İkram Kali

Seçim yarışı başlarken

İkram Kali

Belediye başkan adaylarının açıklanmasıyla birlikte siyasi partiler seçim sürecinin en zor ayağını tamamlamış oldu.  Partiler aday belirlerken bir taraftan seçim kazanacak diğer taraftan parti içi dengeleri koruyacak ve seçmende karşılık bulacak isimleri aday göstermeye çalıştı.

Belediye başkanlarına yardımcı olan, kentin kaderiyle ilgili hayati kararlara imza atan, kentin sorunlarını, beklentilerini belediye meclisine taşıyacak olan meclis adaylarının açıklanması var sırada.

Seçim yarışının AK Parti ve HDP arasında geçeceği Van'da meclis üyesi olmak isteyen adayların belirlenmesinde de farklı kesimlerden oy getirecek ve seçim akşamına kadar sahada koşturacak  partililere daha sonra da halkın görmek istediği bilgi birikim sahibi isimlere yer verilecek.

Bu seçimde iki farklı değişiklik var. Biri adayların Vanlı olması diğeri adayların yaş ortalamalarının 40-50 civarında olması.  Kazanan adayların Vanlı ve genç olmalarının farkını yanılmaz isek 31 Mart sonrası performans ve gerçekleştirecekleri hizmetlerle göreceğiz. Yanılırsak kusur kendilerine aittir.

 Van halkı kentler arasındaki kalkınmışlık yarışında kendi kalesine gol atarak geriden başlamak istemiyor artık.

Van halkı zamanı ve kaynakları israf eden   belediyecilik istemiyor. Van halkı kavga, gürültü, çekişme yaratarak toplumu geren, iş dünyasını ve kent sakinlerini tedirgin ederek göçe zorlayan ideolojik ve aşiretçilik yapan belediyecilik de istemiyor.

Van halkı ne istiyor?

Van halkı huzurlu, güvenli kent ve insanı, hizmete esas alan belediyecilik bekliyor. Van halkı herkesin mutlu olduğu, yaşanılabilir, temiz ve bakımlı, çağdaş, yeşil bir kentte yaşamak istiyor. Van halkı her semte her kesime eşit hizmet götüren, kimseyi ötekileştirmeyen belediyecilik istiyor. Van halkı projelerle kenti değiştiren, güzelleştiren vizyonu ve iddiası olan bir belediye istiyor. Van halkı kentin kadim kültürüne sanatına sanatçısına destek ve değer veren, tüm zenginliklerimizi kucaklayan topumla barışık belediyecilik istiyor. Van halkı belediyelerde kıyafetinden konuşmasına,  iş ve işlemlerinde kurumsal disiplini sahip saygın yönetici, sorumluluk sahibi personellere sahip belediye görmek istiyor.  Van halkı yasa dışı ve kent dokusuna zarar veren uygulamaların yapılmayacağına emin olacağı belediyecilik bekliyor. Van halkı engellilerin, çocukların, kadınların, yaşlıların, öğrencilerin, işsizlerin, esnafların, kimsesizlerin, çaresizlerin sorunlarına köklü çözümler üreten duyarlı sosyal belediyecilik istiyor. Van halkı kenti birlikte yöneten atanmış ve seçilmişler arasında uyum ve  koordinasyon olan  demokrasiyi özümsemiş belediye istiyor.

 Van halkı ne istiyor biliyor musunuz?

Van halkı, " Benim kentim, benim belediyem" diyebileceği bir belediye istiyor.

Van eski Van, Van halkı da eski halk değil.

Artık yalana dolana, yerine getirilemeyecek vaatlere, halk dalkavukluğuna kimse kanmıyor.

 Seçimi kazanabilirsiniz ama beklentileri yerine getirmediğiniz de Van halkını ve güvenini kaybedersiniz. Van'ın yerel seçim tarihi bunun örnekleriyle doludur. 

 Başkan adaylarına tavsiyem…

Van'a ve halkına yanlış yapmayın, yalan söylemeyin. 

Yoksa….

 

 

Ya beni dinleyin ya da bürokratınızı

Gazeteciliğe muhabir olarak başladığımız yıllardı.

1984 yerel seçimlerinde Refah partisinden seçilen Van Belediye Başkanı Mustafa Çohaz daha sonra iktidarın imkanlarından yararlanma düşüncesiyle iktidarda olan Anavatan Partisi'ne (ANAP)  katılmıştı.  

1987 yılıydı.

Van 100 Yıl Üniversitesi birkaç yıl önce kurulmuştu. Kazım Karabekir /Maraş Caddesi üzerindeki eski araştırma hastanesinin yerinde Kız Öğretmen Okulu/Eğitim Enstitüsü'nden kalma bina ve konferans salonu üniversiteye tahsis edilmişti. Konferans salonunda II. Özal Kabinesinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut'un bürokratlarıyla katıldığı toplantı düzenlenmişti. Bakan bürokratlarıyla Van'ın sorunlarını, isteklerini dinlemeye gelmişti.

Kentin, belediyenin sorun ve beklentilerini Başkan Çohaz sahnedeki kürsüde heyecanla anlatırken Bakan Aykut SSK Genel Müdürü ile fısıltıyla bir şeyler konuşuyordu. Sözünü söylemekten çekinmeyen, cesur kişiliği ve Van sevgisiyle tanınan Başkan Çohaz dayanamayarak patladı.

Olan an oldu.

Bakan Aykut'un kendisini dinlememe saygısızlığına sinirlenen Başkan Çohaz, "Sayın Bakanım Ankara'da bürokratlarınızla istediğiniz her an görüşüyorsunuz zaten, toplantıya bizi dinlemeye gelmişsiniz sözde. Size şehrimizin sorunlarını, belediyemizin beklentilerini anlatıyorum ama siz beni dinlemek lütfunda bulunmak yerine bürokratınızla konuşuyorsunuz. Ya beni dinleyin ya da bürokratınızı" ifadeleriyle sert tepki gösterince  salondan alkış tufanı koptu. Bakan ikili diyaloğu anında keserek Çohaz'ı mahcubiyet  içinde dinlemek zorunda kaldı. Rahmetle anıyorum.

 

 

Sizin de sorumluluklarınız var

Partiler, adaylar kadar seçmenlerinde seçim sürecinde görev ve sorumlulukları var. Seçmenler yaşadıkları mahallelerine, ilçelerine hepimizin kenti Van'a sahip çıkmaları gerekir. Seçmenler hakları olduğu kadar sorumluluklarının da olduğunu unutmamaları gerekir.

Ne yapsınlar?

Öncelikle herkes sandığa giderek oyunu kullansın.

Siyasi düşüncesi, partisi ne olursa olsun, seçim sürecinde  herkes nezaketli, sabırlı ve hoşgörülü olsun. Şiddete, kavgaya, tahriklere prim verilmesin. Seçimlerin savaş değil; demokratik bir yarış olduğu unutulmasın. Televizyonlara, radyolara çıkan adaylara sorularla beklentiler yansıtılsın. Elini uzatan adayın elini sıkmaktan, selamını almaktan kimse korkmasın. Herkes memleketine karşı duyarlı olduğunu göstersin. Rahatsızlık duyulan konular, biriken sorunları, en uç istekler açık ifadeyle aktarılsın. Hayal edilen kent ve belediyecilik anlatılsın.

Kadim kentte yaşamanın da yönetmenin de sorumluluk gerektiği söylensin.

 

***

Seçimlerimiz hayatlarımızı şekillendirip belirliyor ve bizim seçimlerimiz, başkalarını etkiliyor.  Lynne Matson

Yazarın Diğer Yazıları