararlı hizmet yapacaklarına inandıkları adayları belirleyecekler.

Huzurlu, güvenli, keyifli bir seçim temenni ediyorum. Sandıktan çıkan vatandaşın tercihine ve sonuca herkes saygı göstermelidir. Kazananlarda kaybedenlerde sağduyulu davranmalı. Seçimler ülkemize, ilimize ve bütün yurttaşlarımıza hayırlı  olsun.

***

Yeterince seçim, siyaset yazdık konuştuk. Birazda gerçek yaşamdan günümüze Van aksanıyla yansıyan bize özgü fıkralarla tebessüm edelim.

Zeher ye

Van’dan öğretmen, öğrenci ve velilerden oluşan bir grup yakın zamanda Kudüs’e gezmeye gider. Grupta yer alan bir Vanlı veli hanımefendi Van’dan gitmeden önce kendi eliyle bol miktarda Van pastası, Van Çöreği, Su böreği yaparak bir sepete doldurur.

 İsrail askerleri her noktada Vanlıları didik didik arar.  Arama, pasaport, kimlik kontrolü o denli sık olur ki bizimkilerine gına gelir. Bizim veli bayan da arama noktalarında pasta sepetini eline geçirir. Yine bir nokta da daha İsrail askeri kontrol ve arama yapar. O sırada hanımefendinin elinde tuttuğu bezle örtülü pasta sepetinin üstünü şeklen açar bakar.

Ablamız Vanlı ya işaretle askere pastayı göstererek buyurun der.  İsrail askeri teklifi reddeder. Vanlı hanımefendi de kızar ve dayanamaz askere Van aksanıyla “ Zeher ye” der. Orda bulunan Vanlı grupta gülmekten kırılır.

***

Teyze neyin var?

Vanlı teyze hastalanır doktora gider.

Sırası gelir içeri girer..

Doktor “  Teyze neyin var?” diye sorar.

Teyzede başlar saymaya “ Allaha şükür. Kocam, gayınpederim, gaynanam,  nevem (torunum),  görümcem, eltim, gaynım, gardaşım,  bacım, bibim (hala), ezem (teyze), gomşum evim-barğım, bağ-bağçam var”  der.

Doktor teyze yanlış anladın ben senin ne hastalığın var diye sordum der.

Teyze doktora “ Men ne bilim ne hastalığım var. Bilsem sana gelirem heç “ der.

***

Reis Bey

İlk Adalet Bakanlarından M. Esat Bozkurt’u Tatvan’da karşılayan Van’ın ileri gelenleri vapurla dönmektedirler.

Bakan Van Gölü’nde süren uzun vapur yolculuğu sırasında herkesin “ Reis Bey” diyerek ilgilendiği, ilginç öykülerini dinlediği ve renkli konuşmalarına bizzat tanık olduğu o dönem Van Belediye Başkanı Salih (Türkoğlu) Bey’i çok sever. Ancak bir ara ağır ceza reisi sanarak:

“Reis Bey, Van’daki ağır cezalı suçlarla bunların diğer suç türlerine göre oranı nedir? Diye sorması havayı bozar.

Demleme vakti zaten geçmiş olan Reis Bey sinirlenir;

“ Ben ne bileyim? Sen onu savcıya sor!” dedikten sonra ayağa kalkar ve o (türü kendine özgü olan) ünlü tavrıyla;

“ Şimdi benim iki tek atma zamanım. Canın çekiyorsa  güverteye gel!...” der

Yazarın Diğer Yazıları